Bu araştırmanın amacı, Ömer Seyfettin’in şiddet içeren eserleriyle karşılaşan ortaokul beşinci sınıf öğrencilerinin şiddetin farklı türlerinin yer aldığı bu eserler karşısında ortaya koydukları tepkileri tespit etmektir. Araştırmada nitel desenlerden olgubilim (fenomenoloji) kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Van ili Tuşba merkez ilçesine bağlı Van Ahmet Yesevi Borsa İstanbul Ortaokulu 5-C sınıfında öğrenim gören 20 öğrenci oluşturmuştur. Uygulama esnasında Ömer Seyfettin’in farklı şiddet türlerini içeren dört öyküsü araştırmacı tarafından öğrencilere okunmuştur. Öğrencilerin tepkilerini belirlemek amacıyla veri toplama araçlarından gözlem ve görüşme kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesi sürecinde içerik analizi yöntemine başvurulmuştur. Öğrencilerin eserlere verdikleri tepkiler; okuma alışkanlığı düzeyi, şiddetle ilgili yakın zamanlı yaşantı ve cinsiyet değişkenleriyle ilişkisi bakımından incelenmiştir. Uygulamadan yaklaşık altı ay sonra şiddet olgusunun çalışma grubunda bıraktığı izleri tespit etmek amacıyla eserleri hangi düzeyde hatırladıkları tespit edilmiştir. Buradan elde edilen sonuçlar da öğrencilerin verdikleri tepkilerin anlamlandırılmasında işe koşulmuştur. Öğrencilerin şiddet içeren eserlere; şiddetin nedenlerinden kaçış, şiddetin kendisinden kaçış, şiddetin sonuçlarından kaçış, kabullenme/onaylama gibi tepkiler verdiği görülmüştür. Sonuç olarak öğrencilerin verdikleri tepkilerin okuma alışkanlığı düzeyi, şiddetle ilgili yakın zamanlı yaşantı ve cinsiyete göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Bunun yanında tepkilerin ortaya çıkmasında şiddetin türünün etkili olduğu görülmüştür. Bu sonuçlardan hareketle öğretmenlere ve araştırmacılara çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
|
Bilimsel buluşların tarihsel gelişimini göstermenin en etkili yollarından biri bilim tarihi temelli hikâyelerle öğretimin gerçekleştirilmesidir. Bilim tarihi temelli hikâyelerle bilimsel kavramlar açıklanırken, öğrencilerin bu kavramları neden öğrenmeleri gerektiği de vurgulanmaktadır. Bunların yanı sıra, hikâyeler öğrencilerin motivasyonlarının artmasına, hayal güçlerinin geliştirilmesine ve karşılaştıkları durumlar farklı açılardan bakabilmelerine fırsat vererek anlamlı öğrenmeyi destekleyen öğretim araçlarıdır. Bu çalışmanın amacı elektrik konusunda bilim tarihi temelli hikâyelerin geliştirildiği ve kullanıldığı öğretim sürecinin tasarlanması ve öğretmen adaylarının bilim tarihi temelli hikâyelerle öğretim süreci hakkındaki düşüncelerinin belirlenmesidir. Çalışma bir özel durum çalışması olup fen bilgisi öğretmenliği ikinci sınıfına devam eden 11 öğretmen adayıyla yürütülmüştür. Tesla bobini ve Volta pilinin yapılışını temel alan bilim tarihi temelli hikâyelerle yürütülen öğretim müdahalesi LES modeli doğrultusunda yönlendirilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak öğretmen adaylarının öğretim müdahalesi hakkındaki görüşlerinin alındığı görüşme formları kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, öğretmen adaylarının hikâyelerle öğretim ve fen bilimlerinde LES modelinin kullanılmasına yönelik olumlu görüşlere sahip oldukları tespit edilmiştir. Öğrenci merkezli öğretim uygulamalarının öneminin yoğun biçimde ifade edildiği göz önünde bulundurulduğunda bilim tarihi temelli hikâyelerle yürütülecek öğretim uygulamalarının öğrencilerin fen kavramlarını anlamalarına destekleyecek öğrenme ortamları sunacağı düşünülmektedir. Ayrıca, diğer fen konularının öğretiminde de bilim tarihi temelli hikâyelerin kullanılmasının ve buna yönelik öğretim uygulamalarının tasarlanmasının alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
|
Bu araştırmanın amacı, devlet okulu ve özel okul öğrencilerinin dijital vatandaşlık kavramına yönelik görüşlerini karşılaştırmak, benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymaktır. Bu çalışma, nitel yöntemle yapılan bir durum(vaka) çalışmasıdır. Bu çalışma 2018-2019 Eğitim Öğretim yılında yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Van İli İpekyolu İlçesi’nde eğitim veren Özel Çınar Ortaokulu 8.Sınıf öğrencilerinden 20 öğrenci ile Van İli Edremit İlçesi’nde eğitim veren Mehmet Akif İnan Ortaokulu’nun 8.Sınıf öğrencilerinden 20 öğrenci olmak üzere 40 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri, nitel veri toplama araçlarından görüşme tekniği kullanılarak yarı yapılandırılmış görüşme formu yardımıyla elde edilmiştir. İçerik analizi yöntemi ile araştırma verileri çözümlenmiştir. Devlet okulu ve özel okul öğrencileri arasında belirgin bir farklılık gözlenmemiştir, dijital vatandaşlık boyutlarına yönelik öğrenci görüşleri birbirine benzerlik göstermektedir. Elde edilen verilere göre öğrencilerin tümünün interneti kullandığı, daha çok cep telefonlarıyla erişim sağladıkları, interneti en çok eğlence amaçlı kullandıkları görülmektedir. Öğrencilerin genelinin internetten alışveriş yaptıkları, daha çok bilindik sitelere girdikleri, internette sahip olunan haklar konusunda öğrencilerin tamamının hak ve sorumluluklara uygun davrandıkları, internet aracılığıyla daha çok tanıdıkları kişilerle (akraba ve arkadaş) görüştükleri görülmektedir. Bazı öğrencilerin ise oyunlar vasıtasıyla tanımadıkları kişilerle de görüştüklerini söyledikleri görülmektedir. Öğrenciler özel bilgilerini kimseyle paylaşmadıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin çoğunun bilişim suçlarından haberdar oldukları belirlenmiştir. İnternetin aşırı kullanımının beraberinde getirdiği sorunlardan haberdar olan öğrenciler, bu durumları, aşırı kilo alma-obezite, bağımlılık, göz rahatsızlıkları, şiddet, çevreye zarar verme, zorbalık, kas-iskelet rahatsızlıkları, baş ağrısı ruhsal bozukluklar, sinir bozuklukları, yorgunluk, tembellik, sosyalleşememe, dikkat dağınıklığı ve odaklanamama, radyasyona maruz kalmak olarak ifade etmişlerdir.
|
Bu çalışmanın amacı ders imecesi uygulamalarının fen bilimleri öğretmen adaylarının görüşlerine ve ders sunum pratiklerine etkisini araştırmaktır. Çalışmanın amacını gerçekleştirmek için durum çalışması deseni benimsenmiştir. Çalışma grubunu Karadeniz bölgesinde bulunan bir devlet üniversitesinde öğrenim gören üçüncü sınıf öğretmen adaylarından oluşmaktadır. Çalışmaya toplam 46 öğretmen adayı katılmıştır. Çalışma verileri ders imecesi uygulamaları üzerine görüşler formu ve ders imecesi uygulama değerlendirme ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Çalışma grubunu oluşturan öğretmen adayları tarafından ders imecesi üzerine görüşler formu üzerinde yer alan sorulara verilen cevaplar doküman analizi yoluyla içerik analizine tabi tutulmuştur. Ders imecesi uygulama değerlendirme ölçeği aracılığı ile ulaşılan veriler betimleyici ve içkin istatistik analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen analiz sonuçları tablolar halinde yorumlanarak bulgular kısmında sunulmuştur. Yapılan araştırma sonucunda ders imecesi uygulamaları içerisinde yer alan fen bilgisi öğretmen adaylarının ders imecesine karşı olumlu görüşler geliştirdiği belirlenmiştir. Ders imecesini mesleki gelişimi sağlama, fikir alışverişi, eleştiri ile gelişme gibi olumlu ifadelerle tanımladıkları ve öğretmen eğitiminde ders imecesinin olumlu katkılar sunacağının düşünüldüğü sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ders imecesi uygulamalarının öğretmen adaylarının fen öğretimi pratiklerini geliştirdikleri sonucuna varılmıştır. Daha çok matematik öğretmen adayları ile yapılan ders imecesi uygulamalarının fen öğretmeni adaylarıyla da yapılıyor olması diğer öğretmen yetiştirme alanlarına da rahatlıkla uygulanma potansiyelinde olduğunu göstermektedir.
|
Bu araştırmanın amacı fen bilgisi eğitiminde sorgulamaya dayalı öğrenmeye ilişkin lisansüstü çalışmalardaki eğilimlerin belirlenmesidir. Araştırmada sistematik derleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan doküman analizi kullanılarak elde edilen veriler, içerik analizi ile analiz edilmiştir. İçerik analizinde kodlama güvenirliği için kodlayıcılar arası uyum yüzdesi %94 olarak bulunmuştur. Araştırma amacı kapsamında ulaşılan 126 çalışmanın 2004-2020 yılları arasında yayımlandığı belirlenmiştir. Bu çalışmaların %61,9'unun yüksek lisans, %38,1'inin ise doktora çalışmasından oluştuğu tespit edilmiştir. İncelenen çalışmalarda en çok tercih edilen araştırma yönteminin nicel araştırma (%65,1) ve en çok tercih edilen veri toplama aracının ise başarı testleri, kavram testleri, bilimsel süreç becerileri testleri ve diğer testlerden oluşan testler (%32) olduğu belirlenmiştir. En çok çalışılan örneklem türünün ortaokul öğrencilerinden (%46,6) oluştuğu, en çok çalışılan konu alanının ise öğrenme ortamlarında çeşitli müdahale yöntemleri ile sorgulamaya dayalı öğrenmenin etkililiğini belirleyen çalışmaları ifade eden öğretim (%85,7) konu alanı olduğu, araştırmadan elde edilen diğer sonuçlar arasındadır. Bu araştırmadan elde edilen sonuçların, fen bilgisi eğitiminde sorgulamaya dayalı öğrenmeye yönelik lisansüstü çalışmaların eğilimine dair araştırmacılara kapsamlı bir bakış açısı sağlayabileceği düşünülmektedir.
|
Bu çalışmanın amacı, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) video modüllerinin Fen Bilimleri dersinde kullanımına ilişkin sekizinci sınıf öğrencilerinin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Bu çalışma, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ile yürütülmüştür. Çalışmanın katılımcılarını 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Van’ın Tuşba ilçesinde bulunan bir ortaokulda sekizinci sınıfta öğrenim görmekte olan 10 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmanın verileri beş sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Mülakatlar, ülkemizi etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle ZOOM programı üzerinden çevrim içi olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada elde edilen veriler, betimsel ve içerik analiz ile çözümlenmiştir. Çalışmanın sonuçları incelendiğinde sekizinci sınıf öğrencileri EBA video modüllerinin faydalarını, birden fazla duyu organına hitap etme, konuları eğlenceli olarak öğrenmeyi sağlama, konuları pekiştirmeye yardımcı olma, konuları açık ve net olarak ele alma şeklinde belirtmişlerdir. Bunun aksine öğrenciler, konuların yüzeysel olarak ele alınmış olmasını, derse odaklanmayı zorlaştırdığını, videoların kısa ve zihinsel yorgunluğa sebep olduğunu, EBA video modüllerinin sınırlılıkları olarak ifade etmişlerdir. Ayrıca öğrenciler EBA video modüllerinin okulda kullanımı sırasında aksaklıklar yaşandığını, bu nedenle evde bireysel hızları doğrultusunda video modüllerinden faydalanmalarının daha verimli olacağını belirtmişlerdir. EBA video modüllerinin Fen Bilimleri dersi için öneminin daha iyi anlaşılması için, farklı öğretim kademesindeki öğrenciler ile yürütülmesi önerilmektedir.
|
Bu çalışmanın amacı bilgi güvenliği farkındalığının, kişisel bilgisayar, akıllı telefon sahipliği, bilişim teknolojileri (BT) dersi alma ve faydalanma durumu bağlamında incelenmesidir. Tarama modelinin kullanıldığı çalışmada 9-12. sınıf Anadolu ve Meslek lisesi öğrencileri (n=359) yer almıştır. Çalışma grubunun Bilgi Güvenliği Farkındalığı (BGF) ölçümleri ve alt faktör ölçümlerine göre kendi içinde kararlı alt bölümlere ayrılma durumu CHAID analizi ile tespit edilmiştir. Bilgi güvenliği farkındalığı açısından kişisel bilgisayar sahipliği, BT dersinden alınan fayda ve akıllı telefon sahipliği değişkenleri anlamlı etkiye sahiptir. Bilgi güvenliği farkındalığı BT dersi özelinde ve diğer değişkenler bağlamında tartışılmıştır.
|
Akademik Örgütlerde Kindarlık Ölçeği’nin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının gerçekleştirilmesi bu araştırmanın amacıdır. Türkiye’de 51 farklı ildeki üniversitelerde görev yapmakta olan ve amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir örnekleme yolu ile seçilen 352 öğretim elemanı çalışmaya dahil edilmiştir. Yapı geçerliğinin sınanması için veriler üzerinde açımlayıcı faktör analizi ve sonrasında da güvenirlik analizleri uygulanmıştır. Bulgulara göre ölçek 34 madde ve altı faktörden oluşmaktadır. Ortaya çıkan yapı varyansın %66.45’ini açıklamaktadır. Ölçeğin güvenirlik analizleri için Cronbach Alpha katsayısı yanında Guttman ve iki-yarı güvenirlik değerleri hesaplanmış ve ölçeğin geneli için Cronbach Alpha katsayısı .95 olarak bulunmuştur. Bulgular ışığında Akademik Örgütlerde Kindarlık Ölçeği’nin güvenilir ve geçerli bir ölçek olduğu söylenebilir.
|
Bu çalışmada, tartışmalarla zenginleştirilmiş Tahmin Et-Gözle-Açıkla (TGA) destekli fen laboratuvar uygulamalarının öğretmen adaylarının akademik başarılarına olan etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaç çerçevesinde, çalışmada temel fen kavramları ele alınmıştır. Yarı deneysel desenin kullanıldığı bu çalışmada, toplam 46 fen öğretmen adayı örneklem olarak seçilmiştir. Çalışmada biri deney (n = 22) ve biri kontrol (n = 24) grubu olmak üzere rastgele seçilmiş iki grup kullanılmıştır. Kontrol grubundaki fen öğretmen adaylarına temel fen kavramları ile ilgili deneyler doğrulama laboratuvar çalışmaları şeklinde yapılırken, deney grubundaki öğretmen adaylarına ise tartışmalarla zenginleştirilmiş TGA destekli laboratuvar çalışmaları yani bu çalışmada kullanılan şekliyle Tahmin Et-Açıkla-Gözle-Tartış-Açıkla (TAGTaA) ile yapılmıştır. Her iki grupta deneysel çalışmalar toplam 9 haftada ve haftada iki saat olmak üzere toplam 18 saatlik laboratuvar çalışmaları şeklinde ilerlemiştir. Öğretmen adaylarının yapılan laboratuvar çalışmalarının onların akademik başarılarına olan etkisini belirlemek amacıyla, 40 maddeden oluşan bir akademik başarı testi, ön ve son test olarak örneklem gruba uygulanmıştır. Testten elde edilen veriler, SPSS paket programıyla bağımlı, bağımsız grup t-testi ve ANCOVA testi yardımıyla analiz edilmiştir. Ön ve son test elde edilen verilerin nicel analizi sonunda, TAGTaA destekli laboratuvar çalışmaları doğrulama laboratuvar yaklaşımına nazaran öğretmen adaylarının akademik başarılarını artırmada daha etkili olduğunu göstermiştir. Fen eğitimi alanında önemli yeri olan laboratuvarların etkili hâle getirmek amacıyla, TAGTaA destekli fen laboratuvar çalışmalarının kullanılması önerilmektedir.
|
Dünyamızdaki tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizdeki eğitim alanlarında da birçok gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmelerde etkileşimli tahtaların etkisi çoktur. Özellikle Endüstri 4.0 ve sonrasında eğitimde teknoloji kullanımının yanı sıra, örgün eğitim ortamlarında (sınıflarda) etkileşimli tahta kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu çalışmanın amacı; İtalya, Slovenya, Romanya ve Türkiye’nin ortaklığıyla gerçekleştirilen “Peace With ICT” isimli Avrupa Birliği (AB) projesinin çıktılarını değerlendirilerek, ülkelerdeki ortak kuruluşlarda çalışan eğitmenlerin etkileşimli tahtaya yönelik tutumlarını ortaya koyan bir istatistiksel veri analizi çalışması yapmaktır. Ülkemizde etkileşimli tahta kullanımının yaygınlaşması FATİH (Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesi ile hız kazanmıştır. Konu ile ilgili yapılan araştırmalarda/incelemelerde, öğretmenlerin eski alışkanlıkları nedeniyle dijital teknolojileri kullanmakta tereddüt ettikleri görülmektedir. Etkileşimli tahtalar, projeksiyon cihazı olarak ve öğrencilere verilen tabletler de oyun konsolu olarak görülmektedir. Bu durumun her anlamda israfa neden olmasından endişe duyulmaktadır. Çalışmada İtalya’dan 45, Slovenya’dan 50, Romanya’dan 107 ve Türkiye’den 69 kişi olmak üzere toplam 271 eğitimciye 22 maddeden oluşan likert tipi bir ölçek uygulanmıştır. Verilerin analizinde parametrik testler kullanılmıştır. Etkileşimli tahta kullanımı ölçeğinin demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini test etmek için T-Testi ve Anova Analizinden yararlanılmıştır. Ülke ve Mesleki deneyim değişkenlerinin aralarındaki ilişkiyi anlamak üzere yapılan istatistiki analizler sonucunda, farkındalık eğitimi sonrasında 1-5 yıllık mesleki deneyime sahip kişilerin etkileşimli tahtayı daha sık kullandığı ve ülke bazlı en iyi gelişmeyi de Türkiye’nin gösterdiği görülmektedir. Ayrıca uygulanan ölçek tüm ortak kuruluşlarda farkındalık eğitimi öncesi ön test, sonrasında ise son test olarak uygulanmıştır ve ülkeler arasındaki farklar belirlenmiştir. Farkındalık eğitimi öncesinde katılımcı ülkelerin etkileşimli tahtaya olan tutumları, Bilgi ve iletişim teknolojilerine ait bilgi birikimlerinin az olmasından kaynaklı, çekimser ve kararsız olarak görünse de eğitim sonrasında bu tutumun olumlu yönde geliştiği ve yapılan istatistiksel analizlerin sonucuna göre Etkileşimli tahtaya olan tutumları toplamda %32.02 oranında gelişim gösterdiği görülmüştür. Benzer çalışmaların farklı ülkelerde de yapılması ve elde edilen sonuçların karşılaştırılarak daha anlamlı sonuçlara ulaşılması noktasında faydalı olacaktır.
|