Drama bir ya da birden çok insanın birbiriyle, doğayla ya da başka nesnelerle etkileşerek onların yaşam durumlarını içeren içsel veya dışsal devinimleridir. Drama grup çalışması olduğu için katılımcıların birbirleriyle iş birliği yapmasını, iletişim kurmasını desteklemektedir. Bu bağlamda drama bireylerin iletişim becerilerini geliştirmek için uygun bir yöntemdir. Drama sürecinde bireyler yaparak yaşayarak öğrenirler. Dolayısıyla bireyde istenen davranışların gözlemlenmesi daha kolaydır. Her kesimden girilen farklı roller sayesinde bireyler kendini gerçekleştirir ve empati yeteneği gelişir. Bu açıdan drama bireylerin eğitiminde etkili bir rol oynamaktadır. Bu araştırma, drama eğitiminin öğretmen adaylarının iletişim becerilerine etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, çalışmada ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. 38’i kadın 14’ü erkek olan 52 sınıf öğretmeni adayı deney grubunu, 39’u kadın 7’si erkek olmak üzere 46 matematik öğretmeni adayı ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Programda öğretmen adaylarına; iletişim kurmaya istekli olma, iletişimdeki temel becerilerinin kazanımı, kendini ifade etme, etkin dinleme ve sözel olmayan iletişim becerilerini geliştirici ve destekleyici etkinlikler 12 hafta boyunca uygulamışlardır. Drama derslerine başlamadan önce, öğretmen adaylarına kişisel bilgi formu ve İletişim Becerileri Ölçeği deney ve kontrol gruplarına uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, iki grubun iletişim becerileri puanı ortalamaları arasında, deney gurubu lehine anlamlı farklar olduğu belirlenmiştir.
|
Bu çalışmanın amacı ortaokul 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin küresel ısınma, asit yağmurları, sera etkisi ve doğal kaynakların yok olması gibi çevre sorunlarına yönelik bilişsel yapılarını ortaya koymaktır. Araştırma 2017-2018 eğitim öğretim yılının bahar döneminde Konya merkezde bulunan bir ortaokulda 6, 7 ve 8. sınıf ve her sınıftan 25 kız ve 25 erkek olmak üzere toplam 150 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada öğrencilerin bilişsel yapıları, çizimleri ile belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırma verileri analiz edildiğinde, öğrencilerin en az bilgi sahibi ve en fazla kavram yanılgısına sahip oldukları çevre sorunun sera etkisi olduğu belirlenmiştir. Başta Fen Bilimleri dersi olmak üzere diğer derslerde de çevre kavramlarına ve çevre sorunlarına yer verilmesinin öğrencilerde olumlu çevresel tutum ve farkındalık oluşturması açısından önemli olduğu bu konunun program geliştirme uzmanları ve öğretmenler tarafından önemle üzerinde durularak ele alınması gerektiği önerilmektedir.
|
Bu araştırma, temel eğitim bölümü öğrencilerinin çocuk haklarına ilişkin bilişsel algılarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Araştırma, nitel araştırma yaklaşımına uygun olarak tasarlanmıştır. Araştırma grubunu, ölçüt örneklem yöntemi ile belirlenmiş 174
temel eğitim bölümü öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma verileri, kelime ilişkilendirme testi ve odak grup görüşmesi aracılığıyla
elde edilmiştir. Araştırmada edinilen verilerin analizleri, içerik analizi tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Bu analiz doğrul tusunda, temel
eğitim bölümü öğrencilerinin çocuk haklarına yönelik bilişsel algıları, sekiz farklı başlık altında kategorize edilmiştir. Araştırma
bulguları incelendiğinde, katılımcıların çocuk haklarına ilişkin bilişsel algılarının, çocukların temel yaşam gereksinimleri olarak ele
alınabilecek yaşama, güvenlik, kişi dokunulmazlığı ve vücut bütünlüğü gibi haklar olarak ifade edebileceğimiz negatif statü hakları
çerçevesinde yoğunlaştığı görülmüştür. Diğer taraftan eğitim, seyahat ve sağlık hakkı gibi hakları ifade eden pozitif statü h aklar ve
siyasi yaşama katılım, karar mekanizmalarına katılım, toplanma, dernek kurma hakkı ve vatandaşlık hakkı gibi haklar olarak ifade
edilen aktif statü haklarına ilişkin sahip oldukları bilişsel algılarının, son derece dar bir kapsamı temsil ettiği görülmüşt ür. Araştırma
sonucunda katılımcıların, çocuk hakları konusundaki algılarının ve farkındalık durumlarının geliştirilmesi gerektiği sonucuna
ulaşılmıştır. Buradan hareketle lisans öğretim programlarına konu ile ilgili derslerin yerleştirilebileceği, bu derslerden ba ğımsız olarak
lisans düzeyinde çocuk haklarının öğretimine yönelik çeşitli eğitim seminerlerinin, kulüp çalışmalarının ve projelerin yaygın bir
biçimde gerçekleştirilebileceği önerisinde bulunulmuştur.
|
This correlational article examined the relationship between school climate and personality traits of the school principals according
to teachers’ perceptions. The sample of the research consisted of 171 teachers and convenience sampling method was used in th e
research. The School Climate Scale and the Adjective Based Personality Scale were used as data collection tools in the study. In the
study, it was found that there was a significant relationship between school climate and school principal's personality trait s. In
addition, it was also found that neurotic personality trait predicted the supportive school climate negatively, and openness to
experience personality trait predicted the directive school climate positively. In the context of the results, it is suggested that the
personality traits of school principals should be taken into consideration in order to create a positive school climate.
|
Bu araştırmanın amacı öğretim ortamlarının farklılaştırılması-zenginleştirilmesinde argümantasyon eğitim modelinin spesifik bir
konu olarak adlî kimya etkinliklerinde özel yetenekli bireylerin eleştirel düşünmelerinin geliştirilmesinde kullanımı olarak
belirlenmiştir. Araştırma 2017-2018 öğretim yılında Ankara’da özel yetenekli bireylerle eğitim yapan bir kurumda sekiz özel
yetenekli bireyle nitel araştırma desenlerinden durum çalışması temelinde yürütülmüştür. Araştırmanın veri toplama aracı olarak yedi
adet adlî kimya etkinliğinin her birini argüman olarak yeniden kurgulatan öğretim dizini çalışma yaprakları ve katılımcı gözlemci
gözlem notları kullanılmıştır. Veri toplama sürecinde öğrencileri birbirlerinin düşünme stratejilerini takip ederek her bir a dlî kimya
etkinliğini yürütmüşler ardından da etkinlikleri bireysel argümantasyonla yeniden kurgulamışlardır. Veriler içerik analiziyle ve
betimlemelerle çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda özel yetenekli öğrencilerin adlî kimya etkinliklerini argüman olarak yeniden
kurgulayabildikleri bu sayede de eleştirel düşünmelerinin geliştiği bulunmuştur. Ayrıca araştırma sonucunda adlî kimyaargümantasyon-
eleştirel düşünme entegreli bu farklılaştırma-zenginleştirme uygulamasıyla özel yetenekli bireylerin eğitmenleri için
de örnek bir model sunulmuştur.
|
SNSs use in adolescent population has become widely studied research topic since the communication technology pertaining to social
networking sites showed up globaly. With the aim of reviewing the literature for a holistic picture of the issue, related articles
published between 2010 and 2018 (till October) were reviewed, analyzed, and coded through a qualitative content analysis approach.
To be included in the review, publications needed to meet the following criteria: (a) inclusion of adolescent sample, (b) psychological
constructs as study variables, and (c) peer-reviewed academic journals. Articles were analyzed according to the country of origin,
discipline, research design, sample population, sample size, whether ethnicity of the sample being diverse or unified, publication year,
psychological construct used, data analysis method, number of pages, SNSs tools specified and direction of the results. Various
findings were obtained based on content analysis categories. Although negative consequences of SNSs use were reported more, there
were controversial findings. Further research is needed.
|
Bu çalışmanın amacı Bruu-Carver, Castera, Gericke,Menezes-Evangelista ve El-Hani(2017) tarafından geliştirilen Genetik ve
Genetik Uygulamalarına Yönelik Tutum ve Anlayış Ölçeği’nin (GGUYTAÖ) Türkçe uyarlaması geçerlik ve güvenirlik araştırmasını
yapmaktır. Ölçek, fen eğitimi ve bilim okuryazarlığı üzerine yapılan araştırmalarda kullanılmak üzere genç yetişkinlerin gene tik
determinizm düzeylerini, gen-çevre etkileşimi ve modern genetik uygulamalarına yönelik bilgi düzeylerini, aynı zamanda modern
genetik uygulamalarına yönelik tutumlarını belirlemek ve bilgi düzeyleri ile tutumları arasındaki ilişkileri incelemek için
geliştirilmiştir. Ölçeğin Türkçe uyarlaması iki devlet üniversitesinin eğitim fakültelerinin farklı bölümlerinde öğrenim görmekte olan
682 birinci sınıf öğrencisine uygulanmıştır. Veriler üzerinde doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmıştır. Doğrulayıcı faktö r analizi
sonuçları GGUYTAÖ’nin ilk 3 bölümü için (genetik determinizm, gen-çevre etkileşimi ve modern uygulamalar hakkında genel bilgi)
boyutları için 4 boyutlu bir yapıyı desteklediği ve GGUYTAÖ’nün son bölümü olan modern genetik uygulamalara yönelik tutumlar
bölümünde ise 4 boyutlu bir yapıyı desteklediğini gösterdi. Ölçeğin bölümlerinin Cronbach alpha değerlerinin sırasıyla 0.71, 0.71,
0.68 ve 0.76 olduğu hesaplanırken tekrar test güvenilirliğinin 0.95 olduğu belirlenmiştir. Bu bulgulara dayanılarak bu çalışma, ilgili
alan yazına Genetik ve Genetik Uygulamalarına Yönelik Tutum ve Anlayış Ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir uyarlama örneğini
sunmaktadır.
|
Bu çalışmanın amacı, beliren yetişkinlik dönemindeki bireylerde aşk stillerini ana babaya bağlanma, kişilik özellikleri ve demografik değişkenler açısından incelemektir. Çalışmada aşk stilleri konusunda Lee’nin tutkulu, arkadaşça, oyun gibi, sahiplenici, mantıklı ve özgeci aşk şeklindeki sınıflaması temele alınmıştır. Kişilik özellikleri ise Büyük Beşli Modeli çerçevesinde incelenmiştir. Bu modelde temel kişilik özellikleri dışadönüklük, nevrotiklik, deneyime açıklık, sorumluluk ve uyumluluk şeklinde sınıflanmamaktadır. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Amaçlı örnekleme tekniğinin kullanıldığı çalışmaya üç farklı üniversiteden 262’si (%45.5) kadın, 314’ü (%54.5) erkek, 576 öğrenci katılmıştır. Katılımcılar Kişisel Bilgi Formunu, Ana-Baba ve Akrana Bağlanma Ölçeğinin anne ve baba formlarını ile Sıfatlara Dayalı Kişilik Testini doldurmuşlardır. Verilerin analizinde t-testi, korelasyon ve regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Bulgulara göre aşk stili puanları cinsiyete göre farklılaşmaktadır. Aşk stili puanları ile ilişki sayısı, ana babaya bağlanma düzeyi ve kişilik özelliklerinin alt boyutları arasında anlamlı ilişkiler vardır. Cinsiyet, ana babaya bağlanma düzeyi ve kişilik özelliklerinin alt boyutları aşk stillerini farklı düzeylerde yordamaktadır.
|
Bu çalışmada fen bilgisi öğretmen adaylarının çeşitli sosyo-bilimsel konulara ilişkin zihinsel modellerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, bir devlet üniversitesinin fen bilgisi öğretmenliği programında öğrenim görmekte olan toplam 40 (31 kadın, 9 erkek) 4.sınıf öğretmen adayına çeşitli sosyo-bilimsel konular sunulmuş, bu konuları zihinlerinde nasıl canlandırdıkları sorulmuş ve öğretmen adaylarından zihinlerinde canlanan imgeleri çizmeleri istenmiştir. Elde edilen veriler içerik analizi yoluyla değerlendirilmiş ve bu analiz çizimlerde tekrarlanan şekillerin kodlanması ve kodlardan temaların elde edilmesi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Bulgular genel olarak öğretmen adaylarının sosyo-bilimsel konularda alternatif kavramlara ve sınırlı anlayışlara sahip olduklarını göstermiştir. Ayrıca öğretmen adayları nükleer santraller gibi bazı sosyo-bilimsel konularda daha detaylı zihinsel modeller sergilerken, şeker yüklemesi gibi diğer bazı konularda ise açık ve net zihinsel modeller sergileyememişlerdir. Öyle ki, bazı öğretmen adayları bazı sosyo-bilimsel konulara ilişkin herhangi bir çizim yapamamış veya ilgisiz tasvirlerde bulunmuşlardır. Öğretmen adaylarının sosyo-bilimsel konulara ilişkin kavramsal bilgilerinin, onların konular hakkında yeterli bir duruş sergileyebilmeleri açısından oldukça önemli olduğu düşünüldüğünde, öğretimin her kademesinde sosyo-bilimsel konuların öğretmen adaylarının zihninde yeterince ve doğru olarak yapılandırılmasına mutlaka önem verilmesi ve eksiklerin tamamlanmasının gerekliliği açıktır. Bu sebeple, öğretmen eğitimi programlarına sosyo-bilimsel konulara ilişkin bilimsel bilgileri yeterince içeren, öğretmen adaylarına bu konuları tartışabilme olanağı sağlayan ve gerekli düşünsel becerileri kazandırmayı amaçlayan derslerin ve ders içeriklerinin konulması önerilebilir.
|
Halil İlteriş KUTLU
Halil İlteriş KUTLU
Değer, değer eğitimi ve karakter eğitimi kavramları son on beş yıldır eğitim sistemimiz içerisinde üzerinde durulan meselelerin başında gelmektedir. Literatüre bakıldığında hem değer, değer eğitim ve karakter eğitimi mefhumlarının kavramsal boyutu hem de bu kavramların sahadaki yansımaları üzerine pek çok araştırma ve projenin yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla değer ve değerler eğitimini kapsayan kavramlarla alakalı elimizde pek çek veri bulunmaktadır. Yapılan bu araştırmaların ilmî temellerine bakıldığında ise bütünüyle olmasa bile ekseriyetle ABD ve Avrupa düşünce sisteminden mülhem referansların öne sürdüğü teoriler doğrultusunda değer ve değer eğitimi meselelerinin ele alındığı görülmektedir. Hâlbuki geleneksel müktesebatımızda bu konular hakkında pek çok muteber entelektüel, fikir beyan etmiş; insan, erdem, ahlak, değer ve irfan meselelerini muhayyile ve hiss-i müşterek mefhumları odağında felsefi temellendirmelerle etraflıca tartışmışlardır. Bu çalışma, klasik düşünce sistemi dâhilinde değer ve değer eğitimi meselelerinin hangi hususiyetleri ihtiva ettiğini ortaya koymak ve geleneksel referanslarımıza dair bilim çevrelerinde bir farkındalık uyandırmak amacıyla yapılmıştır.
|