Çalışmada Türkiye’deki ticari bankaların kârlılık performanslarını bilanço düzeyinde etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Türkiye’de faaliyette bulunan 16 ticari bankanın 2009-2019 periyodunu kapsayan yıllık verileri analiz edilmiştir. Analizde üç farklı model kurularak Panel Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) ile bankaların kârlılık performansları incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, kârlılık göstergelerinin bir önceki dönem değerlerinden ve sermaye yeterlilik rasyosundan olumlu yönde etkilendiği görülmüştür. Likidite rasyosu aktif kârlılığını (ROA) negatif; öz kaynak kârlılığını (ROE) ve net faiz marjını (NIM) ise pozitif yönde etkilemiştir. Ayrıca bankaların sektör payları ROE ve NIM’a negatif yönde etki etmiştir. Donuk alacak oranı üç kârlılık göstergesini de negatif yönde etkilemiştir. Son olarak bağımsız değişkenlerin ROE üzerindeki etkilerinin ROA ve NIM’a yaptıkları etkiden daha güçlü olduğu tespit edilmiştir.
|
Bu çalışmada; Türkiye ile Rusya ve Almanya arasındaki dış ticaretin belirleyicileri, 2004:01-2018:11 dönemi için araştırılmıştır. Serilerin durağanlığı Kapetanios birim kök testiyle, serilerin eşbütünleşikliği Sınır Testiyle incelenmiş, uzun dönem ve kısa dönem analizleri ARDL yöntemiyle yapılmıştır. Reel kurdaki artışların Türkiye’nin ihracatını artırdığı, Türkiye ile Rusya ve Almanya arasındaki dış ticarette Marshall-Lerner Koşulunun sağlandığı, karşı ülkelerin milli gelirinin artmasının Türkiye’nin ihracatını, Türkiye’nin milli gelirinin artmasının, ithalatını artırdığı belirlenmiştir. Petrol fiyatlarındaki artışlar, Türkiye’nin Rusya’ya ihracatını artırırken, Almanya’ya ihracatını azaltmıştır. Karşı ülkenin nüfusunun artması Türkiye’nin ihracatını artırırken, Türkiye’nin nüfusunun artması karşı ülkenin ihracatını artırmıştır. 2008 küresel ekonomik krizi Türkiye’nin dış ticaretini azaltmıştır.
|
Faiz getirisi elde etmek istemeyen ve şirketlerin getirisi konusunda da hassasiyetleri olan yatırımcılar için oluşturulan Katılım endekslerinin, faize karşı duyarlılıkları bu çalışmada analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışma kapsamında, faiz, USD/TL ve EURO/TL değişkenleri ile BİST 100(Borsa İstanbul) ve KATLM (KATILIM 30) endeksleri arasındaki ilişki, yapısal kırılmaları dikkate alan tek kırılmalı eşbütünleşme analizi ve fourier Granger nedensellik analiziyle test edilmiştir. Analiz sonucunda, değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olmadığı tespit edilmiştir. USD/ TL döviz kurundan her iki endekse doğru da nedensel ilişkinin olduğu; EURO/TL döviz kurundan olmadığı gözlenmiştir. Ayrıca faizden BİST 100 endeksine doğru nedensel ilişki olduğu; Katılım 30 endeksine doğru olmadığı görülmüştür.
|
Günümüzde yaşanan ekonomik gelişmeler ve finansal serbestleşme, bireylerin finansal sisteme katılım ve adaptasyonunun artmasını sağlamış, karmaşıklaşan finansal karar alma süreçleri de finansal okuryazarlığı çok daha önemli hale getirmiştir. Piyasaları algılayabilme, ulusal ve uluslararası ekonomilerin etkinlik ve gelişimini öngörebilme ihtiyacı finansal okuryazarlığı hem birey hem de toplum açısından önemli bir kavram haline getirmiştir. Bunun bir nedeni de bireyin finansal okuryazarlık seviyesinin, sadece kendi günlük yaşamını değil, toplumsal olarak bütün finansal sistemin etkinliğini ve verimliliğini etkilemesidir. Finansal okuryazarlık düzeylerinin arttırılması önce hanehalkı sonrasında ülke ekonomisi için oldukça önemlidir. Çalışmanın amacı, bir özel üniversitede farklı fakültelerde okuyan 1100 üniversite öğrencisinin finansal okuryazarlık tutum ve davranışlarının belirlenmesi ve bazı demografik özelliklere göre anlamlı farklılıklarının ortaya konulmasıdır.
|
Sürdürülebilir ekonomik büyüme hedefi politika yapıcıların ulaşmak istedikleri temel hedeflerdendir. Bu hedefe ulaşma yolunda tüm kaynakların etkin ve optimal kullanımı konusu büyük önem taşımaktadır. Bir ülkenin hemen hemen tüm bireyleri tarafından kullanılan enerji biçimlerinden bir tanesi olan elektrik enerjisi ile ekonomik büyümenin Türkiye açısından ilişkili olup olmaması konusu bu çalışmanın ana sorusunu oluşturmaktadır. Çalışmada ekonomik büyümeelektrik enerjisi kullanımı Granger Nedensellik Analizi yöntemi ile sınanarak ve ARDL testi uygulanarak konu değerlendirilecektir. Analizlerde Türkiye için 1961-2018 dönemi Dünya Bankası Kalkınma Göstergeleri (WDI) ve Uluslararası Enerji Ajansı’ndan elde edilen yıllık veriler kullanılmıştır.
|
Bu çalışmanın temel amacı bankacılık sektöründe performansa dayalı prim sisteminin çalışanlar üzerindeki rolünü incelemektir. Bu bağlamda, seçilen ölçek yardımıyla prim sisteminin genel rolünü ölçen ifadelerin, yanıtlayıcıların bağlı bulundukları bölümler düzeyinde anlamlı derecede farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmiş ve aralarındaki ilişki ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın örneklemini özel bir bankada sekiz farklı bölümde çalışan 253 banka çalışanı oluşturmuştur. Çalışmanın amacı doğrultusunda performansa dayalı prim sisteminin çalışanların genel algılamaları ile çalışılan bölümler düzeyinde “Genel olarak kurumda uygulanan prim sisteminden memnunum” ifadesi ve “Prim sistemi ile bireysel çabalarım fark edilir” ifadesi arasında analiz sonuçlarına göre anlamlı farklılık bulunarak bankacılık sektöründe prim sistemi tartışılmıştır.
|
Tek Hazine Hesabı devlet tarafından kamu hesaplarının konsolide olarak izlenebilmesine, ödeme ve tahsilat işlemlerinin merkezileştirilme-sine ve bu sayede kamu nakdinin konsolide bir biçimde yönetilmesine imkan sağlayan bütünleştirilmiş bir yapıyı ihtiva etmektedir. Etkin nakit yönetimi için çok önemli olan THH, ilk olarak ülkemizde 1972 yılında uygulanmaya başlamıştır. THH kuruluşundan günümüze dek gelişen tek-noloji ve ihtiyaçlara paralel olarak birçok kez yenilik geçirmiştir. Son olarak 2018 yılında kamu mali yönetim alanındaki en büyük reformlar-dan biri olan Tek Hazine Kurumlar Hesabı sistemi oluşturulmuştur. Bu çalışmada, ülkemiz THH uygulamalarının kapsamı, ödeme ve tahsilat işleyişi, nakit yönetimi etkinliğine katkısı değerlendirilerek THH’nin geli-şim süreçlerine dikkat çekilmektedir.
|
Bu çalışmada, Türkiye’de faaliyet gösteren faizsiz bankacılığı ifa-de eden katılım bankalarının 2016-2018 dönemi için etkinlik ve verim-lilik oranları temel alınarak Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri’nden TOPSIS (Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Soluti-on) yöntemine göre performans sıralamasının yapılması hedeflenmiştir. 2016-2018 döneminde sürekli faaliyet gösteren 5 katılım bankasının performans düzeyleri karşılaştırmalı olarak analiz edilmiş ve analiz so-nucunda en iyi performansı gösteren bankanın Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. olduğu tespit edilmiştir.
|
Bitcoin, kripto paralar içinde, günlük işlem hacmi en yüksek olan para birimi olarak ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada, Bitcoin, ya da tüm kripto paralar hakkında küresel düzeyde yayınlanmış olan olumlu ve olumsuz haberlerin, bitcoin gün sonu kapanış fiyatları, gün içi bitcoin en yüksek fiyat seviyesi ve günlük bitcoin işlem hacimlerinde yarattığı değişim incelenmiştir. Çalışmada Mayıs 2018-Aralık 2018 arasında ya-hoofinance.com ve Bloomberg.com web sayfalarında bitcoin ve kripto paralar ile ilgili yayınlanan haberler değerlendirmeye alınmıştır. Elde edilen bulgular, kripto paralar ve bitcoin ile ilgili olumlu ve olumsuz çıkan haberlerin, bitcoin fiyatları ve işlem hacimleri üzerinde anlamlı bir farklılığa yol açmadığını ortaya koymaktadır.
|
Bu çalışmada Euronext Borsaları’nın kendi içerisindeki dinamik yapıyı görmek adına; 2004-2017 yılları arası 18 yıllık dönemi kapsa-yan ve borsaların işlem günü sayısı ve borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları tutarına göre Euronext Borsaları’ndan hangisinin hangi yılda daha üstün performans gösterdiği ve daha etkin olduğu belirlen-miştir. Bu tespiti gerçekleştirmek için Vıkor yöntemi tercih edilmiştir. Ana-liz sonucunda; Amsterdam Borsası’nın Euronext’te en etkin borsa olduğu ve Dublin Borsası’nın ise Euronext içerisinde en düşük performans göste-ren borsa olduğu saptanmıştır.
|