Bu çalışmanın amacı, COVID-19 salgını sürecinde uygulamaya konan uzaktan eğitim sürecini paydaş (öğretmen, öğrenci, veli) görüşleri bağlamında değerlendirmek ve etkili çözüm önerileri geliştirmektir. Bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden fenomenolojik (olgubilim) desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenen 30 sınıf öğretmeni, 26 öğrenci velisi ve 26 ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formuyla toplanmıştır. Görüşme yoluyla elde edilen nitel veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmada, COVID-19 salgını sürecinde uygulama konan uzaktan eğitim katılımcıların büyük çoğunluğu tarafından faydalı bulunmamıştır. Öğretmenlerin değerini ortaya çıkarması, salgının yayılmasını önlemesi, teknolojinin daha aktif kullanılmasını sağlaması uzaktan eğitimin olumlu yönleri olarak ifade edilirken; yaparak ve yaşayarak öğrenme imkânını ortadan kaldırması, birden çok duyuya hitap etme olanağını azaltması, öğretmen-öğrenci-veli iletişimini ve etkileşimini en aza indirmesi, öğrencilerin sosyalleşmelerini engellemesi, öğrencileri teknoloji bağımlısı yapması, öğretmen–veli işbirliğini azaltması, erişim sorunlarının yaşanması ve ders motivasyonunu azaltması uzaktan eğitimin olumsuz yönleri olarak ifade edilmiştir.
|
Bu çalışmada bazı akıl-zekâ oyunları ve mantık sorularından oluşan etkinliklerle desteklenmiş olan matematik öğretiminin (MEDMÖ) yedinci sınıf öğrencilerinin oran-orantı ve yüzdeler konularındaki matematik başarısına olan etkisi incelenmiştir. Ayrıca öğrencilerin uygulama hakkındaki görüşleri araştırılmıştır. Uygulama yedi hafta sürmüştür. Çalışmada karma yöntemler araştırması desenlerinden biri olan iç içe desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 eğitim - öğretim yılında Elazığ ilinde bulunan bir ortaokulda öğrenim gören iki tane yedinci sınıf oluşturmaktadır. Çalışmada matematik başarı testi (MBT) ve yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Nicel verilerin analizinde Mann Whitney U, bağımlı t testi ve bağımsız t testleri kullanılmıştır. Nitel veriler ise betimsel analize tabi tutulmuştur. Uygulanmanın öğrencilerin oran-orantı ve yüzdeler konusundaki matematik başarısına istatistiksel olarak anlamlı düzeyde etki ettiği görülmüştür. Görüşmede öğrenciler uygulamaya ilişkin genel olarak olumlu görüş belirtmişlerdir. Uygulamayla birlikte düşünme, mantıklı düşünme ve muhakeme etme becerilerinin geliştirdiğini belirtmişlerdir. Bu uygulama ile beraber düşünmeye, akıllarını kullanmaya ve yormaya başladıklarını ayrıca mantık gerektiren yeni nesil problemlerinin çözümünde daha başarılı olduklarını ifade etmişlerdir.
|
Bu çalışmanın amacı; ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan okul yöneticilerinin görüşleri bağlamında eğitim sendikalarının yapmış olduğu çalışmaları belirlemektir. Bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu2018-2019 eğitim öğretim yılında Gaziantep ilinde ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan okul yöneticileri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; eğitim sendikalarının sağlık, kültür, sosyal yaşam ve mesleki gelişime katkı sağlama, kadın eğitim çalışanları, eğitim çalışanı emeklilerine yönelik çalışmalar, eğitim, öğretim ve müfredat, fırsat ve imkân eşitliği, özlük, sosyal ve mali haklar ile ilgili yasa ve yönetmelikler, milli, manevi ve kültürel değerler, din eğitimi, çalışma ortamlarının fiziki ve sosyal açıdan iyileştirilmesi, temel hak ve özgürlükler ve birlik, beraberlik ve iş birliği sağlaması alanlarında çalışmalarının olduğu tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre öneriler geliştirilmiştir.
|
Bu çalışmanın amacı, Elazığ il merkezindeki ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin proaktif kişilik özellikleri ile mesleğe yönelik tutum ve kariyer geliştirme arzularının düzeylerini belirlemek ve aralarındaki ilişkiyi saptamaktır. Çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini Elazığ ilindeki ilkokullarda görev yapan 223’ü kadın ve 324’ü erkek olmak üzere toplam 547 sınıf öğretmeni oluşturmuştur. Çalışmada “Kişisel Bilgi Formu”, “Kısaltılmış Proaktif Kişilik Ölçeği” ile “Mesleki Tutum ve Kariyer Geliştirme Arzuları Ölçeği (MTKGA)” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin Proaktif Kişiliklerinin “Katılıyorum” MTKGA düzeylerinin ise “Oldukça fazla” düzeyinde olduğu görülmüştür. Sınıf öğretmenlerinin proaktif kişilik düzeyi, meslekteki kıdem değişkenine göre, MTKGA düzeyi ise cinsiyet, eğitim durumu, eğitim bölgesi değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Sınıf öğretmenlerinin proaktif kişilik düzeyleri ile MTKGA düzeyleri arasında pozitif yönde ve orta düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır.
|
Bu araştırmanın amacı, öğretmen görüşlerine göre okul yöneticilerinin psikolojik sermaye düzeyini belirlemektir. Bu araştırma, öğretmen görüşlerine göre okul yöneticilerinin psikolojik sermaye düzeyini belirlemeye yönelik kesitsel tarama modelindedir. Araştırmanın örneklemini, Ankara ilindeki okullarda (anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise) görevli toplam 360 öğretmen oluşturmaktadır. Bu araştırmada, okul yöneticilerin psikolojik sermaye düzeyini ölçmek üzere Luthans, Avolio, Avey ve Norman (2007) tarafından geliştirilen Çetin ve Basım (2012) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Psikolojik Sermaye Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçme aracı, 25-29 Kasım 2019 tarihleri arasında, Ankara ilinde araştırmacı tarafından uygulanarak veriler toplanmıştır. Araştırma sonucunda; öğretmen görüşlerine göre okul yöneticilerinin psikolojik sermayesinin katılıyorum düzeyinde olduğu görülmüştür. Okul yöneticilerinin psikolojik sermaye düzeyi, öğretmenlerin medeni durum, eğitim durumu, yaş ve mesleki kıdem değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermişken; cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Okul yöneticilerine, okullarda psikolojik sermayenin ve özellikle iyimserliğin önemi ve geliştirilmesi konusunda kişisel gelişim eğitimleri verilebilir.
|
Bu araştırmanın amacı ortaokul öğrencilerinin lise giriş sınavına (LGS) hazırlık sürecine ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesidir. Bu kapsamda, ebeveynlerin sınav içeriği, sınavın uygulanış şekli, sınav ile ilgili herhangi bir problemin olup olmadığı, sınava hazırlanma sürecinde ebeveyn ve öğrenci arasındaki ilişkinin ne olduğu, öğrencide bu dönemde gözlenen davranışlarında bir değişim olup olmadığını ortaya çıkarmak için nitel araştırma yöntemlerinden fenomenolojik desen kullanılmıştır. Araştırma kapsamında 20 ortaokul öğrencisi ebeveyni ile görüşme yapılmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından oluşturulan 28 soruluk bir görüşme formu ile toplanmıştır. Sonuç olarak, ebeveynler lise giriş sınavının uygun olmadığını, stres, korku, heyecan gibi duygulara yol açtığını belirtmiş ve sınavı yetersiz bulmuşlardır. Çoğu ebeveyn sınav yapılmasının gerektiğini düşünmekle beraber sınavın süresi ve uygulanışı konusunda değişiklik yapılması gerektiği görüşündedir. Bazı ebeveynler ise sınav yapılmaması gerektiğini düşünmektedir. Ebeveynler lise giriş sınavına hazırlık sürecinin çocukların ruh haline değişimlere yol açtığını, sosyalleşmelerine engel olduğu belirtmiştir. Bu sürece pandeminin de dahil olmasının çocukları ve ebeveynleri oldukça olumsuz etkilediği, stres ve kaygılarını artırdığı görülmüştür. Pandeminin liseye hazırlık sürecinde öğrenci motivasyonunu azalttığı ve çocukların okula gidememesinin sosyal etkileşime engel olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ebeveynler uzaktan eğitimin yetersiz olduğu yönünde görüş belirtmişlerdir.
|
Bu çalışmanın temel amacı, okul geliştirme kriterlerinin neler olduğu ve birbirini etkileme ya da birbirinden etkilenme durumlarını tespit etmektir. Etki derecesi en yüksek olan kriterin iyileştirilmesi ile kendisi dışındaki kriterlerde de toplu bir iyileşmenin olduğunun okul yöneticileri tarafından farkına varılması ise bir diğer amaçtır. Bu doğrultuda alanyazın taraması, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi ve Milli Eğitim Bakanlığı “Okul Profili Değerlendirme Çalışması Tanıtım Toplantısı” açıklamaları baz alınarak genel kapsamlı 10 kriter belirlenmiştir. Çok kriterli karar verme yöntemlerinden olan, kriterlerin etkileme ve etkilenme durumlarının tespitine imkan veren DEMATEL yöntemi kullanılmıştır. İkili karşılaştırma matrisinden oluşan görüşme formu en az bir dönem (4 yıl) okul yöneticiliği deneyimi olan 14 katılımcı tarafından değerlendirilmiştir. Analizler sonucu, önceliği ve kendisi dışındaki kriterleri etkileme durumuna bakıldığında ilk sırada “Öğrenen okul kültürü oluşturmayı önemsemek” kriteri yer almıştır. Matrisin özellikleri doğrultusunda, okul yöneticilerinin öğrenen okul kültürü oluşturma çabalarının matriste yer alan kendisi dışındaki kriterlerde de iyileşme sağlayacağı tespit edilmiştir.
|
Bu çalışma ile ortaokullarda matematik öğretiminde karşılaşılan sorunları belirlemek için geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmek amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan veriler 616 ilköğretim matematik öğretmenlerinden toplanmıştır. Toplanan verilerin yarısı açımlayıcı faktör analizi (AFA), diğer yarısı doğrulayıcı faktör analizinde (DFA) kullanılmıştır. Başta 157 farklı sorun (madde) ile başlanan çalışmada uzman görüşleri sonrası 78’e inmiştir. KMO ve Barlett Testi sonucuna göre veriler faktör analizine uygundur. Yapı geçerliğini belirlemek için yapılan AFA sonrası madde sayısı 44’e inmiş ve ölçeğin beş faktörden oluştuğunu saptanmıştır. Bunlar faktör yüklerine göre; Öğretmen, Okul ve Çevre, Öğrenci, Program ve Aile Kaynaklı Sorunlardır. Bu faktörler ortaokul matematik öğretiminde karşılaşılan sorunlardaki değişimin %51,738’ini açıklamaktadır. DFA ile aynı faktörler doğrulanmış ve uyum indeksleri “iyi” ve “kabul edilebilir” düzeyde çıkmıştır. Ölçeğin güvenirliği iç tutarlık (cronbach α) katsayısı ile saptanmış ve tüm boyutları ile güvenilir olduğu belirlenmiştir. Ölçeğin bütünü için α=0,925 iken alt boyutlar için 0.684 ile 0.955 arası değişmektedir.
|
The aim of this study is to compare the effect of school culture on school effectiveness and performance according to the opinions of teachers and administrators. The sample of the study consists of 3468 teachers and 425 administrators working in Istanbul in the 2019-2020 academic year. Predictive survey model was used as the research model. The data were collected with the help of "School Culture Scale", "School Effectiveness Index" and "Performance Scale". The data were analyzed by correlation and regression analysis. While the task culture and support culture positively affected the performance of the teachers, respectively; bureaucratic culture and success culture do not affect teachers' performance. The support culture, task culture and success culture affect the school effectiveness the most, respectively. In addition, teachers' performance affects school effectiveness positively. While the support culture and task culture positively affect the performances of the managers, success culture and bureaucratic culture do not affect the performances of the administrators. While the support culture and bureaucratic culture affect school effectiveness the most, success and task culture do not. In addition, the performance of administrators has a positive effect on school effectiveness.
|
Bu araştırmanın amacı, drama etkinliklerinin ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersine ilişkin motivasyonları ve tutumları üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda karma araştırma yöntemlerinden açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırma Elazığ İl Milli Eğitim’ine bağlı bir ilkokulda gerçekleştirilmiştir. Araştırmada verileri elde etmek amacıyla öğrencilere “Sosyal Bilgiler Dersi Tutum Ölçeği” ve “Sosyal Bilgiler Dersi Motivasyon Ölçeği” uygulanmıştır. Her iki ölçek araştırma başında ön test ve araştırma sonunda son test olarak uygulanmıştır. Nitel verilerin elde edilmesi için ise, deney grubu öğrencileri ile uygulama sonucunda yarı yapılandırılmış görüşme formu yoluyla görüş alınmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin drama yöntemi ile sosyal bilgiler dersini işlemeleri; yapılan analizler sonucunda gruplar arası ön test ve son test puan ortalamalarında hem sosyal bilgiler dersine ilişkin tutum puan ortalamalarında hem de sosyal bilgiler dersi motivasyon puan ortalamalarında deney grubun lehine anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Ayrıca yapılan analizler sonucunda, grup içi deney grubu öğrencilerinin sosyal bilgiler dersi tutum ölçeğinden ve sosyal bilgiler dersi motivasyon ölçeğinden elde edilen ön test ve son test puan ortalamalarında son test lehine anlamlı bir fark ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Nitel verilerden elde edilen sonuçlara bakıldığında, nicel veriler ile örtüşen sonuçlar elde edilmiştir.
|