Tasarım, bir senaryosu ve konsepti olan tek doğrusu olmayan bir süreci kapsamaktadır. Tasarım eğitimi alan tasarım öğrencileri stüdyo yöneticilerinin deneyimleri ve katkıları ile bu süreçlerini tamamlamaktadırlar. Süreç içerisinde konuya bakıĢ açıları, araĢtırma yöntemleri, kazandıkları deneyimler ilerideki meslek hayatlarına etki etmekte ve tasarlayacakları projeleri biçimlendirmektedir. Bu nedenlerle tasarım öğrencilerinin eğitim-öğretim sürelerince farklı tasarım yaklaĢımlarını ve tekniklerini deneyimlemeleri gerekmektedir. KatmanlaĢtırma, peyzaj tasarımlarında kullanılan her bir tasarım elemanının tek tek detaylandırılması ve bu tasarım elemanlarının birbirleriyle olan iliĢkilerinin en iyi Ģekilde kurgulanmasını sağlayan bir yöntemdir. Peyzaj tasarımlarında yapısal ve bitkisel doku ayrı ayrı düĢünülmemesi gereken, aynı amaca hizmet eden farklı katmanlardır. Peyzaj mimarlığı eğitiminde bitkisel katman çalıĢmaları tasarım sürecinin son aĢamasında yer almaktadır. Proje için ayrılan süre yetmediği takdirde bitkisel katman gerektiği kadar detaylandırılamamakta ve yapısal katmanda alınan tasarım kararlarından farklı düĢünülmektedir. KatmanlaĢtırma yöntemi bu gibi sorunlara çözüm olacağı gibi tasarım sürecini kısaltacak ve sonuç ürünün daha nitelikli olmasını sağlayacaktır. Bu nedenle bu çalıĢmada Karadeniz Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümünde ikinci sınıf tasarım öğrencilerinin Çevre Tasarımı Proje-2 dersi kapsamında projelerini bitkisel ve yapısal olmak üzere iki katman dâhilinde çözmüĢleri istenmiĢtir. Elde edilen sonuç ürünler incelenerek katmanlaĢtırma yönteminin tasarım eğitimindeki yeri, amacı ve tasarım öğrencilerine sağladığı katkılar tartıĢılmıĢtır. Sonuçta bitkisel katmanın da yapısal katman kadar detaylandırıldığı ve amacına uygun tasarlandığı belirlenmiĢtir.
|
AraĢtırmanın amacı, Cumhuriyet dönemi peyzaj mimarlığı anlayıĢını belirlemek ve o dönemde yapılmıĢ olan eserlerin incelenerek günümüzdeki durumları hakkında çıkarımlar yapmaktır. Elde edilen verilerle Cumhuriyet dönemi parklarının yeniden tasarımı söz konusu olduğunda tarihi değerine saygı gösterilerek, tüm dünya tarafından kabul görmüĢ belirli kuramlar ıĢığında gelecek nesillerle olan bağlantısının kurulması düĢünülmüĢtür. Bu amaç doğrultusunda Antalya Karaalioğlu Parkı eski belediye alanı ve Atatürk stadyumu alanı incelenmiĢ ve öneriler geliĢtirilmiĢtir. Parkın tarihi, o dönemde yapılmıĢ olan su kanalları, miradorlar, bitkisel düzenlemeler ve yapısal öğeler çeĢitli kaynak taramaları ile ortaya çıkarılmıĢtır. Ortaya çıkan bu elemanların günümüz teknolojileri ile aslına uygun olarak ve yerinde yeniden canlandırılması hedeflenmiĢtir. AraĢtırma sonucunda, Erken Cumhuriyet döneminde yapılan parklarda, yeni Cumhuriyet anlayıĢına göre kendine has bir üslubun oluĢtuğu sonucuna varılmıĢtır. Bu üslup oluĢurken, dönemin peyzaj mimarları, mimarları ve kent plancıları geçmiĢ dönemdeki park ve bahçe sanatlarından etkilenmiĢlerdir. Parklarda kimi zaman Barok stili, kimi zaman Rönesans etkileri, kimi zamansa antik kent planlarından bile esinlenmelere rastlanmaktadır. Bu tarzın genel özellikleri; geometrik formların hâkim olduğu, sonuca en net Ģekilde ulaĢılabilen, karmaĢadan uzak ve gösteriĢli bir yapısı olmasıdır. Örnek olan seçili alanda bu tarza uygun bir tasarım hazırlanmıĢ, geçmiĢ ve bugün arasındaki farklar baz alınarak çıkarımlar yapılmıĢtır.
|
Agriculture has a vital role as an economic sector for the sustainable development of countries besides its necessity for the continuity of human life. On the other hand, agricultural productivity is very open to negative changes that occurs from social, economic, physical and ecological fluctuations. Given that these pre–explainations, it is necessary to manage the agricultural areas/resources via a mechanism that deals with the changing socio–cultural relations, economic conditions and ecological resources with different dynamics and dimensions. The aim of this paper is to analyze a comperehensive management principles of the areas where there is a vast agricultural production and the contents and preparation steps of an agricultural management plan, seen as a strategic tools for sustainable management, protection, development and usage. The first method which are used for this research is literature review about resource management planning to describe the main steps of it and variation of management areas. Later the characteristic of Kumkale Major Plain evaluated in the scope of management area. Finally, a model for Sustainable Management of Agricultural Resources which provides a coordination and collaboration between stakeholders and describes the action plan focused on the sustainable management of agricultural resources to the future politics, actions with the responsible foundations is proposed for this kind of managable agricultural areas. In this framework, the Sustainable Management Model for Agricultural Resources (SMAR) is handled under 3 (three) submodel process management model, participation model, planning–implementation model. It is considered that this model presents an alternative management planning approach for academic–scientific research project and also contributes implementation projects focused on sustainable management of agricultural resources in the context of national and local goverments as decision maker.
|
Türkiye coğrafi konumu itibariyle ve zengin doğal kaynaklarına bağlı olarak bitki türü çeĢitliliği açısından oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Fakat bu bitki türü çeĢitliliğinin kentlerde yapılan bitkisel peyzaj tasarımlarında çok fazla değerlendirilmediği görülmektedir. Artan talep ve kolay ulaĢım, egzotik türlerin kullanımını oldukça arttırmıĢtır. Oysa su kaynaklarının azaldığı günümüz koĢullarında doğal türlerin kullanımına özen gösterilmelidir. Doğal türlerin, yaĢadıkları alanların ekolojik özelliklerine egzotik türlere nispeten daha iyi adapte olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca egzotik türlerin kullanımıyla kentlerin kimliklerini bir nebze kaybettiği ve geleneksel yapılarının bozulduğu görülmektedir. Bu nedenle, bu çalıĢmada ülkemizin doğal bir türü olan Corylus colurna’nın doğal yayılıĢ alanları, dendrolojik özellikleri, ekolojik istekleri belirlenmiĢ, iĢlevsel ve estetik özellikleri araĢtırılarak bitkisel tasarımlarda kullanım olanakları örneklendirilmek suretiyle anlatılmıĢtır.
|
Bir ekoköy projesi başlatırken akla gelen en önemli sorulardan birisi, bu projenin nerede hayata geçirilmesi gerektiğidir. Projenin başlatılması ve bitirilip hayata geçirilmesi arasındaki süreçte en çok dikkat edilmesi gereken adımın yer seçimi olduğu gibi bir düşünce yaygındır. Özellikle, böyle bir projenin korunan alanlarda, milli parklar içinde, ya da ekolojik karakterleri açısından son derece zengin bölgelerde hayata geçirilmesi gerektiğine dair yaygın bir kanı olduğu görülmektedir. Bu görüşün doğru olup olmadığını daha iyi analiz edebilmek için, dünyanın her köşesinden farklı hikâyeleri olan ve önemli başarılar elde etmiş ekoköylerin kuruluş aşamasında yer seçimi ile ilgili karar süreçlerine bakmak sağlıklı olacaktır. Bu çalışmada hem boş bir alanda kurulan ekoköy örneklerine hem de mevcut bir yerleşkeyi ekoköye dönüştürme projelerine örnek olacak, dünyanın farklı yerlerinden ekoköyler irdelenerek kuruluş aşamaları araştırılmıştır. Bu bilgiler ışığında, ekoköy projeleri için yer seçimine dair, araştırılan komünlerin deneyimlerinden yola çıkarak tespitlerde bulunulmuştur.
|
In this study, the effects of different fasteners (Clamex P14 and Tenso P14) for medium density fiberboard (MDFLamM) surfaced with synthetic resin sheet wood-based materials as well as several adhesives (PVAc-D4) and PU-D4) on diagonal tension and compression forces, were analysed. In the study, melamine coated medium density fiberboard (MDF-Lam) was used as wood-based material, Clamex P14 and Tenso P14 were used as fasteners and polyvinylacetate (PVAc-D4) and polyurethane (PU-D4) glues were used as adhesive agents. The diagonal tension and compression force tests were applied on 120 pieces of test samples prepared in this respect based on the principles of ASTM D 1037. As a result, The diagonal compression and tensile forces values were found in the highest Clamex P14 fastener and polyvinylacetate adhesive bond (PVAc-D4), the lowest was in the joint with Tenso P14 fastener without any adhesive agent. For L type corner-joints, it is suggested to use Clamex P14 as a fastener and polyvinylacetate adhesive (PVAc-D4) as the type of the adhesive agent.
|
In this study, it was aimed to the analysis of intra-industry trade of paper pulp, paper and paperboard machines sector of Turkey and Central and Eastern European (CEE) countries and compare. In this context, product codes HS 8439 and HS 8441 were calculated using the Grubel-Llyod (GL) and Brülhart (A and B) indeces. While the index values of seven countries were over 0.5 for 8439 product groups according to averages of 2009-2018, the index values of six countries were over 0.5 for 8441 product groups. For 8439 and 8441 products, the Czech Republic had highest GL index value. Countries which had lowest GL index value were Turkey and Ukraine for 8439 and 8441 products, respectively. Turkey’s trade form in 8439 and 8441 product groups was inter-industry trade. Also, it was found that foreign trade position of Turkey and and Central and Eastern European (CEE) countries varies according to product groups (8439 and 8441) and periods (2009-2013 and 2014-2018).
|
Finansal yapılarında oluşacak değişimleri izleyebilmek ve gereken önlemleri zamanında alabilmek, firmaların finansal verimliliklerini doğru yönetebilmeleri açısından önemlidir. Finansal performansın değerlendirilmesinde ve denetlenmesinde kullanılan Dupont analizi farklı karlılık unsurlarını bir araya getirmekte ve karlılığa etki eden temel finansal boyutları bütün olarak değerlendirebilme imkanı sunmaktadır. Bu çalışmada Borsa İstanbul da kağıt ve kağıt ürünleri sanayi alanında işlem gören ve üretim faaliyetinde bulunan firmaların 2012- 2018 yılları arasında sahip oldukları öz sermaye verimliliklerinin ölçümü Dupont yöntemi yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Analiz kapsamında yer alan firmaların 2012-2018 yıllarına ilişkin finansal tabloları Kamu Aydınlatma Platformunun ve Borsa İstanbul’ un resmi internet sitesinden elde edilmiştir. Çalışmada Dupont analizi ile firmaların özkaynak karlılığında etkili olan hesaplamaların belirlenmesinin yanında incelenen oranların aktif ve özkaynak karlılıklarına etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Panel veri regresyon analizi yöntemi ile net kar marjı ve aktif devir hızı oranlarının aktif karlılığına ve net kar marjı, aktif devir hızı ve özkaynak çarpanının ise özkaynak karlılığına olan etki düzeylerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Borsada işlem gören yedi adet firmanın 2012-2018 yıllarını kapsayan finansal verileri kullanılarak yapılan çalışma sonucunda Dupont değerleri firmalar düzeyinde belirlenmiş ve başarı sıralaması yapılmıştır.
|
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri de kontrolsüz şekilde kullanılan fosil yakıt kullanımı ve sonucunda ortaya çıkan karbon türevli seraurl gazlarıdır. Bu gazlardan Karbondioksit (CO2) salımını kontrol edebilmek için Sürdürülebilir Kalkınma prensipleri ile uyumlu Temiz Kalkınma Mekanizması (Clean Development Mechanism) geliştirilmiştir. Karbon piyasaları bu mekanizma içerisinde yer alan araçlardan biridir. Gönüllü Karbon Piyasaları bu mekanizma altında yeralmaktadır. Bu piyasa sistemi Türkiye'de mühendislik ve son yıllarda finans disiplinleri aracılığı ile irdelenmeye çalışılmaktadır. Bu konuda özellikle orman ekonomisi özelinde kent ormancılığının gönüllü karbon kredileri için değerlendirilebilme potansiyeli görmezden gelinmektedir. Yurtdışında özellikle son yıllarda yapılan bir çok yayında kent ormanlarının da sertifikalı veya gönüllü karbon piyasaları değerlendirme süreçlerine alındığını görebilmekteyiz. Bir projeye ait karbon kredilerini oluşturma, fiyatlandırma ve kredileri satin alacak alıcıların bulunması aşamasında, ilgili projelerin sosyo-ekonomik faktörler ve çevreye olan etkilerinin de değerlendirilmeye alındığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle kent ormanlarının doğal ekosisteme ve sosyo-ekonomik parametreler üzerine olan yararları gözden kaçırılmamalıdır. Halen Türkiye’de istenen düzeyde gelişme gösteremeyen gönüllü karbon karbon piyasası uygulaması, kent ormancılığının da sisteme dahil edilmesi ile olumlu yönde gelişme gösterebilir, ekonomik değeri artabilir. Bu çalışmada, Türkiye'deki kent ormanlarının gönüllü karbon piyasasına entegre edilebileceği bir sistem önerisinde bulunulmuştur.
|
Sezgin AYAN, Fatih GEDİK, Esra Nurten YER ÇELİK, Orhan GÜLSEVEN, Ergin YILMAZ, Şeyma Selin AKIN,
Halil Barış ÖZEL
Sezgin AYAN, Fatih GEDİK, Esra Nurten YER ÇELİK, Orhan GÜLSEVEN, Ergin YILMAZ, Şeyma Selin AKIN,
... Devamını oku
Bu çalıĢmada; Ordu orman fidanlığı ekolojik Ģartlarında “Tam Alan Serpme Yöntemi” ile ekilen ve rutin yetiĢtirme tekniği uygulamaları ile üretilen bazı geniĢ yapraklı orman ağacı [1+0 yaĢlı doğu kayını (Fagus orientalis L.)], 2+0 yaĢlı adi gürgen (Carpinus betulus L.) ve 3+0 yaĢlı dağ akçaağacı (Acer pseudoplatanus L.)] fidanlarının fidan boyu (FB), kök boğazı çapı (KBÇ), dal sayısı (DS) ve gürbüzlük indisi (GĠ) değerleri tespit edilmiĢtir. Morfolojik fidan özellikleri arasındaki iliĢkiler korelasyon analizi ile belirlenmiĢtir. Tespit edilen morfolojik özelliklere göre fidanlar, TSE standartları ve Aphalo ve Rikala (2003) GĠ değerine göre değerlendirilmiĢtir. Elde edilen sonuçlara göre; sırasıyla doğu kayını, dağ akçaağacı ve adi gürgenin ortalama fidan boyları 29,5, 86,7 ve 70,8 cm; ortalama KBÇ 3,62, 9 ve 6,7 mm; ortalama DS 6,6, 9 ve 22,1 adet ve GĠ değerleri ise 86,7, 98,8 ve 111,9 olarak hesaplanmıĢtır. Morfolojik fidan özelliklerinde dikkati çeken en önemli hususlardan biri her türde çok yüksek varyasyonun olmasıdır. AraĢtırma objesi üç türde FB-KBÇ, DS-FB ve DS-KBÇ arasında pozitif yönlü güçlü iliĢkiler saptanmıĢtır. YetiĢtirilen fidanların TSE standartlarına göre; doğu kayınında %40’ı, dağ akçaağacında %75,5’i ve adi gürgende ise %63,3’ünün 1. kalite sınıfında olduğu tespit edilmiĢtir. Aphalo ve Rikala (2003) GĠ değerlerine göre ise doğu kayınında %93,3’ü; Dağ akçaağacında %100’ü ve adi gürgende ise %97,8’i “düĢük kaliteli fidan” kategorisinde yer almıĢtır. Tam alan serpme ekimi yöntemiyle yetiĢtirilmiĢ fidanlarda fidan baĢına düĢen yaĢam alanının homojen olmamasından dolayı FB, KBÇ ve GĠ değerlerinde tespit edilen büyük varyasyonlar nedeniyle seleksiyon ile ıskarta olarak elimine olacak fidan oranı çok yüksek olabilecektir.
|