Baklagiller hem insan ve hayvan beslenmesi, hem de toprak verimliliğinin arttırılması yönünden önemli bir doğal kaynaktır.Baklagillerin ayırt edici bir özelliği de çeşitli gram negatif kök nodül bakterileri ile azot-fiksasyonu simbiyotik ortaklığı kurmayetenekleridir. Bakteri ve bitki arasında gerçekleşen bu simbiyotik ilişki, bitkinin kök dokusunda özelleşmiş bir yapı olan nodül dokusu içerisinde gerçekleşmektedir. Nodül oluşumu, bitki kökleri tarafından salgılanan flavonoid sentezi ile başlayarak, bitki ve bakteri arasında gerçekleşen oldukça karmaşık bir dizi sinyal ilişkisini içermektedir. Bu derleme çalışmasında, bitki köklerinde oluşan nodül dokusunun oluşum mekanizması ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır.
|
Geothermal energy is one of the most important renewable energy sources which provides a massive contribution to the existingregion. Low-enthalpy resources are convenient, especially for direct usage applications such as household and greenhouse heating and thermal tourism with today's technology. Direct usage applications have social and economic positive effects via supplying the primary demand of the local communities, such as heating and nourishment. Although geothermal energy is clean and renewable, that causes adverse environmental impacts during drilling or usage stages. Therefore, some criteria should be taken into consideration for the sustainable evaluation of the source. These criteria can be identified within the determined framework of sustainable development goals for each resource. In this study, a newly discovered geothermal energy resource at Kırklareli- Asılbeyli Region is investigated for potential applications according to the UN (United Nations) Sustainable Development Goals. It is pointed out the precautions should be taken into consideration from the discovery phase until the end of life for sustainable use of the source.
|
Predicting the stock market instrument price is a valuable but challenging machine learning task. Researchers use advanced techniques to improve the generalization ability of stock prediction models. However, considering that the stock market highly depends on the political and macroeconomic developments as well as the mood of the related investors, the models that use only stock prices fail to cover all factors affecting the stock market. Therefore, to improve the prediction accuracy of stock market prediction, in this study, we first apply sentiment analysis to the news related with the market and related stock, and then combine the sentiment labels of the news with stock prices and commonly used technical indicators. The obtained cumulative dataset is used to train a long short-term memory recurrent neural network, and the output of this regression model is used in the prediction of the closing price movement to decide whether the closing price next day will be higher. The experiments performed on 8-year data showed that while the F1 score of the model built without sentiment analysis was around 0.56, it has increased to 0.65 when stock prices are combined with sentiment labels. The results show that the model with sentiment labels fits better to the actual prices especially when there is a high volatility in the stock price.
|
Bu çalışmada, %100 grafen oksit içeren pat hazırlanarak rakle kaplama makinasında pamuk kumaş üzerine kaplama işlemi gerçekleştirildi. Bu amaçla, grafit partiküllerden kimyasal oksidasyon yöntemiyle grafen oksit sentezlendi. Herhangi bir yardımcı kimyasal kullanılmadan hazırlanan %100 grafen oksitten oluşan hidrosol ile kaplama işleminin ardından grafen oksitin elektriksel olarak iletken yapıya dönüşmesi amacıyla C vitamini ile indirgeme işlemi uygulandı. Grafen oksit ve indirgenmiş grafen oksit kaplanmış kumaşın karakterizasyonu Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FTIR) ile gerçekleştirildi ve yüzey özellikleri taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelendi. Elektriksel direnç, dört nokta prob tekniği ile ölçüldü. Yıkama ve sürtme haslık testleri gerçekleştirilerek indirgenmiş grafen oksit kaplı kumaşın elektriksel direnç dayanımı belirlendi. Buna göre, grafen oksit kaplanan pamuk kumaşta elektriksel direnç 4.46E+06 Ω/□ olarak elde edildi ve C vitamini ile indirgeme işlemi sonrası elektriksel direnç 2.56E+02 Ω/□ olarak ölçüldü. Yıkama sonrasında elektriksel direnç değerinde kaydadeğer bir değişim olmadığı ancak haslık testleri sonrasında bir miktar artış olduğu gözlendi. Ayrıca, indirgenmiş grafen oksit kaplı pamuk kumaşın elektromanyetik kalkanlama etkinliği de incelendi ve kumaşın katlanmasıyla kalkanlama etkinliğinin arttığı görüldü.
|
In this study, a series of 3d transition metal (TM) (Co, Ni and Fe) doped ZnO particles synthesized by simple co-precipitation method. Structural, morphological and magnetic properties were investigated to determine correlation between growth process and ferromagnetism of metal doped ZnO samples. All samples had ZnO hexzagonal würtzite structure and slightly shift of ZnO indexed peaks was observed by TM incorporation in ZnO. Although ZnO samples had granular forms, agglomerative forms had emerged in TM:ZnO samples due to the fast growth process. The pure ZnO sample transformed paramagnetic to ferromagnetic by TM incorporation due to carrier mediated exchange interaction between TM ions. The results demonstatedthat doping with Fe3+ ions in ZnO structure had enhanced ferromagnetism although fast growth and high particle agglomeration.
|
COVID-19 hastalığının bulaşma hızını yitirdiği normale dönüş sürecinin başlangıç günlerinde, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü işyerleri için yapılması gerekenlerle ilgili geniş yelpazeli öneri ve çağrılar yapmaktadır. Buna rağmen, güncellenmesi gereken ilk adım olan işyeri risk değerlendirmesine özgü bilimsel çalışmalar oldukça kısıtlıdır. Bu çalışmada, COVID-19 hastalığının gölgesinde normalleşme sürecinin işe dönüş kapsamında ofis çalışmaları için risk değerlendirmesi ve etkisi incelenmiştir. Yapılan çalışma kapsamında virüsün bulaşma riskinin olası nedenleri sebep-sonuç analizi olarak da adlandırılan balık kılçığı diyagramı kullanılarak belirlenmiş ve COVID-19 hastalığına yakalanmamak için,risklere bağlı olarak alınması gereken önlemlerin neler olması gerektiği vurgulanmıştır. Sonuç olarak, COVID-19 hastalığının çoğunlukla 6 temel sürecin risklerinden kaynaklandığı görülmüştür. Bu temel süreçlerin bileşenleri, ulaşım, giriş-çıkışlar, çalışma ortamı, toplantı ve eğitimler, ortak kullanılan alanlar ve çalışanlar olarak belirlenmiştir. Alınması gereken en önemli üç önlem ortaya konulmuştur. Bunlardan birincisi, salgın hastalık eylem planının hazırlanarak görev tanımları ve faaliyetler açısından sürekli olarak uygulanabilir şekilde güncel tutulması ve denetlenmesidir. İkincisi, ofis yönetimlerinin alınan önlemlere uyma konusunda çalışanlara örnek olmasıdır. Son olarak, üçüncüsü önlem ise, işyerine giriş-çıkışlarda ateş ölçümü gibi COVID-19’a yönelik semptomların sorgulanması ve takip edilmesi olarak belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca, örnek bir KOBİ seçilerek, Uluslararası çalışma örgütü (ILO)’nun yayınladığı, KOBİ'ler için “Altı Adımda Covid-19 İş Sürekliliği Planı” dokümanı rehberliğinde, elde edilen risk değerlendirmesi sonuçları da göz önünde bulundurularak, İş Sürekliliği Planı hazırlanmıştır.
|
Yüksekte yapılan çalışmalarda gerek toplu koruma tedbirlerinin alınmaması gerekse de uygun iş ekipmanı ve kişisel koruyucudonanımların kullanılmaması yüzünden yüksekten düşme sebepli iş kazaları çok sık yaşanmaktadır. Bu sebeple yüksekteyapılan çalışmalarda kullanılan klasik iskele, merdiven vb. kullanmak yerine yükseltilebilen seyyar iş platformları (YSİP)’nınkullanımının arttığı gözlemlenmiştir. Bu çalışmada sektörün ana paydaşları olan üretici/distribütör ve YSİP kiralama firması,YSİP kiralayan firmalar, YSİP operatörleri ve sektörde çalışan iş güvenliği uzmanlarını kapsayan bir anket çalışmasıyla, işsağlığı ve güvenliği açısından YSİP sektörü ve çalışanlarının mevcut durumunun analiz edilmesi amaçlanmıştır. Anket sorularıiçin Likert’in 5’li ölçek tipi kullanılmış olup, SPSS istatistik paket programı vasıtasıyla verilen cevaplar değerlendirilerekCronbach’s Alpha güvenilirlik analizi yapılmıştır. Verilen cevaplara göre YSİP üreticileri, distribütörleri ve kiralamasını yapanfirmalar için “Yeni alacağımız ekipmanlarda teknolojik üstünlükleri karşılaştırırım” ve “Yeni alacağımız ekipmanlardamekanik üstünlükleri karşılaştırırım” sorularına verilen cevaplar en yüksek ortalamalı cevaplar olurken; iş güvenliği uzmanlarıiçin “İskelede, merdivende vb. çalışmak yerine YSİP’ler üzerinde çalışmak daha güvenlidir.” sorusuna verilen cevap en yüksekortalamalı cevap olmuştur. Operatörlerin “YSİPlerde çalışırken karşılaşacağım risk ve tehlikeler hakkında bilgim vardır.”sorusuna verdikleri cevap ile en yüksek değerli cevap olurken YSİP kullanan firmaların “Operatörlerin iskelede, merdivendevb. çalışması yerine YSİP üzerinde çalışması daha güvenlidir.” sorusuna verdikleri cevap en yüksek ortalamalı cevap olmuştur.Ayrıca çalışma gruplarına acil durum tatbikatlarını faydalı bulup bulmadıkları, çalışan temsilcisi/iş güvenliği uzmanının faydalıolup olmadığı, YSİP’lerle çalışırken yüksekten düşme hakkındaki fikirleri ve iskele, merdiven vb. çalışmak yerine YSİPüzerinde çalışmanın daha güvenli bulup bulmadıkları gibi bazı sorular ortak sorulmuş olup, karşılaştırmaları yapılmıştır.
|
It is necessary to meet increasingly stringent emission standards of IC engines, reducing the emission values. While improvingengine parameters and combustion chamber geometries can reduce emissions, also the research continues for alternative fuels.Biodiesel production from waste cooking oils has advantages in terms of recycling, environment, and cost. Waste cooking oilscan be used as fuel in compression ignition (CI) engines with minor modifications. Biodiesel can be used in neat form or blendwith diesel. In this way, there is no need to make any modifications to the existing diesel engines. In this study, diesel wasblended with biodiesel at 20% (B20) and it was used as fuel in a CI engine. The performance and emission values of this blendwere compared according to neat diesel fuel. As a result of the experimental and CFD simulation studies, it was observed thatthe use of the B20 fuel blend reduced CO emissions by 22.7% and soot emissions by 15.6%. In addition, the maximum pressureinside the cylinder has decreased by 2.7%.
|
Bu çalışmanın amacı, yoğun lazer alanı altında üçlü ters parabolik kuantum bariyer çift kuyu potansiyelinde elektronik iletim ve enerji seviyelerinin bariyer genişlikleri, lazer alanı giydirme parametresine bağlılığını araştırmaktır. Çalışmada Denge-dışı Green fonksiyonları yöntemi kullanılarak iletim olasılıkları ve rezonans enerji seviyeleri tespit edilmiştir. Lazer alanının ve yapı parametrelerinin rezonans tünellemeyi oldukça etkilediği, enerji seviyelerinin yerlerinin kontrolünün bu parametrelerle yapılabildiği görülmüştür. Lazer alanının artmasıyla enerji seviyelerinin daha yüksek enerjilerde ortaya çıktığı görülmüştür. Yapının rezonans tünelleme özelliğinin kontrolü işlevsel nano-aygıt yapımında oldukça önem arz etmektedir.
|
Bu çalışmada Rize’de bulunan bir çay fabrikasında Türk mevzuatı kapsamında iş sağlığı ve güvenliği açısından riskdeğerlendirmesi yapılmıştır. Fine-Kinney metodu ile tespit edilen tehlikeler arasından, tüm sektörlerde karşılaşılabilecek geneltehlikeler için ayrıca Hata Türleri ve Etkileri (FMEA) risk analiz metodu da kullanılmıştır. Risk değerlendirmesi yapmadanönce tehlikelerin tanımlanması için çalışma ortamı, çalışanlar ve iş yerine ilişkin gerekli bilgiler toplanmıştır. Toplanan bubilgiler ışığında tehlikeler tanımlanıp, Fine-Kinney ve FMEA metodolojisi kullanılarak risk değerlendirmesi yapılmıştır. FineKinney yöntemi ile 47 tane tehlike tespit edilmiştir. Bu tehlikeler içerisinden 6 tanesine neden olabilecek 40 tane hata, FMEAyöntemi ile yeniden değerlendirilmiştir. Tespit edilen riskler arasında en fazla ergonomik, fiziksel ve psikososyal risk etmenleribulunmaktadır. Fine-Kinney metodu ile fabrikanın her alanı değerlendirilmiş ve olası tehlikeler belirlenmiştir. FMEA yöntemiile de acil durumlar, yüksekte çalışma, yangın ve hareketli parçalar ile ilgili tehlikeler yeniden değerlendirilmiştir. Türkiye’debir Çay fabrikasında yapılmış olan bu çalışmanın, literatürde risk değerlendirmesi ile ilgili boşluğa katkı sağlamasıplanlanmaktadır. Böylece ülkemizde istihdam oranı yüksek olan bir sektörde iş kazaları ile meslek hastalıklarının önünegeçilmesi için öncü bir çalışma olması beklenmektedir.
|