Arthur M. Okun (1962) tarafından ortaya konulan Okun Yasası; işsizlik ile büyüme arasındaki ters yönlü ilişkiyiaçıklamaktadır. Okun Yasası’na göre yüksek büyüme oranları işsizlik oranını azaltmakta, düşük ya da negatif büyümeoranları ise işsizlik oranını artırmaktadır. Bu çalışmada, 1990-2017 döneminde Türkiye’de büyüme ve işsizlik oranıarasındaki ilişki farklı frekansa sahip verilerin istatiksel olarak analiz edilmesine olanak sağlayan MIDAS (Mixed DataSampling) regresyon aracılığıyla ampirik olarak test edilmiştir. Bu kapsamda, GSYH’yi temsilen Sanayi Üretim Endeksideğişkeni aylık olarak dikkate alınırken, işsizlik oranı ise çeyreklik olarak analize dahil edilmiştir. Çalışmanınbulgularına göre Türkiye’de Okun Yasasının asimetrik ve geçerli olduğu ve Okun yasasının geçerliliğinin bir döngü içindesürdüğü görülmektedir.
|
In what ways can the gap in economic welfare be explained as we move from the USA to Mexico? How does Smith’seconomic theory transform today? It is not easy to foresee whether economic stability or social change will succeed toensure human development by reaching a welfare society and playing a more efficient role in economic development inthe long term. The relationships between growth, development, and distribution are among the social policy issues ofboth developed and developing countries. With the participation of 189 United Nations countries in 2000, the UN Headsof State and Government Summit (Millennium Summit) acknowledged the need to develop a global partnership for thedevelopment within the scope of 8 development goals to be achieved by 2015. The study aims to reveal that humandevelopment index needs to be taken into consideration as much as the tax burden and economics exists for "human". Tothis end, the repercussions of "welfare" perception in developing countries were analyzed in this study with comparativeanalysis method.
|
Ar-Ge harcamaları yenilikte, verimlilik artışında ve ekonomik büyümede rol alan önemli bir motordur. Ar-Geharcamalarına gereken önemi veren ülkeler, bilim ve teknoloji alanında ilerlemiş ve daha rekabetçi hale gelmişlerdir.Bu çalışmada, Türkiye’de Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü Ar-Ge harcamalarının gelişimi hakkında bilgi verilmiş,Ar-Ge harcamaları ve ekonomik büyüme ilişkisi Granger nedensellik testi yardımıyla 2003-2017 yılları arası verilerkullanılarak analiz edilmiştir. Dolayısıyla, Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörünün, sürdürülebilir ekonomik büyümeiçin önemi ortaya konulmuştur. Çalışmanın sonuçları, BİT Ar-Ge harcamaları ve BİT sektörü hasılası arasında iki yönlübir nedensellik bulgusunu ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle, Ar-Ge harcamaları BİT sektörü hasılasını, BİT hasılasıda Ar-Ge harcamalarını olumlu olarak etkilemektedir.
|
Bu çalışmanın temel amacı, Y Kuşağı bireylerin yöneticilerinden Paternalist Liderlik davranışları bekleyipbeklemediklerinin tespit edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda tasarlanan araştırma ile İzmir ilindeki bir devletüniversitesinin İşletme Bölümünde öğrenim gören 291 Y Kuşağı öğrencinin, gelecekte yöneticilerden bekledikleri idealliderlik davranışları ölçülmeye çalışılmıştır. Araştırmada Aycan (2006) tarafından geliştirilen Paternalist Liderlik Anketi– PLA kullanılmıştır. Faktör analizi sonucunda, orijinal ölçekte olduğu gibi beş faktörlü yapı tespit edilmekle birlikteSadakat Beklentisi yerine Koruyucu Ebeveyn Davranışları olarak adlandırılan yeni ve farklı bir boyutun ortaya çıktığıgörülmüştür. Tek örneklem t testi sonucunda, katılımcıların gelecekteki yöneticilerinden bekledikleri Koruyucu EbeveynDavranışı, Statü Hiyerarşisi ve Otorite, İş Yerinde Aile Ortamı Yaratma ve Bireyselleştirilmiş İlişki düzeylerinin,varsayıldığı üzere, ortalamadan farklı ve yüksek olduğu saptanmıştır. İş Dışı Konularla İlgilenme düzeyinde ise anlamlıbir farklılık bulunamamıştır.
|
Türkiye’de kamu kesiminin milli ekonomi içerisindeki payı göreli olarak artırmaktadır. GSMH’deki büyüme ile birlikte,milli ekonomi içerisindeki kamu kesiminin payının da büyümesi ancak aynı dönemde işsizlik oranlarının artması dikkatçekmiş, aralarında bir ilişki olup olmadığı bu araştırmaya konu edilmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’deki kamuharcamaları ve vergi yükünün işsizlik üzerine etkisi 1980-2017 dönemi yıllık veriler kullanılarak araştırılmıştır.Analizde iki model tahmin edilmiştir. Modellerde yer alan her bir değişkenin durağanlık düzeyini kontrol etmek içinGenişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) testi ve Phillips-Perron (PP) testi uygulanmıştır. Değişkenler arasında eş-bütünleşmeilişkisinin tespiti Engle ve Granger (1987) yöntemleriyle analiz edilmiştir. Ampirik analiz sonucunda uzun dönemdekamu harcamalarındaki 1 birimlik artışın işsizliği 0.1 birim artırdığı, vergi yükündeki 1 birimlik artışında işsizliği 0.18birim artırdığı sonucu elde edilmiştir. Kısa dönemde ise modelin hata düzeltme terimleri çalışmakta, yani serilerarasında kısa dönemde meydana gelen sapmalar, uzun dönemde ortadan kalkmaktadır.
|
İlk kez 2019 yılının Aralık ayında Çin'de görülen ve çok kısa sürede pandemiye dönüşen Covid-19, alınan güçlü önlemlersayesinde bulunduğumuz coğrafi konuma göre oldukça geç bir tarihte ülkemizde de ortaya çıkmıştır. Dünya SağlıkÖrgütü’nün pandemi ilanı ile beraber Sağlık Bakanlığı’nın geliştirmiş olduğu algoritmalar doğrultusunda Dokuz EylülÜniversitesi Sağlık Yerleşkesinde de yönetsel ve tıbbi değerlendirmeler gerçekleştirilmiş ve süreç bu prensiplerlesürdürülmeye devam edilmiştir. Çalışmada Dokuz Eylül Üniversitesi Pandemi Polikliniği'ne başvuran hastaların tanıkriterlerine bağlı olarak değerlendirilme süreçleri ve buna bağlı sosyo-demografik özellikleri incelenmiş ve uzun vadedetoplu izolasyonun sürdürülebilir olup olmadığı, normalleşme sürecinin nasıl sürdürülmesi gerektiği ile ilgili öngörülere deyer verilmiştir. Bu amaçla 18.03.2020-24.04.2020 periyodunda DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesinde Covid-19 tanısı ileizlenen hastaların demografik özellikleri dikkate alınmıştır. Covid-19 pandemi süreci bir toplumun en temelihtiyaçlarından birinin sağlık hizmetleri olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte kesin Covid-19 vakalarının diğerCovid-19 vakaları ile temasta bulunmuş olma oranı oldukça yüksektir ve bu nedenle pandeminin yayılımını kontrol altınaalmak için sosyal izolasyonun sağlanması çok önemlidir. Bununla birlikte kamu ve özel sektörün gerekli önlemleri alarak,kontrollü bir normalleşme sürecine geçmesi büyük önem taşımaktadır.
|
Çalışmanın temel amacı, psikolojik sahiplenmenin çalışanların ekstra rol davranışı üzerine etkisinin belirlenmesidir. Buamaç doğrultusunda, çalışma kapsamında İzmir Arkas Holding Operasyon Merkezi’nde çalışan 170 kişi ile bir araştırmagerçekleştirilmiştir. Araştırmada, Van Dyne ve Pierce (2004) tarafından geliştirilen psikolojik sahiplenme ölçeği ileVandewalle vd. (1995) tarafından geliştirilen ekstra rol davranışı ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre,psikolojik sahiplenme ve ekstra rol davranışı boyutlarından yardım etme davranışı arasında anlamlı ve orta düzeydepozitif bir ilişki (r=0,580, p<0,01), psikolojik sahiplenme ve ekstra rol davranışı boyutlarından ses davranışı arasında iseanlamlı ve düşük düzeyde pozitif bir ilişki (r=0,343, p<0,01) bulgulanmıştır. Yine elde edilen bulgulara göre, psikolojiksahiplenmenin çalışanların ekstra rol davranışı üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bulgular, psikolojiksahiplenme ve ekstra rol davranışı boyutları ile demografik değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılıkbulunmadığını göstermektedir. Araştırmada değişkenler arasındaki ilişkilerin ele alınmasının hem yönetim veorganizasyon yazınına hem de sektöre katkı sağlayacağı, araştırma sonucunda işletmelere yönelik sunulan önerilerin iseişletmelerin çıktılarına etkisinin olacağı düşünülmektedir.
|
Bu çalışmanın amacı, öz-yeterliliğin bireysel performans üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve bu sürecin ototelik kişilikaçısından farklılaşıp farklılaşmadığının ortaya çıkarılmasıdır. Bu kapsamda, özel bir işletmede görev yapan 308 maviyakalı çalışandan anket tekniğiyle veri toplanmıştır. Araştırma hipotezlerini test etmek için regresyon analizi kullanılarakdoğrudan ve düzenleyici etkiler incelenmiştir. Analizler sonucunda öz-yeterliliğin çalışan performansı üzerinde aynı yönlüanlamlı etkisinin olduğu görülmüştür. Ayrıca ototelik kişiliğin bu ilişkiyi zayıflattığı ve özellikle düşük öz-yeterlilikseviyelerinde yüksek ve düşük seviyedeki ototelik kişiliğin bireysel performans üzerinde farklı etkileri olduğu bulunmuştur.Elde edilen bulgular yazın bağlamında tartışılmıştır
|
Ce travail a mis l’accent sur les dysfonctionnements du territoire algérien et sur le déséquilibre alarmant caractérisant larépartition spatiale des activités et du peuplement. Notre contribution a présenté et a analysé la nouvelle politiquealgérienne d’aménagement du territoire et de rééquilibrage spatial, et plus précisément dans son Option Hauts PlateauxSud (O.HP-Sud) et son impact en termes de Développement Durable.
|
Çalışanların örgütün amaç ve hedefleri ile bütünleşmesini ifade eden örgütsel özdeşleşmenin, örgütlerde istenmeyen veönlenmesi gereken tutum ve davranışları içeren üretkenlik karşıtı iş davranışları üzerine etkisinde psikolojik iyi oluşunnasıl bir rol üstlendiğinin belirlenmesi araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Psikolojik işlevin en önemli parçalarındanbirini temsil eden psikolojik iyi oluş bireyin kendini gerçekleştirmeye yönelik isteği, özerkliği ve kişisel gelişimine yönelikçabalarını ifade etmektedir. Bu anlamda örgütsel özdeşleşmenin üretkenlik karşıtı iş davranışları üzerine azaltıcı etkisininpsikolojik iyi oluş üzerinden gerçekleşebileceğine ilişkin beklenti araştırmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Nevşehirilinde faaliyet gösteren sağlık kuruluşu çalışanları üzerine yapılan bu araştırmaya 290 çalışan katkı sağlamıştır. Araştırmasonucunda örgütsel özdeşleşme ile örgütler için büyük önem arz eden ve istenmeyen üretkenlik karşıtı iş davranışlarıarasındaki ilişkide çalışanların öz gelişim, kendini gerçekleştirme ve yaşam amaçlarını ifade eden psikolojik iyi oluşun tamaracılık rolü üstlendiği tespit edilmiştir. Bu sonuç doğrultusunda örgütsel özdeşleşmenin psikolojik iyi oluş üzerindenüretkenlik karşıtı iş davranışlarını azalttığı söylenebilir.
|