Türk edebiyatında kimlik meselesi, Tanzimat'tan bugüne kadar hemen her fırsatta gündeme gelen, zaman zaman değişik çevrelerde konuşulup tartışılan, fakat henüz tam anlamıyla bir çözüme kavuşturulmamış önemli bir konudur. Kimlik denilince öncelikle aidiyet konusu akla gelmektedir. Sosyal, siyasal, kültürel ve edebî hayatımızda önemli bir dönüm noktası teşkil eden Tanzimat'tan önceki döneme ait divan edebiyatının mahiyeti, estetik anlayışı iyice bilinmeden, Tanzimat'tan sonra Batı tesirindeki Türk edebiyatının esas hedefinin ne olduğu anlaşılmadan bu konunun çözümlenmesi mümkün görünmemektedir. Bu konuyu ele alırken mutlaka Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı ve düşünce dünyasının önde gelen isimlerinden Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Sabri Ülgener, Kemal Tahir, Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Mehmet Kaplan, Erol Güngör ve Hilmi Yavuz gibi şahsiyetlerin söz konusu kimlik meselesi etrafındaki görüşlerinin dikkate alınması gerekir. Bu makalede özellikle Avrupa Birliği'ne girmeye hazırlandığımız bugünlerde kimlik meselesi üzerinde durulurken nelere dikkat edilmesi, tarihsel süreç de göz önünde tutularak kimliği oluşturan belli başlı hususların neler olduğu veya olması gerektiği noktaları üzerinde durulmaktadır