Mâlik b. Huveyris (öl. 74/693-4) ve Rivayetleri
Kur’ân ve sünnetin, dinin iki temel kaynağı olduğu bilinmektedir. Bunlardan sünnetin gerekfiilî gerekse sözlü olarak günümüze ulaşmasını sağlayan en önemli nesil hiç şüphesiz sahâbenesli olmuştur. Başka bir deyişle sünnetin sözlü ve yazılı ifadesi olarak da ifade edilebilecekhadisler, ilk olarak sahâbe nesli tarafından nakledilmiş olmaktadır. Bu nedenle tarihi süreçiçerisinde özellikle hadis âlimleri, hadislerin naklini sağlayan bu nesli tanıtıcı çalışmalaryapmıştır. Ne var ki bu çalışmalarda kendisine yer verilen her bir sahâbîye ilişkin bilgininaynı miktarda olduğunu söylemek mümkün değildir. Birtakım sebeplerden ötürü bazılarıhakkında çokça malumat bulunurken bazıları hakkında çok az bilgiye rastlanmaktadır.Benzer şekilde bazı nedenlerden dolayı her sahâbînin rivayet ettiği hadis miktarı da aynıolmamıştır. Bazıları çok sayıda hadis rivayet etmişken geriye kalanlar ise ancak az sayıdahadis rivayet etmiştir. Bu çalışma, kendisiyle ilgili nispeten az bilgi bulunan Mâlik b.Huveyris’in hayatı, rivayetleri ve bunlardan namazla ilgili olanların dört mezhebin bazıgörüşlerine etkisi hakkındadır. Bu bağlamda çalışmanın birbiriyle ilişkili üç temel hedefibulunmaktadır. Bunlardan biri, Mâlik b. Huveyris’le ilgili dağınık halde bulunan bilgileriderleyip toplamaktır. İkincisi, hadis kaynaklarındaki rivayetlerini ortaya koymak ve onlarlailgili değerlendirme yapmaktır. Üçüncüsü de ilgili kaynaklarda tespit edilen namaza ilişkinhadislerinin dört mezhebin görüşlerine etkisini tespit etmektir. Böylece bu sahâbînin hayatıhakkındaki bilgileri derleyip toplamaya, Rasûlullah’la (s.a.v.) olan birliktelik miktar vevaktinin onun rivayet sayısına, hakkındaki bilginin miktarına ve ona ait rivayetlerinanlaşılmasına etkisi ortaya konulmaya gayret edilmiştir. Bu hedefler doğrultusunda önceliklebaşta sahâbe bilgisine has kılınanlar olmak üzere ricalle ilgili kaynaklara başvurulmuştur.Bunun yanı sıra hadis kaynaklarına da müracaat edilmiştir. Zira hadis kaynaklarındakirivayetler de onun hakkında bilgi içermektedir. Bu kaynaklardaki Mâlik b. Huveyris’e dairbilgilerden hareketle onun tam ismi, babasının kim olduğu, nesebi, kabilesi, Rasûlullah’a(s.a.v.) geliş vakti, kimlerle birlikte geldiği, onun (s.a.v.) yanındaki ikamet süresi, talebeleri vevefatı konuları işlenmiştir. Böylece bu sahâbî hakkında okuyucunun istifade edebileceği birbiyografi meydana getirilmiştir. Daha sonra, çok sayıda rivayeti olmadığı anlaşılan Mâlik b.Huveyris’in kaç rivayetinin bulunduğu, bu rivayetlerin hangi konularla ilgili olduğu veRasûlullah'la (s.a.v.) birliktelik miktar ve vaktinin rivayetlerinin sayısına etkisi tespitedilmeye çalışılmıştır. Muhtevaları ve bulundukları kaynaklar itibariyle ortak özellikleresahip oldukları gözlemlenen bu rivayetler, Kütüb-i Tisʿa’da olanlar ve diğer hadiskaynaklarında olanlar şeklinde iki gruba ayrılmıştır. Bunların Kütüb-i Tisʿa’da bulunupnamaz dışındaki konularla ilgili olanları hakkında sıhhat değerlendirmesi yapılmıştır. Birbütün olarak sıhhat problemi taşımadıkları tespit edilen namazla ilgili rivayetler demuhtevalarına göre tasnif edilerek tekrarsız sayıları tespit edilmiştir. Son olarak da diğerrivayetlerinin aksine namazla ilgili rivayetleri, iki amaç doğrultusunda ayrıca ele alınmıştır.Namazla ilgili bu rivayetlerin, dört fıkıh mezhebi tarafından hangi hükümlerde kullanıldığıirdelenmiştir. Bu bağlamda mezheplerin ortaya koyduğu hükümlerde hangi rivayetleri asıldelil olarak sunduğu, hangilerini başka sahâbîlerden gelen rivayetlere destekleyici mahiyettekullandıkları vurgulanmaya çalışılmıştır. Ayrıca bu sahâbînin Rasûlullah’la (s.a.v.) olanbirliktelik vakit ve miktarının, rivayetlerinin anlaşılmasına etkisinin olup olmadığı hususuaçıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Netice itibariyle sahâbe hakkındaki bilgilerin derleniptoplanmasının ve Rasûlullah'la (s.a.v.) geçirdikleri vakit ve miktarın bilinmesinin,naklettikleri hadislerin doğru anlaşılmasına katkıda bulunabileceği kanaati hasıl olmuştur.Bu anlamda dinin ikinci kaynağı konumundaki sünnetin günümüze ulaşmasını sağlayansahâbîlerle ilgili çalışmaların Hadis İlmi’ne katkı sağlayacağını söylemek mümkündür.