Müşâkele Sanatının Kavramsallaşma Sürecinde Fahreddin er-Râzî
Kelâm, felsefe ve fıkıh usûlü alanında yazdığı eserlerle tanınan, 12. yüzyıl düşünürlerinden Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210) beyân, meâni ve bedî ilimlerinden oluşan belâgat disiplini hakkında Nihâyetü’l-îcâz fî dirâyeti’l-iʿcâz adını verdiği bir eser kaleme almıştır. Edebi incelikten dolayı bir lafzın, aynı ifadede başka bir anlamda tekrar edilmesi olarak tanımlanan müşâkeleye, bu kitapta yer vermeyen Râzî, Mefâtîḥü’l-ġayb adlı tefsirinde bu sanatı yoğun olarak kullanmıştır. Fakat müşâkele, onun döneminde henüz terimleşmediğinden bu sanatı farklı isimlerle zikretmiş, hatta yer yer ilgili âyetleri tefsir ederken açıklama yapmayıp daha önce zikredilen başka bir âyete gönderme yapmakla iktifa etmiştir. Râzî’nin, müşâkele hakkındaki düşünceleri tam olarak tespit edilmediğinden konu ile ilgili ifadeleri yanlış anlaşılmıştır. Bu nedenle Râzî’nin, müşâkele sanatı hakkında dağınık halde zikrettiği cüzî malzemelerden küllî hükümlerin çıkarılması çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Bu doğrultuda makalenin girişinde müşâkele sanatının kavramsal çerçevesine yer verilecek, birinci bölümde Râzî’ye göre müşâkele sanatının mahiyeti; ikinci bölümde ise bu sanatın ona göre mecaz mı yoksa hakikat mi olduğu tartışılacaktır.