Problem Durumu: Bu araştırmanın problemini Buca Eğitim Fakültesinde okumakta o- lan “Sınıf öğretmeni adaylarının fen öğretimine yönelik öz yeterlik inançları nasıldır?” sorusu oluşturmaktadır. Öğrencilerin öz yeterlik ölçeğine yönelik verdikleri cevaplar; cinsiyet, liseden mezun oldukları alan, okudukları şubelere göre alt problemler çerçevesinde ele alınmıştır. Araştırmanın Amacı: Riggs ve Enochs tarafından 1990 yılında geliştirilen “Sınıf öğretmeni adaylarının fen öğretiminde öz-yeterlik inancı ölçeği'nin” Buca Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmeni Adayları üzerindeki uygulama sonuçlarının tartışılmasıdır. Araştırmanın Yöntemi: Araştırmada betimsel yöntemden yararlanılmış ve nicel, nitel araştırma metotları bir arada kullanılmıştır. Araştırma, Sınıf Öğretmenliği Anabilim dalında 2004-2005 öğretim yılı Bahar döneminde yürütülmüştür. Üçüncü sınıfta iki dönem boyunca aynı öğretim elemanından Fen Bilgisi Öğretimi I ve II derslerini alan toplam 121 öğrenci çalışma grubunu oluşturmuştur. Bulgular ve Sonuçlar: Elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin fen öğretimine yönelik özyeterlik inancı ve sonuç beklentisi alt boyutları açısından yüksek eğilimlere sahip oldukları söylenebilir. Cinsiyet ve okudukları şubelere göre incelendiğinde, öz yeterlik inancı açısından öğrenciler arasında anlamlı farklar olduğu bulunmuştur. Mezun oldukları alan bakımından incelendiğinde ise, ölçeğin her iki alt boyutu açısından da anlamlı farklar bulunmamıştır. Öğrencilerin fen öğretimine ve fen öz yeterliklerine yönelik sorulan açık uçlu soruya verilen yanıtların içerik analizinde, genelde olumlu yönde ifadeler kullandıkları görülmüştür. Öneriler: Ölçeğin Fen bilgisi öğretimi I ve II derslerini alan, daha fazla sayıdaki öğrencilerle ön test- son test ölçümleri şeklinde uygulanarak, aradaki farklılığın irdelenmesi önerilmektedir. Öğretmen adaylarının, öğrenimleri süresince, fen projeleri, sergileri, fen ve doğa müzelerine geziler gibi ders dışı etkinliklere katılımı sağlanmalı ve onlara motive edici sözel ve sözel olmayan dönütler verilmelidir. Bu dersi veren öğretim elemanlarının gerek alan konularında gerekse de alan öğretiminde uzman kişiler olmaları önemli görülmektedir. Bu nedenle özellikle eğitim fakültelerine öğretim elemanı alınırken “öğretmenlik yapma” koşulu aranmasının uygun olabileceği düşünülmektedir.