İnsanların toplumsallaşma süreçlerinde etkili olan pek çok dinamik bulunmaktadır. Bireyin, çevresiyle arasında kurmaya çalıştığı ilişki ve iletişimin temelinde yer alan dil, bu dinamiklerin başında gelmektedir. Toplum açısından değerlendirildiğinde dil, bireylerden oluşan toplulukları topluma dönüştüren, insanların birlikte yaşayabilmelerine olanak sağlaması nedeniyle toplumsallaşma sürecinin en önemli araçları arasında sayılması gereken bir kurumdur. Ancak insan hayatında böylesine önemli bir role sahip olan dil, toplumlar arasındaki dinî, tarihî, siyasî, kültürel, ekonomik vb. alanlarda kurulan ilişkilerin doğal bir sonucu olarak etkileşim ve değişime açıktır. Bu etkileşim, dillerin ait olduğu toplumların farklı alanlarda birbirleriyle kurdukları ilişkilerin boyutlarıyla doğru orantılıdır. Güneyin serhat şehri olarak bilinen Kilis, Türkiye’de Arapça’nın konuşulduğu Hatay, Adana, Şanlıurfa, Mardin, Siirt gibi iller kadar çok dilli bir yapıya sahip değildir. Buna rağmen yörede konuşulan ağız, tarih boyunca Suriye’yle aynı coğrafya ve kaderi paylaşmasının doğal bir sonucu olarak Arapçayla derin bir etkileşim içinde olmuştur. Bu etkileşim çerçevesinde Arapçadan ödünç alınan bazı öğeler, Kilis ağzına özgü bazı kelimelere dönüşmüştür. Diller arası ilişkilerin doğurduğu ödünç alma hareketliliğinde en çok yer alan öğeler olan sözcükler, Arapçadan ödünç alınan unsurların başında gelmektedir. Bu çalışmada, Kilis ağzına özgü bazı kelimeler ele alınacak, bu kelimelerin Arapça kökenleri incelenerek sözcüklerin orijinal anlamlarını koruyup koruyamadığına veya uğradığı anlam değişikliklerine işaret edilecektir.