Bu çalışma, 2018 yılında Murat Tepe’de ve 2019 yılında Murat Höyük’te gerçekleştirilen kurtarma kazıları sonucunda ortayaçıkarılan iki adet toprak mezarı ve bu mezarlara bırakılan hediyeleri tanıtır. Yerleşimler, Kalehan Genç Enerji A.Ş. tarafındanyapılan Aşağı Kaleköy Barajı su tutma havzası içerisinde yer almaktadır ve Bingöl’ün ilk sistemli arkeolojik kazılarıdır. MuratTepe’de Orta Çağ ve Orta Demir Çağı/Urartu Krallık Dönemi’ne tarihlendirilen iki tabaka ortaya çıkarılmıştır. Murat Höyük’teOrta Çağ, Orta Demir Çağı/Urartu Krallık Dönemi, Erken Demir Çağı ve Erken Tunç Çağı’na tarihlendirilen dört tabaka ortayaçıkarılmıştır. Murat Tepe’de bir adet ve Murat Höyük’te bir adet olmak üzere yerleşim içerisinde toplam 2 adet toprak mezarele geçmiştir. Mezarlar, Orta Demir Çağı/Urartu Krallık Dönemi’ne tarihlendirilmektedir. Yeni ortaya çıkarılan bu iki toprakmezara bireyler, toprağa hafif bir çukur kazılarak yerleştirilmiştir. Bireyler yaşarken kullandığı eşyalar ile birlikte gömülmüştür.Dönem içerisinde toprak mezarlar halk mezarı olar ak da isimlendirilmiştir. Mezar hediyesi olarak hem metal, hem de pişmiştoprak eserler birlikte ele geçmiştir. Her iki mezarda da ortaya çıkarılan iskeletler tahrip olmuştur. Mezarlar, Doğu Anadolubölgesinde yer almakta ama yaklaşık MÖ 9-7 yy arası hüküm süren Urartu Krallığının merkezinden uzaktadır. Yerel mimariiçerisinde ele geçmeleri ve metal hediyelerin yerel Urartu sanatı hakkında bilgi vermesi açısından da önemlidir. Murat Tepe veMurat Höyük’te hediyeleriyle birlikte ortaya çıkarılan bu yeni iki toprak mezarın, Urartu dönemi ölü gömme geleneklerine yenibir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
|
Murat Höyük, Doğu Anadolu Bölgesi, Bingöl ili Solhan ilçesinde, Murat Nehri kenarında yer almaktadır. Bu çalışmada, Murat Höyük’ün Orta Demir Çağına tarihlenen II. tabakasından kazılarla ele geçen, üzerinde tanrı ve tanrıça işaretleri olan amulet ve parmak baskılı kadeh tanıtılmaktadır. Höyük, yakın zamanda tamamlanan Aşağı Kaleköy Barajı’nın su tutma havzası içerisinde yer aldığı için, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 2018 yılında tescillenmiştir. Höyükteki kazı çalışmaları Elazığ Müzesi Müdürlüğü kazı başkanlığında ve bilimsel bir heyet tarafından 2019 yılında yapılarak tamamlanmıştır. Murat Höyük’te yürütülen kazı çalışmaları sonucunda dört ana kültür evresi (I-IV) tespit edilmiştir. Höyüğün II. tabakası MÖ 9-6. yüzyıl aralığına tarihlenmektedir. Kazı buluntusu olan ve burada tanıtılan amulet ve kadeh, Urartu Krallığı’nın etkisi altında olan bölgenin ve höyüğün, aynı zamanda diğer kültürler ile de iletişim halinde olduğunu kanıtlayan ünik eserlerdir
|
Murat Höyük lies on the bank of the Murat River in Solhan district of Bingöl province in Eastern Anatolia. This study presents archaeometrical analyses of a unique metal figurine and a metal tool recovered in situ during the 2019 Murat Höyük Excavations, the first systematic archaeological excavation project in Bingöl. Four cultural layers (Medieval, Middle Iron, Early Iron, and Early Bronze Age) were documented at the site, where the earliest settlement is dated tothe EBA III (2500-2200 BC). The metal figurine and tool were found in this earliest phase (IV), where stone mould fragments and a crucible were also found in associated contexts. Portable XRF (p-XRF) analyses performed on the figurine, and p-XRF and metallography analyses conducted on the copper tool revealed that metals used in the manufacture of these artefacts were smelted from different polymetallic copper ores. Additionally, production process of the objects was examined in this study. A holistic evaluation of finds related with metallurgy at Murat Höyük reflects cultural affiliation with the Upper Euphrates Basin in terms of material choice and production technology. The present study on Murat Höyük metal finds provide new insight into Early Bronze Age metallurgy, belief systems, and art in Eastern Anatolia.
|
This essay aims to examine the technological marks observed on the pot bases from the Chalcolithic site of Gülpınar in northwestern Anatolia. These technological marks, which are mainly related to stage of the forming of the pots, represents the negative impressions of mats, baskets, cloth, and tree leaves, as well as finger prints. These negative impressions on pot bases are characteristic of both Early Chalcolithic (phase II) and Middle Chalcolithic period (phase III) at Gülpınar and they appear almost on pot bases recovered from the site during excavations. Examination of these technological marks in the shape of negative impressions on pot bases from Gülpınar help us to obtain information on the techniques used to make the woollen cloth, mats, and baskets and what kind of raw materials were used in their production. The negative impressions of mats, baskets, cloth, or tree leaves on pot bases result from their use as primitive turntables.
|
Bu çalışma, Bingöl’de Murat Nehri üzerine yapılan Aşağı Kaleköy Barajı’nın su tutma havzası içerisinde kalanMurat Höyük’te, 2019 yılında Mayıs-Ekim ayları arasında yapılan kurtarma kazısı sonucunda ele geçen pişmiş toprakçeç damga mührü tanıtmaktadır. Bingöl’ün ilk sistemli arkeolojik kazısı olan Murat Höyük’te yapılan çalışmalarsonucunda dört kültür tabakası tespit edilmiştir. Bu kültür tabakaları arasında en erken yerleşim İlk Tunç Çağı’natarihlendirilmektedir. Çalışmamızın konusu olan çeç damga mühür de Doğu Anadolu Arkeolojisi’ne göre İlk Tunç ÇağıIII’e (MÖ 2500-2200) tarihlendirilmektedir. Damga yüzeyinde iç içe geçmiş konsantrik daire motifli pişmiş toprakmühür, tarımla ilişkilendirilen çeç mühür grubu içerisindedir. Çeç damga mühür, yerleşimde Mekân 4 içerisinde,depolama amaçlı kullanılan ve in situ olarak ele geçen bir çömlek ile aynı mekân içerisinde, yangın tabakasından elegeçmiştir. Çömlek içinde in situ halde karbonize olmuş tohum taneleri bulunmuştur. Bunlara ek olarak yerleşimde elegeçen, çok sayıda büyük boyutlu depolama kapları, çömlekler, alt ve üst öğütme taşları, el taşları ve karbonize tohumtanelerinin arkeobotanik analiz çalışmaları, yerleşimdeki tarımsal faaliyetlerin varlığının kanıtlaması açısındanönemlidir. Höyükte İlk Tunç Çağı’nda tarımın varlığının arkeolojik buluntularla desteklenmesi, çeç damga mühründe işlevselliğinin ortaya çıkması açısından önemlidir. Yapılan arkeolojik ve etnografik çalışmalarda Doğu AnadoluBölgesi’nde yoğun olarak karşılaşılan bu mühür örneklerine, kazı buluntusu olarak Murat Höyük’te de karşılaşılmasıile de arkeoloji literatüründeki çeç mühürlere bir yenisi eklenmiştir. Mührün bulunduğu mekân ve birlikte ele geçenbuluntular bağlamında değerlendirildiğinde, mührün tarımsal faaliyetlerde kullanılan bir obje olduğu ileri sürülmekteve bölge arkeolojisine yeni bir katkı sağlanması hedeflenmektedir.
|
Bu makale, Bingöl’ün ilk sistemli arkeolojik kazısı olma özelliği gösteren Murat Höyük Erken Tunç Çağı tabakasındanele geçen ve bu çalışmaya konu olan pişmiş toprak antropomorfik figürinleri tanıtır. Murat Höyük, DoğuAnadolu Bölgesi, Bingöl İli Solhan İlçesinde, Murat Nehri kenarında yer almaktadır. Höyük, Kalehan Genç EnerjiA.Ş. tarafından yapılan Aşağı Kaleköy Barajı su tutma havzası içinde kaldığından, Elazığ Müzesi Müdürlüğü kazıbaşkanlığında ve bilimsel bir heyet tarafından 2019 yılında kurtarma kazı çalışmaları yapılarak tamamlanmıştır. 2019yılında yapılan bu arkeolojik kazılar sonucunda I. Tabaka: Orta Çağ, II. Tabaka: Orta Demir Çağ, III. Tabaka: ErkenDemir Çağ ve IV. Tabaka: Erken Tunç Çağ olmak üzere dört kültür tabakası tespit edilmiştir. Murat Höyük, DoğuAnadolu kronolojisine göre Erken Tunç Çağı III’e (MÖ 2500-2200) tarihlenmektedir. Erken Tunç Çağı’na tarihlenenMurat Höyük IV. Kültür katından toplam beş (5) adet pişmiş toprak figürin ele geçmiştir. Bunlardan üçü sağlamikisinde ise kırıklar vardır. Arkeolojide uzun yıllardır tartışılan figürin, idol, heykelcik tanımlarına son yıllarda eklenenantropomorfik (insansı) terimi Murat Höyük buluntuları için kullanılacaktır. Yerleşmede antropomorfik figürinlerintespit edildikleri yerlerin ve kültür katının özellikleri doğrultusunda, uzun süredir cinsiyet tanımı veya anatanrıça gibi dinsel anlamlar yüklemek yerine insan-figürin-mekân ilişkisine odaklı çalışma yapılması amaçlanmıştır. İnsan-mekân ilişkisi göz önüne alınarak anlamları ve işlevlerine yönelik bağlamsal açıdan yapılacak değerlendirmelerile Murat Höyük antropomorfik figürinlerinin bölge literatürüne önemli katkılar sunması öngörülmektedir.
|
Bu çalışma; Bingöl bölgesinde Murat Nehri kenarında doğal bir tepe üzerinde bulunan Murat Tepe’de yapılan kurtarma kazısı sonuçlarında ele geçen Urartu dönemi metal eserlerini tanıtır.2 Murat Tepe’de, MÖ 9-7. yüzyıllarda hüküm sürmüş Yakın Doğu’nun güçlü uygarlıklarından biri olan Urartu takı sanatının yerel izleri görülmektedir. Bu yerleşimin büyük olasılıkla Urartu krallığının yerleşim merkezi ile krallığın batı sınırında bulunan Elazığ bölgesi (Alzi) arasındaki iletişimi sağlayan sofistike karayolu güzergahı üzerinde bir konaklama istasyonu olduğu düşünülmektedir. Çünkü bu yerleşimde çok odalı ve köşeleri rizalitli bir dikdörtgen yapıya ait mimari kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Burada yapılan kazılarda ele geçen buluntular arasında tanımlanan seramiklerin Urartu merkezinde kullanılan seramik geleneğinin yerel ve yöresel örneklerini temsil ettiği görülmektedir. Bu çalışmanın konusunu oluşturan metal eserler; bileklik, boyunluk, yüzük ve küpeler, iğneler, fibula ve kemer parçaları yine yerel özellikler sergiler. Murat Tepe metal eserleri Orta Demir Çağ’da Bingöl bölgesinde Urartu varlığı konusunda sahip olduğumuz arkeolojik bilgilerimize önemli oranda yeni bir katkı sağlar nitelikte olduğu düşünülmektedir.
|
Son yıllarda günümüzde yaşanılan ya da yakın zamanda terk edilmiş kırsal yerleşmeleri kapsayanetnografik araştırmalar, arkeolojik araştırmaların ilgi çekici bir alanı haline gelmiştir. Bu çalışma modernmateryal kültür kalıntıları üzerinde arkeolojik hipotezler için etnografik açıdan incelemeyi amaçlamıştır.Çanakkale’nin Kıyı Troas bölgesinin kırsal karma ekonomik aktiviteleri arasında hayvancılık ön planaçıkmaktadır. Bugün hâlâ kullanılmaya devam eden bölgeye has hayvan ağılları gibi etnografik veriler ışığında,aynı coğrafyada ve benzer çevresel etkenler karşısında, bölge insanının Prehistorik dönem toplulukları ilebenzer arazi kullanım alışkanlıkları ve üretim tekniklerini sürdürdükleri düşünülmektedir. Bölgenin yakıngeçmişine ait kırsal arazi kullanımı, kırsal ekonomik unsurlar ve geleneksel üretim süreçlerine ait etnografikverilerin, arkeolojik problemlerin çözümüne katkı sağlayacağı göz önüne alındığında, Troas kıyı bölgelerindeyer alan hayvancılık ile ilgili yapıların ve ekonomik faaliyet alanlarının etnografik yöntemlerle incelenmesi,aynı bölgede yaşayan prehistorik köy toplumların geçim ekonomilerini anlama konusunda fikirler sunabilir.
|
Antik Troas bölgesinin önemli bir kutsal alanı olan Smintheion bünyesinde yapılan arkeolojik kazılarsırasında ortaya çıkan Erken Kalkolitik 2 (Gülpınar II) ve Orta Kalkolitik dönem (Gülpınar III) yerleşimleriBatı Anadolu Erken ve Orta Kalkolitik dönem toplumlarında tekstil üretimi ile ilgili önemli verilersunmaktadır. Prehistorik dönemde Anadolu’da tekstil üretiminin dolaylı arkeolojik kanıtları arasındaağırşaklar, tezgâh ağırlıkları, makaralar ile çanak çömlek kaidesi üzerindeki negatif yün, keten ve hasır izlerisayılabilmektedir. Tekstil üretimine ait direkt arkeolojik veriler ise karbonize olmuş bir şekilde günümüzekadar ulaşan kumaş kalıntılarıdır. Kalkolitik Gülpınar yerleşmesinde yapılan kazı çalışmaları sırasında isetekstil üretiminin dolaylı arkeolojik kanıtları arasında ağırşaklar ve yoğun bir şekilde çanak çömlek kaidesiüzerindeki negatif yün ve keten izleri olduğu görülmektedir. Bu kanıtlar aynı zamanda tekstil üretimi,dokumacılık ve hasırcılığın yerleşimde önemli bir zanaatçılık aktivitesi olduğunu göstermektedir. 2004-2014kazı sezonlarında ele geçen toplam 39 ağırşak incelenerek kataloglanmıştır. Ağırşak olarak tanımlananobjeler kilden örnekler olup tipolojik olarak 6 farklı forma sahip olduğu görülmektedir. En sık karşılaşılantipler bikonik, yarı oval ve basık yarımküre ve kesik koni formlu ağırşaklardır. Farklı tipte ve ağırlıktaağırşakların bulunması dokumacılık için farklı kalınlıklarda iplerin üretilme olasılığını göstermektedir. Diğeryandan ele alınan ağırşaklar Gülpınar ve çevresindeki köylerde geleneksel dokumacılıkta kullanılanetnografik örnekler ile yapılan analojik değerlendirmelerden de yararlanılmıştır. Bu çalışma ile tanıtılanağırşak tiplerinin prehistorik insanların tekstil üretim geleneklerini anlamamıza ve kullandıkları objelerinişlevlendirilmesine katkı sunması umulmaktadır.
|
Bu makalenin amacı, Troas Bölgesi'ndeki antik Apollon Smintheus (Smintheion) Tapına-ğı'nda yer alan prehistorik yerleşim yerindeki dokumacılık ve hasırcılık ile temsil edilen arkeolojik kanıtlan irdelemektir. Yürütülen arkeolojik kazılarda MÖ 5000'lerc tarihlenen prehistorik yerleşimin seramik kaidelerinde negatif yün dokuma ve hasır izlerini taşıyan toplam 960 parça bulunmuştur. Smintheion yerleşiminde Kalkoliük yerleşimciler tarafından kullanılan seramiklerin kaideleri altında yer alan negatif izlerin incelenmesiyle, dokumacılık ve hasırcılıkta hangi tür tekniklerin kabul edildiği ve dokunmuş kumaş ve hasır izlerinin nasıl oluştuğunu anlamak mümkündür. Smintheion'da ele geçen 960 kaide parçası üzerinde yer alan bu negatif izlerin değerlendirilmesi; basit örgü tekniğinde "bir alttan-bir üstten" geçmeli yün dokuma tercih edildiğini, dimi örgü "iki alttan-iki üstten" ve sarma örgü tekniklerinde genellikle tahıl sapı ve hasır otu kullanılarak üretildiğini ve en yaygın iki hasırcılık yöntemleri arasında olduğunu göstermektedir. Buna ek olarak, seramik kaideleri altındaki negatif izler üzerinde yapılan analizler sonucunda, seramik yapım aşamasında ağaç yapraklarının da kullanıldığı anlaşılmıştır. Smintheion'da, seramiklerin kaideleri altında yer alan negatif izlerden yün dokuma ve hasırın varlığını açıklayan bu iki önemli konu yeni veriler ışığında in-celenmişür. Arkeolojik kanıdann değerlendirilmesi, yün dokuma kumaş, sarmal hasır ve örme hasır parça-lannın, çömlekçi ustaları tarafından ilkel bir çark olarak kullanıldığını göstermektedir.
|