Amaç: Fetal üriner sistem anomalilerinin anöploidi ve ek yapısal malformasyonlarla ilişkisini ortaya koymak, prenatal dönemde konan ön tanıları postnatal dönem sonuçları ile karşılaştırmaktır.Yöntemler: 2016-2019 yılları arasında kliniğimizde fetal üriner sistem anomalisi tanısı alan 282 olgu çalışma kapsamında değerlendirildi. Gebeliklere ait yaş, gebelik haftası, gravida, parite, fetal cinsiyet, anomalinin tipi, ek anomali varlığı, prenatal tanı yöntemi, fetal karyotip sonucu, terminasyon durumu ve postnatal sonuçlar kayıt edildi.Bulgular: Fetal üriner sistem anomalileri arasında ilk sırada hidronefroz (HN) yer almaktaydı. Üriner sistem anomalilerine eşlik eden konjenital malformasyonlar incelendiğinde %26,4 ile santral sinir sistemi anomalileri en sık gruptu. Ek anomaliler ile en sık birliktelik gösteren üriner sistem anomalileri; bilateral renal agenezi (%50), bilateral multikistik displastik böbrek (%50) ve ekstrofia vezikaydı (%50). Karyotip sonuçlarına bakıldığında olguların %26’sında trizomi, %4’ünde PKHD1 ve %2’sinde triploidi izlendi. Karyotip sonucuna göre normal karyotipli grup ve trizomili grup karşılaştırıldığında, ek anomalilerin varlığı (p=0,004), bilateral HN (p=0,012) ve terminasyon sonuçları (p=0,002) arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Konsey kararı ile %6,7 olguya terminasyon uygulandı. Postnatal dönemde pediatrik cerrahi kliniğinde/polikliniğinde takip edilebilen olguların oranı %34,6 olup, bu olguların %38,2’sine cerrahi girişim uygulandı.Sonuç: Geniş bir klinik spektruma sahip olan üriner sistem anomalilerinin multidisipliner bir yaklaşım ile gerek prenatal dönemde gerekse postnatal dönemde uygun tanı, takip ve tedavisi büyük önem taşımaktadır.
|