Sağlık işletmelerinde stok yönetimi sağlık hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulması için önem arz etmektedir.
Özellikle, pandemi gibi olağanüstü dönemlerde artan belirsizlikle birlikte stokların temini, saklanması ve kullanımı daha da
önemli hale gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, pandemi sürecinin beraberinde getirdiği belirsizlik koşullarında bir kamu
hastanesinde kullanılan tıbbi sarf malzeme stok harcamalarını stok kontrol tekniklerinden Always Better Control (ABC),
Vital-Essential-Desirable (VED) ve ABC-VED Matris yöntemlerini kullanarak sınıflandırmak ve hastanelerde etkin bir stok
yönetimi için en uygun yöntemi tespit etmektir. Çalışmada, hastanenin Covid-19 servislerinde 2020 yılında kullandığı tıbbi
sarf malzemeler öncelikle ABC analizi ile maliyet kriterine göre, VED analizi ile hasta hayatı için ifade ettiği önem kriterine
göre sınıflandırılmıştır. ABC-VED matris yöntemiyle ise her iki kriter birlikte ele alınmış ve tıbbi sarf malzemeler 3
kategoriye ayrılmıştır. Kategori I'de bulunan ve sıkı stok kontrolüne tabi tutulması gereken malzeme tutarı 579.491,98 TL
(%79,96); Kategori II'de yer alan ve orta stok kontrolüne tabi olması gereken malzeme tutarı 126.476,92 TL (%17,45) ve
Kategori III'te yer alan ve düşük stok kontrolüne tabi tutulması gereken malzeme tutarı ise 18.781,46 TL (%2,59)'dir.
Çalışma sonucunda, kullanılan sarf malzemelerin maliyet ve önem düzeylerinin değiştiği pandemi döneminde, etkin bir stok
yönetimi için sadece maliyet veya hayati önem kriterini dikkate almak yerine her iki kriterin birlikte değerlendirildiği ABCVED
matris yönteminin kullanılması önerilmiştir.
|
Son dönemde uzay araştırma ve çalışmalarında büyük gelişmeleryaşanmaktadır. Uzay araştırmalarının ve faaliyetlerinin hesaplanması,belgelendirilmesi, analiz edilmesi ve raporlanması gibi özellikli konulardamevcut muhasebe bilgi sisteminin ortaya çıkabilecek ihtiyaçları tam olarakkarşılayıp karşılamayacağı tartışma konusudur. Bu doğrultuda özelliklikonuları içeren yeni bir muhasebe uzmanlık alanı olan “Uzay Muhasebesi”tartışılmaya değerdir. Uzay muhasebesi, genel olarak uzayla ilgili gelişmelerinmuhasebe mesleğini ve muhasebe uygulamalarını nasıl etkileyeceğini ele alır.Uzay muhasebesi ile muhasebe uygulamalarını uzayda yaşanan gelişmelerçerçevesinde geliştirmek, ortaya çıkacak olan muhtemel muhasebe sorunlarınıçözerek söz konusu gelişmelerin muhasebe uygulamalarına etkilerinideğerlendirmek mümkün olabilecektir. Bu çalışmada uzay muhasebesinintanımı, gerekliliği, önemi, amacı ve kapsamı teorik olarak belirlenmeyeçalışılacaktır.
|
Benford Kanunu, hile denetiminde, örneklem seçimi yapılırken denetçiye zaman, kaynak ve maliyet avantajı sağlayan matematiksel yöntemlerden birisidir. Bu Kanun, veri setindeki sayıların farklı hanelerinde bulunan rakamların ilgili basamaklardaki rastlanma sıklıklarını öngörmektedir. Denetçi Benford Kanunu ile analiz ettiği veri setlerindeki rakamların dağılımına bakarak olası hata veya hileler hakkında fikir sahibi olabilir. Çalışmanın amacı, Benford Kanununun muhasebe denetiminde olası hata veya hilelerin ortaya çıkartılması için örneklem seçiminde kullanılabilirliğini ortaya koymaktır. Çalışma bir devlet üniversitesinin 2019 yılı muhasebehesapları üzerinde yapılmıştır. Analizler, 800 Bütçe Gelirleri ile 830 Bütçe Giderleri hesaplarının muavin defter kayıtlarında yer alan rakamları kapsamaktadır. Benford Kanunu çerçevesinde, veri setinde yer alan rakamlar kullanılarak “İlk Basamak”, “İkinciBasamak” ve “İlk İki Basamak” testleri yapılmıştır.800 Bütçe Gelirleri hesabının “ilk iki basamak” testi dışındaki bütün testlerde veri setinde bulunan sayıların ilk basamak, ikinci basamak ve ilk iki basamak sıklıkları ile Benford Kanunu arasında “kabul edilebilir uyum” ya da “marjinal kabul edilebilir uyum” tespit edilmiştir. Sonuçlara bakıldığında Benford Kanunu kapsamında yapılan sayısal analiz testlerinin denetçiler tarafından örneklem seçim yöntemi olarak kullanılabileceği ifade edilebilir. Öte yandan, veri seti ile Benford Kanunu arasında uyumsuzluk olmasının mutlak bir hata ya da hile göstergesi olmadığı gerçeği de göz ardı edilmemelidir
|
İşletmenin finansal durumunu ortaya koyan bilgiler, muhasebe sürecine dayalı olarakoluşturulan finansal tablolardan elde edilmektedir. Dolayısıyla, finansal tablolarındoğruluğu işletmenin tüm paydaşları açısından oldukça önem taşımaktadır. Ancak,muhasebe manipülasyonu yapılması neticesinde finansal tablolarda yer alan bilgilerdoğruluğunu yitirmekte ve ilgilileri yanlış yönlendirmektedir. Bu nedenle, muhasebemanipülasyonunun belirlenmesi veya ölçülmesi oldukça önemli bir konudur.Bu çalışmada, Beneish TR modeli ile hisse senetleri BIST Kimya, Petrol, Plastikendeksinde işlem gören şirketlerin finansal tablolarında muhasebe manipülasyonu yapılıpyapılmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.Çalışmanın evrenini oluşturan 26 şirketin finansal tablo verileri kullanılarak Beneish TRmodeline göre manipülasyon olasılığını ifade eden Mi değerleri hesaplanmış ve standartnormal dağılımı ifade etmek üzere Zi değerlerine dönüştürülmüştür. Hesaplanan Zideğerlerine göre, iki şirket uç değerlere sahip olduğundan kapsam dışı bırakılmıştır. 24şirketten 7’sinin yaratıcı muhasebe uygulamaları kullanarak muhasebe manipülasyonunabaşvurduğuna ilişkin herhangi kanıtın bulunmadığı; 3’ünün muhasebe manipülasyonuyapabileceklerine ilişkin bir olasılığın bulunduğu; 6’sının muhasebe manipülasyonuyaptıklarına ilişkin ciddi kanıtlar bulunduğu ve 8’inin ise muhasebe manipülasyonuyaptıklarına ilişkin çok ciddi kanıtlar olduğu ortaya konulmuştur. Bu sonuç, ülkemizde sözkonusu sektörde şirketlerin muhasebe manipülasyonuna başvurma olasılıklarının yüksekolduğunu ve yatırımcıların kararlarını verirken bunu dikkate almaları gerektiğini ifadeetmektedir.
|
Bu çalışmada, dijitalleşmenin muhasebe eğitimine etkisi ve muhasebe eğitiminin uygulamada yeterli olup olmadığının ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, muhasebe meslek mensuplarına bir anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS programı yardımıyla yüzde ve frekans tanımlayıcı istatistiklerinin yanı sıra Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testleri ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, muhasebe eğitiminde dijitalleşmenin oldukça önemli olduğu ancak mevcut muhasebe eğitiminde dijital sistemlere yeterince yer verilmediği ve iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte muhasebe meslek mensuplarının yetişmesine katkı sağlayamadığı tespit edilmiştir. Ayrıca muhasebe meslek mensuplarının yaş, tecrübe ve mezuniyet sonrası meslekleriyle ilgili teknolojik eğitime ihtiyaç duymaları ile muhasebe eğitiminde dijital sistemlerin önemi hakkındaki görüşleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur.
|
Uluslararası finansal krizler sermaye piyasalarının temel prensiplerinden olan güven ortamını ciddi bir şekilde etkilemiştir. Kaybolan güven ortamının yeniden oluşturulması için sermaye piyasası aktörleri önemli adımlar atmıştır. Kurumsal yönetim uygulamaları, işletmelerin istikrarlı bir ortamda faaliyet göstermeleri, daha fazla yatırımcı çekmeleri, finansal performanslarını artırmaları ve şeffaf bir şekilde yönetilebilmeleri için gerekli bir araç olmuştur. Bu uygulamalar, işletme içerisinde farklı bilgi sistemleri ile ilişki içerisinde yürütülmektedir. İşletmelerin, planlama ve kontrol faaliyetlerini yerine getirmede başvurabilecekleri en önemli bilgiler muhasebe bilgi sistemi tarafından sağlanmaktadır. Dolayısıyla, kurumsal yönetim uygulamaları muhasebe bilgi sistemi ile etkileşim halindedir. Bu çalışmanın amacı, muhasebe bilgi sisteminin etkinliğinin kurumsal yönetim uygulamalarına etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla, Borsa İstanbul (BIST) kapsamında olan çimento fabrikaları işletmelerinden anket yöntemi ile veri toplanmış, elde edilen veriler doğrultusunda bir yapısal eşitlik modeli kurulmuştur. Çalışma sonucunda, etkin bir muhasebe bilgi sisteminin kurumsal yönetim uygulamalarına pozitif yönde etki ettiği tespit edilmiştir.
|
Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin genel muhasebe dersine yönelik algılarını renk, hayvan, besin türü,mevsim, oyun, çiçek ve eşya metaforları aracılığıyla incelemektir. Bu amaç doğrultusunda Erzincan BinaliYıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde öğrenim gören ve genel muhasebe dersini almışolan öğrencilere anket uygulanmıştır. Uygulamaya ilişkin verilerin analizinde frekans, yüzde, Ki - Kare Testi veiçerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin her bir kategori için en yaygın olarakkullandıkları metaforlar sırayla siyah, pırasa, kış, yılan, kaktüs, saklambaç ve hesap makinesidir. Gen el olaraköğrencilerin söz konusu yedi metafora ilişkin algılarında olumsuz anlamın daha çok kullanıldığı tespit edilmiştir.Ayrıca öğrencilerin genel muhasebe dersine ilişkin algıları arasında “zor, sıkıcı ve karmaşık bir ders olarakmuhasebe”, “gerekli, faydalı, önemli bir ders olarak muhasebe” ve “dikkat ve çok çalışma gerektiren bir dersolarak muhasebe” algılarının ön plana çıktığı görülmektedir. Son olarak öğrencilerin muhasebe mesleğini seçmedüşüncesi ile renk, mevsim, çiçek ve eşya metaforlarına yükledikleri anlamlar arasında istatistiki olarak anlamlıbir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
|
Bu çalışma ile doğrudan denetim konularını içeren uluslararası dergilerde en çok atıf alan makalelerin denetimdeki gelişmelerkapsamında değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla sadece denetim konularını içeren Scopus kapsamında 3 dergi (Auditing,International Journal of Auditing ve Current Issues in Auditing) belirlenmiştir. Bu dergilerden 2008-2017 yılları arasında yayınlanan veScopus’ta en fazla atıf almış, her bir dergi için ilk 25 makale araştırmanın kapsamını oluşturmaktadır. Bu kapsamdaki makaleler içerikanalizi ile incelenmiştir. Sonuç olarak çalışmaların içeriklerini daha çok Sarbanes-Oxley Yasası ve etkileri, denetimde kalite ve PCAOBraporları ve etkileri gibi konuların oluşturduğu görülmektedir. Yazar sayıları bakımından en fazla makalenin üç ya da daha fazla kişitarafından yapıldığı, yazarların çalıştıkları kurumlar açısından ise en çok ABD’de çalışanlar tarafından yapıldığı tespit edilmiştir.Dergilerin etki değerleri açısından en çok etki değeri ve atıf alan derginin “Auditing”, en az etki değeri ve atıf alan derginin ise “CurrentIssues in Auditing” olduğu görülmüştür.
|
Bu çalışma, lisans düzeyinde muhasebe derslerinden en az birini alan öğrencilerin öğrenme yaklaşımlarına eğilim düzeylerini belirlemeyi ve bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, sınıf, eğitim şekli, mezun olunan lise türü, derslere devam durumu, dersleri tekrar etme sıklığı ve başarı durumu) ile öğrenme yaklaşımları arasında ilişki olup olmadığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde muhasebe derslerinden en az birini almış olan öğrencilere anket uygulanmıştır. Uygulamaya ilişkin veriler Bağımsız T-Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile test edilmiştir. Araştırma sonucunda, ne derin öğrenme ne de yüzeysel öğrenme yaklaşımı açısından baskın olarak nitelemeye yetecek kadar ciddi bir fark bulunmuştur. Ancak kısmen de olsa öğrencilerin muhasebe eğitiminde yüzeysel öğrenmeye eğilimli oldukları söylenebilir. Son olarak, yirmi bir ve üzeri yaş aralığında, dördüncü sınıf, imam hatip lisesi mezunu ve derste işlenen konuları hiç tekrar etmeyen öğrenciler yüzeysel öğrenmeye, derste işlenen konuları ders saatleri dışında sürekli olarak tekrar eden ve not ortalaması yüksek olan öğrenciler ise derin öğrenmeye daha yatkın oldukları tespit edilmiştir.
|
Bu çalışmanın amacı, üniversitelerde verilen denetimeğitiminde etkinliğin artırılmasına ve denetimgrubu derslerinin güncellenmesine ilişkin iç denetçilerinbeklentilerinin araştırılmasıdır. Bu kapsamdaKamu İç Denetçileri Derneği’ne üye olan iç denetçilereanket uygulanmıştır. Uygulamaya ilişkin verilerSPSS programı ile analiz edilmiştir. Sonuç olarakdenetim eğitiminde etkinliğin artırılabilmesi için içdenetim, iç kontrol ve kurumsal risk yönetimi gibialanlarda lisansüstü eğitim çalışmalarının teşvikedilmesi, bu alanlardaki e-dönüşüm uygulamalarınıngerek akademik çalışmalarda gerekse derskitaplarında yer alması, iç denetimin başlı başınabir akademik bilim dalı statüsünde olması, denetimgrubu dersleri ve içerikleri belirlenirken TİDE veİDKK gibi meslek kuruluşlarının görüşlerine değerverilmesi ve bu alanda çalıştay, söyleşi ve kariyergünleri gibi faaliyetlerin düzenlenmesi gerektiğitespit edilmiştir. Ayrıca denetim grubu derslerinindenetim alanında yaşanan gelişmeler doğrultusundagüncellenmesi ve lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerine uygun ihtiyaca binaen yeni derslerineklenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
|