The aim of this study was to determine the species used in road planting in Trabzon, Turkey, and to reveal the opinion of the city population on this subject. The research method was designed in two stages. During the first stage, the three most important routes in the city of Trabzon were examined, and the plant species used in roadside spaces and traffic islands were determined. In the second stage, a survey was conducted with the users to reveal their opinions about roadside landscapes. A total of 109 plant taxa/76 genera in the first route, 83 plant taxa/64 genera in the second route, and 73 plant taxa/56 genera in the third route were identified. Consequently, a total of 118 plant taxa/81 genera were determined in all three areas. In the survey, a total of 18 questions were asked, and the degree of their implementation in these areas was investigated. In conclusion, the analysis of the required benefits for the three routes demonstrated that there were no significant differences between them. It can be said that the focus of the study was to determine whether there were significant differences between the identified three routes based on the planting design benefits they offer.
|
Mekânsal tasarım alanında 1960’lı yıllardan itibaren önem kazanmaya başlayan
çevresel psikolojinin bir dalı olan ekolojik psikoloji ya da yaklaşımlar ekoloji biliminden ve
temel ilkelerinden faydalanarak insan ve çevresi arasındaki koparılamaz bağdan, her
ikisini bir bütünün parçaları olarak ele almaktan bahseder. Araştırmalarda giderek
yaygınlaşan Davranış Konumu Kuramı ve Olanaklılık Kuramı ekolojik yaklaşıma örnek
verilebilir. Türkiye’de ve dünyada yapılmış olan ekolojik yaklaşımlı çevre-davranış
araştırmalarının hangi konuları hangi tekniklerle ele aldığı bu çalışmada incelenmiştir.
Sonuçlar, bu çalışmalarda ele alınan konuların çok çeşitli olduğunu ve kullanılan
tekniklerin de çeşitlilik ve esneklik sergilediğini ortaya koymuştur. Ayrıca ekolojik
yaklaşımların araştırmacılara hem sayısal veriler elde etme imkânı sağlarken hem de
toplumsal, sosyal, kültürel boyutlarda da yorum yapabilme imkânı sağladığını ortaya
koymuştur.
|
Yaşlı kişilerin, huzurlu bir çevrede yaşantılarını devam ettirmesi fiziksel ve ruhsal açıdan iyi olmalarına bağlıdır. Yaşadıkları kurum ve bahçesinden memnuniyetlerinin artması, yalnızlıklarının azalması, aidiyet duygularının gelişmesi, sosyal ilişki ve günlük aktivite düzeylerinin yükselmesi için huzurevi bahçeleri tasarımlarının başarılı ve yeterli olması gerekmektedir. Bu nedenle araştırmada, huzurevi bahçelerinden duyulan memnuniyet düzeyinin peyzaj elemanları ve fiziksel çevre özellikleri ile ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmada, huzurevi bahçelerinde kurum sakinlerinin çevresel memnuniyet düzeylerini belirlemek amacıyla; üç aşamalı bir araştırma yöntemi geliştirilmiştir. 1. ve 2. aşamasında çalışma alanı ve örneklem seçilmiştir. Buna göre Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki huzurevlerinden, 7 tanesi belirlenmiştir. Belirlenen bu yedi huzurevi sakinleri arasından tabakalı ve rastlantısal örnekleme ile 130 katılımcı seçilmiştir. 3. aşamada ise, huzurevi sakinlerinin kurum bahçelerinden duydukları memnuniyet düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Her bir huzurevi bahçesinin fiziksel özelliklerine bağlı olarak, çevresel memnuniyet düzeyleri de farklılık göstermiştir. Çalışmanın sonucunda huzurevi sakinlerinin değerlendirmelerine bağlı olarak; çevresel memnuniyet düzeyini etkileyen fiziksel özellikler; konumsal özellikler, erişilebilirlik özellikleri ve tasarım özellikleri tespit edilmiştir. Bunların içerisinden çevresel memnuniyet düzeyine en çok etki eden fiziksel özellik ise erişilebilirlik özelliği çıkmıştır. Huzurevlerinin ulaşım farklarından dolayı; erişilebilirlik özelliğinden duyulan memnuniyet düzeyleri de farklılık göstermiştir
|
In all design disciplines, the designer attempts to find a solution to design problems using various approaches. In
environmental design, the design approaches and design process are similar to other disciplines, only the design product is
outdoor spaces. Outdoor spaces are the sections outside the buildings in urban and rural spaces and include all elements
from the micro to macro scale.
Landscape architect can find direction in certain design principles and theories. Furthermore, a number of design
approaches or trends in historical perspective also lead the design process. Thus, biomorphic and parametric design
approaches have emerged during recent times.
Biomorphic design approach is the imitation of the nature by the designer to create better solutions. The parametric
design approach is based on the parametric determination and organization of the data that would affect the design. In the
present study, the attitudes and approach of the landscape architecture students in Karadeniz Technical University (KTU)
towards these two design approaches were investigated.
To test the reliability of the developed attitude scale, the Cronbach’s Alpha test was conducted independently for positive
and negative statements about each design approach in the scale, and it was found that the scale was reliable. The analysis
of the data revealed that the students’ attitudes towards the biomorphic design approach was more positive there was a
low level and negative correlation between the attitude scores and the two design approaches. Among the KTU Landscape
Architecture students, 49,40% of the students adopted biomorphic design approach and 32% preferred parametric design
apporach when working on environmental design projects.
|
Designers should not neglect human psychology in their designs. Outdoor spaces that are not
suitable for user needs could not promote individuals to visit and participate in activities in these
spaces. Spaces that are not utilized by individuals are dead spaces. For the designs to succeed
and to create inhabitable spaces, user needs should be recognized. Thus, the present study
aimed to investigate spatial organization that recognizes human needs as a basis for spatial
construction. In this context, an open space design model was constructed in the present study.
The constructed model demonstrated that users need to perform adequate activities to fulfill
their needs and adequate activities require available and suitable spaces. In other words, the
study correlated the user needs, related activities and spatial facilities based on spatial
organization. This model would be used in outdoor design to help create successful spaces.
|
Müzelerin bulundukları kentin, bölgenin ya da ülkenin imajına ve prestijine etkisi oldukça büyüktür. Çünkü yerli ya da yabancı turistler tarafından ziyaret edilmektedirler. Kullanıcı bakımından özel bir grup olan turistlerin sıklıkla ziyaret ettikleri müzelerin dış mekânları en az müze binasının kendisi kadar önemlidir. Bu sebeple müze bahçelerinin mevcut durumlarındaki eksik yönlerinin belirlenip, geliştirmesi gerekmektedir. Bu araştırmada da Türkiye'nin Trabzon kentinde bulunan müze bahçelerinin fiziksel peyzaj özellikleri incelenmiş ve kullanıcıların bu bahçelerden memnuniyet düzeyleri belirlenmiştir. Araştırmaya toplam üç müze; Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü Müzesi, Türk Eğitim Tarihi ve Teknoloji Müzesi dâhil edilmiştir. Müze bahçelerinin değerlendirilmesi için puantaj yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem ile ilk aşamada müzeler; kentteki konumu, yakın çevre ilişkileri, ulaşılabilirliği, arazi plastiği, etkinlik mekânları, klimatik faktörleri, donatıları, su öğeleri, bitki ve yaban hayatı varlığı, manzarası, bahçesinin olup olmaması, tasarımı, güvenlik durumu, konfor ve uygunluk özellikleri açısından puanlanarak sınıflandırılmıştır. Bu aşamanın sonucunda; bahçeler aldıkları puanlara göre birbirleriyle kıyaslanmış ve böylece her bir müze bahçesinin fiziksel açıdan olumlu ve olumsuz özellikleri ortaya konulmuştur. İkinci ve son aşamada ise müze bahçelerini kullanan kentli ve kent dışından 135 ziyaretçiyle anket yapılmış, bahçelerin memnuniyet düzeyleri belirlenmiştir. Bu aşamada ziyaretçilere; müze bahçesinden memnun olup olmadıkları sorulmuştur. Çalışma sonucunda belirlenen eksiklikler; açık yeşil alan yetersizlikleri, konfor eksikliği, donatı, su öğesi, bitkisel materyal eksikliği yani peyzaj kriterlerine gereken önem verilmemesi olarak sıralanabilir
|
Temel Tasarım, tasarımla uğraşan bütün disiplinler için özgün, önemli ve zorunlu bir derstir. Bu ders sürecinde öğrenciler, alanlarına dair temel kavramları öğrenirken tasarım öğe ve ilkelerini uygulamalı çalışmalarla kavrarlar. Tasarım bir çeşit sorun çözme eylemi olarak ele alındığında, Temel Tasarım dersi bu eylemin en temel aracı olan yaratıcı düşünmeyi öğrencilere öğretmektedir. Gerçeği ve verilen sorunu analiz etmek, kavramsal olarak parçalarına ayırmak, fikir üretmek ve somut yaratıcı bir sonuca varabilmek Temel Tasarım dersinin içeriğini oluşturur. Tasarım eğitimcilerinin özgün yöntemler aracılığıyla bilgi üretmeleri ve bu yöntemleri tüm tasarım eğitimcileriyle paylaşmaları gerekmektedir. Bu çalışmada da soyuttan yaratıcı somut ürüne varan yaratıcı bir tasarlama yönteminin ve öğrenime etkilerinin paylaşımı amaçlanmaktadır. Peyzaj Mimarlığı eğitiminde 1. Sınıfta verilen Temel Tasarım dersinin soyut kavramlardan, somut mekânsal kurguya varan süreci incelenerek, bu sürecin eğitime katkıları ortaya konmuştur. Bu bağlamda çalışmanın ilk aşamasında; Karadeniz Teknik Üniversitesi Peyzaj mimarlığı Bölümü Temel Tasarım Dersinde öğrencilerin dönem içi ve final çalışmaları örneklendirilerek incelenmiştir. İkinci aşamada ise anket çalışması yapılarak; öğrencilerin bu dersi ne kadar öğretici ve ne kadar yaratıcı buldukları araştırılmıştır. Böylece temel tasarım dersinin süreci incelenmiş ve yaratıcılık ile öğrenmeye etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Sonuçta öğrencilerin temel tasarım sürecini öğretici ve yaratıcı bir süreç olarak değerlendirdikleri belirlenmiştir. Öğrencilerin; bu derste tasarımcı kimliklerini geliştirdikleri de çalışmanın sonuçlarındandır.
|