Çalışma genç çiftçi desteklemeleri hibe programına başvuru yapan üreticilerin sosyo-ekonomik
özelliklerinin incelenerek, kırsal alandan göç eğilimlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür.
TR-83 bölgesinde (Tokat, Amasya, Çorum, Samsun) 2016 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı “Genç Çiftçi Projesi” Destek Programına başvurmuş olan üreticiler ana popülasyonu
oluşturmuştur. Örnek hacminin belirlenmesinde Neyman yönteminden yararlanılmıştır. Çalışmada
desteklemeden yararlanan 120 üretici ve yararlanamayan 140 üretici olmak üzere toplam 260 üretici
ile görüşülmüştür. Veriler destelemeden yararlanma durumuna göre karşılaştırmalı olarak
değerlendirilmiştir. Üreticilerin göç etme eğilimleri incelendiğinde, kent ortamında yaşamaya uygun
imkân olsa göç ederim diyen üretici oranı yaklaşık %17’dir. Göç etmek isteyen üreticilerin yanı sıra
kararsız olan üreticiler de (%4) bulunmaktadır. Üreticiler arasında yaklaşık %21 göç potansiyeli
bulunmaktadır. Göç etme eğilimi olan üreticiler yaş grubu düşük olan gruplarda görülmektedir.
Kırsaldaki genç nüfusun kırsaldan göç etme eğilimlerini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla
yapılan Lojistik Regresyon sonucunda; eğitim seviyesi yüksek, tarım dışı alanlardan gelir sahibi,
köy yaşantısının zorlukları olduğunu düşünen, köyde yaşam standardını düşük bulan ve burada
kazandığıyla geçinemeyenlerin, diğerlerine göre göç etme eğiliminin daha fazla olduğu
belirlenmiştir.
|
Bu çalışmada, Tokat ili Almus ilçesinde yaşayan ailelerin balık tüketim tercihleri ve bunları
seçmelerinde etkili olan faktörler araştırılmıştır. Çalışma kapsamında hane halkı ile yüz yüze
görüşmelerden elde edilen veriler kullanılmıştır. Çalışmada tüketicilerin, Almus Baraj Gölü’nde
bulunan balık türlerinden en çok tüketilen gökkuşağı alabalığı (Oncahorynchus myciss), sazan balığı
(Cyprinus carpio) ve yayın balığı (Silurus glanis) alternatiflerinden hangisini tercih ettikleri ve bu
seçimde etkili olan kriterlerin tüketici tercihindeki önemlilik derecesi Analitik Hiyerarşik Süreç
(AHS) yöntemi ile belirlenmiştir. Kriterler, fiyat, besin değeri, lezzet, tazelik, kılçık durumu,
satıldığı yer, alışkanlık, avcılık, yetiştiricilikten oluşmaktadır. Elde edilen bulgular doğrultusunda
tüketicilerin en çok tazeliğe (0,175) dikkat ettiği, bunun devamında ise lezzet (0,136), satıldığı yer
(0,133), besin değeri (0,122) kriterlerinin geldiği belirlenmiştir. Balık tüketim tercihinde ise,
Gökkuşağı Alabalık kriteri %48 puan ile öncelikli olarak belirlenmiştir. Elde edilen bulgular
doğrultusunda, tüketicilerin balık tüketim tercihinde etkili olan kriterlerin önem derecesi
belirlenerek, balık yetiştiricileri ve satıcıları için yol gösterici olması amaçlanmaktadır.
|
Bu çalışmanın amacı, tüketicilerin yaş sebze meyve tedarik kanalı
seçimi ve bunları seçmelerinde etkili olan faktörlerin ortaya
konulmasıdır. Çalışma kapsamında Tokat ili kentsel alanındaki hane
halkı ile yüz yüze görüşmelerden elde edilen veriler kullanılmıştır.
Çalışmada, tüketicilerin yaş sebze meyve tedarikinde süpermarket,
market, manav, semt pazarı alternatiflerinden hangisini tercih
ettikleri ve bu seçimde etkili olan kriterlerin (uygun fiyat, taze ürün,
kaliteli ürün, çeşitli ürün, kolay ulaşım, istenilen miktarda alabilme,
toplu alışveriş, park olanakları, organik ürün, ürünü seçerek alma,
alışkanlık, servis imkanı, her mevsimde bulabilme, temizlik) tüketici
tercihindeki önemlilik derecesi Analitik Hiyerarşik Süreç yöntemi ile
belirlenmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda tüketicilerin en
çok temizliğe (0,125) dikkat ettiği, ikinci olarak ise ürünü seçerek
almaya (0,093) önem verdiği belirlenmiştir. Yaş sebze meyve
tedarikinde ise süpermarketin %40' lık değer ile ilk sırada, semt
pazarının ise %22 ile ikinci sırada yer aldığı gözlemlenmiştir.
|
Pamuk ve mısır, Ülke ve Bölge ekonomisi açısından stratejik ve önemli ürünlerdir. Aynı iklim ve toprak
koşullarında üretimi yapılabilen söz konusu ürünler rakip olma özelliği taşıdığı gibi münavebe sistemi içerisinde
yer alan
ürünlerdir. Bölge tarımı açısından incelendiğinde 1992
-
2003 yılları arasında geniş ekim alanına sahip olan
pamuk bitkisi 2003 yılından sonra giderek ekim alanlarında azalma eğilimi göstermiştir. Buna karşın mısır ekim
alanları ise 2003 yılından sonra gider
ek artarak 2014 yılına gelindiğinde bölgede geniş ekim alanlarına sahip bir
ürün olmuştur. Söz konusu ekim alanlarında görülen değişimin ürünlerin maliyeti ve karlılığı, aynı zamanda
üretimde kullanılan girdilerin miktarı açısından karşılaştırmalı bir şeki
lde incelenmiştir. Her iki üretim faaliyetinin
maliyet ve girdi gereksinimleri hesaplanarak, mutlak ve nispi karlılıkları hesaplanmıştır. Tarımsal desteklerle ile
birlikte pamuk üretiminin mısır üretimine göre daha karlı bir faaliyet olmasına karşın, pamuk
üretiminin mısır
üretimine göre daha emek yoğun bir üretim faaliyeti gerektirmesi pamuk üretiminden vazgeçişlerin devam
etmesine neden olmaktadır.
|
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin toplam öğrenci sayısının gayeli örnekleme yöntemi ile %30'u alınarak 263 öğrencisine anket çalışması uygulanmış, ziraat mühendisliği mesleğinden beklentileri incelenmiştir. SPSS 16 versiyonunda veriler analiz edilmiş, frekans tabloları ve çapraz tablolar oluşturulmuştur. Ayrıca verilere Ki-Kare analizi uygulanmış bağımlılık katsayıları belirlenmiştir. Öğrenciler genel itibariyle mesleğin istihdamı konusunda endişelidir. Öğrenciler ziraat fakültesi sayısının artması ve arz fazlası mezunların olması mesleği gelecekte istihdam sorununa yol açacağı görüşündedir. Ziraat mühendislerine ödenen ücretlerin düşük olması da öğrenciler ayrı bir problem olarak görülmektedir. Ayrıca mesleğin itibarını kaybetmesi ve kamu ziraat mühendisi alımlarının yetersiz olması öğrencilerde motivasyon eksikliğine yol açmaktadır. Bunun yanında öğrenciler ziraat mühendisliği ve öğrenim görmüş oldukları bölümlerin geleceği konusunda karamsardır. Bu da öğrencilerin öğrenim hayatlarında özgüven eksikliğine sebep olacaktır. Öğrenciler mezun olduktan sonra uzun süre işsiz kalacağı endişesi ile öğrenim görmektedir bu da öğrencileri başarısızlığa ve ciddi kişisel problemlere yöneltecektir. Yine %51.0'i yurt dışında çalışmayı düşünmekte olup, %27.3'ü de mesleğin geleceğinden umutsuz olarak başka sektörde iş aramayı düşünmektedir. %89.4'ü mesleğin geleceğinden umutsuz olmakla birlikte üniversite adaylarına ziraat mühendisliği mesleğini önermemektedir Çalışmada ayrıca bahsi geçen bu sorunlara yönelik öneri ve stratejiler geliştirilmiş ayrıca ziraat mühendisliği mesleğinin geleceğe yönelik tespitlerde bulunulmuştur.
|
Bu araştırmanın temel hedefi, Samsun ili Bafra ilçesi sağ sahil sulama alanında, sulama suyu tedarik sistemi içinde yer alan su tedarikçisi Altınkaya Sulama Birliği ile su kullanıcısı tarım işletmelerini, sulama işletmeciliği çiftçi ilişkileri ve çiftçilerin su kullanım karakteristikleri açısından incelemektir. Araştırmanın ana materyalini, Altınkaya Sulama Birliği ile sulama birliğinden su temin eden tarım işletmeleri arasından tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilmiş 128 tarım işletmesinden anket yoluyla elde edilen veriler ve alanda yapılan gözlemler oluşturmaktadır. Araştırmada tanımlayıcı istatistikler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda Altınkaya Sulama Birliğinin sulama projelendirme ve işletmecilik çalışmalarında, çiftçiyi bilgilendirme, modern sulama tekniklerini benimsetme ve sulama konusunda bilinçlendirmeye yönelik bir çalışma yapılmadığı tespit edilmiştir. Araştırma alanındaki işletme sahipleri, sulama birliğinin bakım onarım ve su ulaştırma görevlerini yeterince yerine getirmediğini düşünmektedir. Tarım arazilerinin sulamaya iyi hazırlanabilmesi, aşırı su kullanımının engellenmesi, drenaj, yüksek taban suyu, tuzluluk gibi sorunların aşılabilmesi için işletme sahiplerinin sulama konusundaki bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla ilgili kurumların (Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, DSİ, Araştırma Enstitüleri ve Ziraat Fakülteleri) bir araya gelerek sulama eğitimleri hazırlaması ve bu eğitimlere çiftçilerin ve hatta sulama birliği çalışanlarının katılımının sağlanması yerinde olabilecektir.
|
Tıbbi ve aromatik bitkiler; hastalıkları önlemek, sağlığı sürdürmek veya hastalıkları iyileştirmek için ilaç olarak kullanılan bitkilerdir. Dünya pazarlarında tıbbi ve aromatik bitkilere olan talep her geçen gün giderek artmaktadır. Özellikle sentetik ve kimyasal içerikli ilaçların, yan etkilerinin ortaya çıkışı tıbbi bitki kullanımını artırmıştır. Bu çalışmada, Kahramanmaraş ili merkez ve kırsal alanda yaşayan tüketicilerde tıbbi ve aromatik amaçlı kullanılan bitkilerde tüketici davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, oransal örnekleme yöntemi kullanılarak %95 güven aralığı ve %5 hata payı ile çalışılmıştır. Buradan hareketle, 762 hane halkıyla anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular incelendiğinde, tüketicilerin sıklıkla kullandıkları tıbbi ve aromatik bitkiler arasında, kırmızı pul biber, nane, sarımsak, kekik, reyhanın yer aldığı belirlenmiştir. Tüketicilerin çoğunun tıbbi ve aromatik bitkileri herhangi bir ücret ödemeden kendi imkanlarıyla temin ettikleri (%96.06), belirlenmiştir. Tüketicilerin %47.38'inin tıbbi ve aromatik amaçlı kullandığı bitkileri bitince aldıkları tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda tüketicilerin tıbbi ve aromatik amaçlı tükettiği bitkilerin kullanılmasında aile ve yakın çevrenin etkili olduğu görülmüştür. Araştırmanın sonucunda kırsal ve kentsel alanda tüketicilerin tıbbi ve aromatik bitkileri gerektikçe kullandığı görülmüştür
|
Türkiye'de birçok sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin etkisiyle yeniliklerin benimsenme süreci zaman alabilmektedir. Bu süreci kontrollü ve daha fonksiyonel hale getirmek amacıyla tarımsal danışmanlık faaliyetlerine ağırlık verilmiştir. GOÜ Ziraat Fakültesi öğrencileri ve lisansüstü öğrencilerin tarımsal danışmanlık sistemine ilişkin bilgi durumu ve tarımsal danışmanlığın geleceğine yönelik beklentileri ortaya konularak tarımsal yayım eğitim programına ilişkin önerilere yer verilmiştir. Araştırmanın popülasyonu olarak GOÜ Ziraat Fakültesi'nde ve GOÜ Fen Bilimleri Enstitüsü'nde tarım bilimlerde lisansüstü eğitim gören öğrenci sayıları dikkate alınmıştır. Küme (salkım) örnekleme yöntemi belirlenmiş olup, lisans öğrencilerinde örnek hacmi 256 lisansüstünde ise 81öğrenci ile anket uygulaması yapılmıştır. Elde edilen veriler yardımıyla, çapraz tablolar oluşturulmuş ve KhiKare analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgular değerlendirildiğinde, ziraat fakültesi öğrencilerinin %54.30'u yayımın geleceği hakkında endişeli, %45.70'i de tarımsal danışmanlığın iyi yönde ilerleyeceği görüşündedirler. Bu duruma göre, geleceğin yayımcıları olarak düşünülebilecek kitlenin yayım sisteminin geleceği hakkında bir görüş birliğinin olmadığı ve ağırlıklı olarak tarımsal yayım sisteminin geleceğinden endişe ettikleri söylenebilir. Ziraat fakültesi öğrencilerinin tarımsal yayımdan sorumlu kurum ve kuruluşu bilme durumları incelendiğinde %72.40'ı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını sorumlu kuruluş olarak göstermişlerdir. Ziraat fakültesinde öğrenim görmekte olan öğrencilerin %27.60'ının halen tarımsal yayımdan sorumlu kuruluşu bilmiyor oluşu yayım hizmetlerinin yeterince etkin olarak öğretilemediği sonucunu çıkarabilir. Bu duruma neden olarak tarımsal yayım dersinin ziraat fakültesinin tüm bölümlerinde okutulmuyor olması gösterilebilir. Bu bağlamda tarımsal yayım dersinin ziraat fakültelerinin tüm bölümlerinde etkin bir şekilde okutulması önerilebilir.
|
Bu araştırma da Sinop ili Gerze ilçesi kentsel alandaki tüketicilerin GDO hakkındaki bilinç düzeyi, tutum ve davranışı incelenmiştir. Oransal örnekleme sonucu hesaplanan 266 tüketiciyle uygulanan anket sonucu alınan veriler araştırmanın ana materyali oluşturmuştur. Tüketicilerin bilinç düzeyi anket verileri doğrultusunda puanlama yapılarak belirlenmiştir. Bilinç düzeyini belirlendikten sonra bilinç düzeyini istatistiki olarak etkileyen faktörler incelenmiştir. GDO bilinç düzeyini etkilemesi olasılıklı olan değişkenler analize alınmış ve binary logit analizi sonucunda görüşülen kişinin cinsiyeti, 3-6 ve 11-16 yaş aralığında çocuk sahibi olma, gelir seviyesi, pazar ve özellik başlığı altındaki faktörler bilinç düzeyi etkilemesi olası olduğu belirlenmiştir. Araştırmada değişkenlerin özetlenmesi faktör analizi yardımı ile yapılmıştır ve LOGİT analizinde açıklayıcı değişken olarak bu faktörler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda görüşülen kişilerin transgenetik konusunda sahip oldukları bilginin yeterli olmadığı, GDO ürünlerin kullanımı konusunda bilimsel temellere dayalı bilgiye sahip olmadıklarından dolayı risk algılarının yüksek olduğu belirlenmiş ve GDO ürünleri ile ilgili bilgilendirilmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır.
|
|