In this study, a case of catheter-related bacteremia caused by Cronobacter sakazakii, which was
successfully treated with antibiotic therapy, was presented. Since 1989, cases of contamination of
powder infant formula caused by C. sakazakii have been reported. However, adult infections related to
C. sakazakii are exceedingly rare.
A 61-year-old male patient was in dialysis treatment with chronic renal failure and blood cultures were
taken from peripheral veins and catheter because of fever. At the same time, moxifloxacin (400 mg/day
iv) and ampicillin-sulbactam (1 g/day iv) were started as empirical therapy. One bacterium was detected
on blood cultures obtained from peripheral veins and catheters and this bacterium was identified as C.
sakazakii by the VITEK 2 Compact automated system. The species identification of the isolated strain
was confirmed by 16S rRNA sequence analysis. The treatment of the patient, who was thought to
represent a case of catheter-related bacteremia, was continued and the catheter was not removed since
subsequent cultures did not reveal any bacterial growth. To our knowledge, the presented case is the
first bacteremia related to C. sakazakii from Turkey. As a result, C. sakazakii is an infection agent that
we have recently encountered and may pose a threat to public health.
|
Bu çalışmanın amacı Viburnum opulus L. (Gilaburu) meyvesinin etanol, metanol, etil asetat, kloroform ve aseton ekstratlarının idrar örneklerinden izole edilen 45 Candida suşu üzerine antifungal etkinliğinin değerlendirilmesidir. 45 Candida suşu Ahi Evran Üniversitesi, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Mikrobiyoloji Laboratuvarına enfeksiyon şüphesi ile gönderilen idrar örneklerinden izole edilmiştir. V. opulus (Gilaburu) meyveleri Kayseri ilinden toplanmış ve etil asetat, etanol, metanol, aseton, kloroform ve sulu ekstraktları hazırlanmıştır. Ekstraktların antifungal aktiviteleri oyuk agar yöntemi ile tespit edilmiştir. Oyuk agar yöntemi ile etkili olduğu tespit edilen ekstraktların minimal inhibisyon konsantrasyonları (MİK) broth mikrodilüsyon metodu ile belirlenmiştir. İdrar örneklerinden izole edilen 45 Candida suşunun 23'ü C. albicans, 22'si ise non-albicans olarak tanımlanmıştır. Yapılan çalışmada, etil asetat ve metanol ekstrakları 45 Candida suşunun 29'u üzerinde, etanol ekstraktları ise 35'i üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Etil asetat, etanol ve metanol ekstraktlarının MIC değerlerinin 500 µg/ml ile 1500 µg/ml olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda Viburnum opulus L. meyvelerinin etanol, metanol ve etil asetat ekstraktlarının idrar yolu enfeksiyonuna neden olan Candida suşları üzerinde oldukça iyi antifungal aktivitesinin olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, V. opulus 'un fermente ürünlerinin antifungal ilaçlara alternatif olarak idrar yolu enfeksiyon şüpheli veya potansiyeli yüksek olan kişiler için doğal bir koruyucu olarak önerilebileceği düşünülmektedir
|
Çay Dünya'da sudan sonra tüketilen en önemli içecektir. Bu çalışmada, çay yapraklarının tarladan fabrikaya gelişi ile başlayan çay işleme aşamalarından ve poşetlenen siyah çaydan izole edilen mayaların tanımlanması ve bir dizi biyokimyasal özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada toplam 69 maya izolatı elde edilmiştir. İzolatların klasik yöntemler ve Vitek YBC tanımlama kart sistemi kullanılarak tür tanımlamaları yapılmıştır. Çalışmada izolatların %52.17'si Vitek YBC tanımlama sistemi ve klasik metotlar ile birlikte %94-99 doğrulukta tür seviyesinde tanımlanırken, diğer izolatlar tanımlanamamıştır. Çalışmada beş farklı cins (Candida, Geotrichum, Cryptococcus, Saccharomyces ve Trichosporon)ve 11 farklı türtespit edilmiştir. En sıklıkta rastlanan türler sırasıyla Candida famata (Debaryomyces hansenii (Zopf) Lodder Kreger-van Rij, in Kreger-van Rij 1984) (%13), Cryptococcus Iaurentii (Cryptococcus Iaurentii (Kuff.) C.E. Skinner, Am. Mid/. Nat.43: 249, 1950) (%11 .5) ve Candida krusei (lssatchenkia orientalis Kudryavtsev, Bot. Mater. Otd. Sporov. Rast. Bot. Inst. Komarova Akad. Nauk S.S.S.R. 13: 143, 1960)(%7) olarak tespit edilmiştir.İzolatların %5'inde slime aktivitesi pozitif, %51'inin ise hif ya da pseudohif oluşturmayıp maya formunda olduğu belirlenmiştir. İzolatların %39'unda 0.001'lik siklohekzimit direnci belirlenmiştir. İzolatarın 43'ünün %50 ve 60'lık glikoz ortamında iyi üreyebildiği tespit edilmiştir. Üreme sıcaklıklarına bakıldığında izolatların 45 °C'de üreyemedikleri ancak 42 °C'de 35'inin üreyebildiği belirlenmiştir. Fermentasyon testleri sonucunda izolatların 52'sinin test edilen farklı karbonhidrattan en az birini, RÇM 17C'nin ise farklı karbon kaynağını fermente edebildiği belirlenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda çay işleme aşamalarında ve paket çayda mayaların varlığı tespit edilmiş ve bu mayaların tanımlanması gerçekleştirilmiştir.
|
|
|
Bakteri, fungus, virus, nematod ve protozoa gibi entomopatojenik mikroorganizmalar zararlı böcek popülasyonlarının mikroorganizmaların kimyasal insektisidlere alternative olarak zararlı böceklere karşı biyolojik mücadele etmeni olarak kullanımına yol açmaktadır. Bu çalışmada, depolanmış ürün zararlılarından izole edilen farklı bakteriler ve farklı kaynaklardan izole edilen funguslar iki önemli depolanmış ürün zararlısı olan Acanthoscelides obtectus (Say) (Coleoptera: Chrysomelidae) veCallosobruchus maculatus (F) (Coleoptera: Bruchidae)'a karşı laboratuar koşulları altında test edilmiştir. Laboratuar tarama testlerine göre, A. obtectus'a karşı en yüksek ölüm %73 ile bakteriler arasından Staphylococcus kloosii Fbe-10'dan ve %100 ile funguslar arasındanLecanicillium muscarium ARSEF3600, Beauveria pseudobassiana ARSEF8664 veBeauveria bassiana ARSEF8668'den elde edilmiştir. Funguslar arasından en yüksek mikozlanma oranı ise %100 ile Lecanicillium muscarium ARSEF3600 ve Beauveria bassiana ARSEF8668'den elde edilmiştir. C. maculatus'a karşı ise en yüksek ölüm %57 ile bakteriler arasından Bacillus pumilus Be-2'den ve %100 ile funguslar arasından Lecanicillium muscarium ARSEF3600, Beauveria pseudobassiana ARSEF8664 veBeauveria bassiana ARSEF8668'den elde edilmiştir. Funguslar arasında en yüksek mikozlanma oranı ise %90 ile Beauveria bassiana ARSEF8668'den elde edilmiştir. Bu sonuçlar bu çalışmada kullanılan fungal izolatların bakterilerden daha etkili olduğunu ve bu bakterilerin depolanmış ürün zararlılarına karşı mikrobiyal mücadele etmeni olarak geliştirilmesi amacıyla daha fazla araştırılması gerektiğini göstermektedir
|
Toprak örneklerinden izole edilen 15 adet Bacillus suşu 17 farklı antibiyotiğe (ampisilin, metisilin, eritromisin, norfloksasin, sefalotin, gentamisin, siprofloksasin, streptomisin, tobramisin, kloramfenikol, trimetoprimsulfametaksozol, tetrasiklin, vankomisin, oksasilin, neomisin, kanamisin ve novabiosin) ve 10 farklı ağır metale (bakır, kurşun, kobalt, krom, demir, cıva, çinko, nikel, manganez ve kadmiyum) karşı dirençliliği ve plazmit DNA içeriği bakımından incelenmiştir. Toplam olarak 11 suş (%67) en azından bir antibiyotiğe dirençli bulunmuştur. En yaygın direnç metisilin ve oksasiline karşı gözlemlenmiştir. En yaygın dirençli suşlar ise Bacillus sp. B3 ve Bacillus sp. B11 olarak tespit edilmiştir. Bakır, krom, çinko, demir ve nikele karşı direnç belirlenmesine rağmen, cıva direnci gösteren 3 suş hariç (B3, B11 ve B12) cıva ve kobalta karşı direnç belirlenmemiştir. Yedi adet Bacillus suşunun plazmit içerdiği tespit edilmiştir. İzole edilen plazmitler Bacillus subtilis W168 suşuna transforme edilmiş, ağır metal ve antibiyotik direnç belirleyicilerinin plazmit üzerinde taşındığı bulunmuştur. Bu sonuçlar hem antibiyotik hem de ağır metal direnci ile plazmit içeriği arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir.
|
|
Beauveria bassiana (Balsamo) Vuillemin ve Metarhizium anisopliae var. anisopliae (Metschnikoff ) Sorokin dünyadaki mikrobiyal kontrol programlarında kullanılan en yaygın entomopatojenik funguslardır. Bu 2 önemli türün genetik çeşitliliğinin değerlendirilmesi etkili biyolojik mücadele stratejilerinin geliştirilmesi ve yapay epizootiklerin etkisinin değerlendirilmesinde faydalıdır. Bu çalışmada, Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nden elde edilen 13 adet B. bassiana ve 33 adet M. anisopliae var. anisopliae suşu içerisindeki genetik çeşitlilik Çoğaltılmış Parça Uzunluk Polimorfizm (ÇPUP) tekniği ve izoenzim analizi kullanarak belirlenmiştir. ÇPUP verilerinin küme analizi hem B. bassiana hem de M. anisopliae var. anisopliae suşlarını sırasıyla 3 ve 4 farklı gruba ayırmıştır. α ve β- esteraz band paterni M. anisopliae var. anisopliae izolatlarını açıkça ayırmasına rağmen, B. bassiana izolatları için yeterli bilgi vermemiştir. Ayrıca, bu çalışmada bütün izolatların farklı sıcaklıklarda (8, 16, 25, 37 °C), UV muamelesinde (30 ve 60 dak.) ve Tenebrio molitor’a karşı virulansı belirlenmiştir. Bu sonuçlar, bu bölgedeki B. bassiana ve M. anisopliae var. anisopliae populasyonlarında önemli bir genetik çeşitliliğin olduğunu göstermektedir. B. bassiana suşlarının çeşitliliği coğrafik konumla ilişkili görülmesine rağmen habitat tipi ile ilişkili değildir. B. bassiana izolatları arasında farklı sıcaklıklarda, UV muamelesinde ve patojenite bakımından da bir ilişki tespit edilmemiştir. M. anisopliae var. anisopliae suşlarının çeşitliliği ise ne coğrafik konumla ne de habitat tipi ile ilişkilidir. M. anisopliae var. anisopliae izolatları arasında da farklı sıcaklıklarda (16 °C hariç), UV muamelesinde ve patojenite bakımından bir ilişki tespit edilmemiştir. Burada verilen bilgiler bu bölgedeki fındık zararlıları ile mücadelede faydalı olabilir.
|
Agrotis segetumSchiff. (Lepidoptera: Noctuidae) Türkiye’de hemen hemen bütün sebzelerin en önemli zararlılarından birisidir. Bu çalışmada, daha etkili ve güvenli biyolojik mücadele etmeni bulmak için Agrotis segetum’un bakteriyal florası Karadeniz Bölgesi’ndeki sebze tarlarında farklı populasyonlardan toplanan larvalar üzerinde araştırıldı. Bu populasyonlardan dokuz bakteri izolatı kültüre alındı. Bu bakterilerden yedi tanesi tür seviyesinde, diğerleri ise cins seviyesinde tanımlandı ve karakterize edildi. Bakteriyal isolatların morfolojik, fizyolojik ve biyokimyasal özellikleri, rutin ve geleneksel teknikler kullanılarak belirlendi. İzolatların karakterizasyonu, VITEK 32 bakteriyal tanımlama sistemi kullanılarak da gerçekleştirildi. Buna ilaveten, bütün izolatların NCBI genetik veritabanında karşılaştırmalarını yapmak ve ilişkili türler ile filogenetik yakınlıklarını belirlemek için 16S rRNA gen sekans analizleri yapıldı. Sonuç olarak, izolatlar Bacillus cereus (Ags1), Bacillus sp. (Ags2), B. megaterium (Ags3), Enterobacter aerogenes (Ags4), Acinetobacter calcoaceticus (Ags5), Enterobacter sp. (Ags6), Pseudomonas putida (Ags7), Enterococcus gallinarum (Ags8) ve Stenotrophomonas maltophilia (Ags9) olarak tanımlandı. Bütün izolatlar A. segetum’un florasında ilk kez belirlendi. Ayrıca, bakteriyal izolatların insektisidal etkileri A. segetum larvalarına karşı test edildi. Uygulamadan 8 gün sonra Enterococcus gallinarum (Ags8)’un en yüksek aktiviteye (%60) sebep olduğu bulundu.
|