|
Epidural lizis başarısız bel cerrahisi sonrası tedavide uygulanan yöntemlerden biridir. Bu prosedürün bilinen yararlı etkilerinin yanı sıra sonrasında gelişen çeşitli komplikasyonlar da raporlanmıştır. En sık gözlenen komplikasyonlar arasında dural perforasyon, katater kırılması ve enfeksiyonlar sayılmaktadır. Kauda ekina sendromu epidural lizisin nadir bir komplikasyonudur. Altı yıldır bel ağrısı şikayeti olan 51 yaşındaki kadın olgunun, lomber 3-4-5 seviyelerinden epidural lizis işlemi uygulanması sonrasında yürüyememe, her iki alt ekstremitede güçsüzlük, idrar ve gaita inkontinansı şikayetleri gelişmiş. Hasta, kauda ekina sendromu tanısı konularak rehabilitasyon programına alındı. Üç aylık tedavi sonrasında olgu, bilateral karbon fiber ayak-ayak bilek ortezi ve yürüteçle ambulasyonunu sağlar duruma gelmişti. Epidural lizis işleminden sonra kauda ekina sendromu gibi hastanın yaşam kalitesini kötü yönde etkileyebilecek, ciddi komplikasyonların gelişebileceği akılda bulundurulmalıdır.
|
Üniversitelerin eğitim kalitesini sağlayabilmeleri ve sürdürebilmeleri, uygulama sahaları olan sektörlerin beklentilerini karşılayabilmeleri ilemümkündür. Sektörlerin alanla ilgili ihtiyaç ve hedefleri, müfredat planlamaları ve güncellemelerine yansıtıldığı oranda mesleki eğitimin kalitesinden bahsedebiliriz. Öğrencilerin iş hayatına atıldıklarında başarısınıarttırmak açısından mesleklerini icra edecekleri alanların beklentilerinibelirlemek önemlidir. Bunu tespit edebilmenin bir yolu, iş ilanlarını analiz etmektir. Mesleğin uygulanmasında adaylarda gereksinimi en çok hissedilen nitelik ve özelliklerin belirlenip müfredata yansıtılması eğitime vesektöre yarar sağlayacaktır. Bu araştırmada, "İş İlanlarına Dayalı DinamikMüfredat Modeli" geliştirilmiştir. Bu model önerisiyle insan kaynaklarıyönetimi ön lisans programı mezunlarından sektörün istediği bilgi ve becerileri belirlemek için kariyer.net sitesinde yer alan 2016 yılı Ocak ayında erişilen 80 iş ilanı incelenmiştir. İlanlarda istenilen özellikler tespitedilmiş ve alanın en çok ihtiyaç duyduğu nitelikler sıklık sırasına göre listelenmiştir. Elde edilen bulguların eğitim kurumlarının müfredat güncelleme çalışmalarını yürüten ve insan kaynakları yönetimi alanında araştırma yapan kişilere katkılar sağlaması beklenmektedir
|
Osteoartrit (OA) en sık rastlanan dejeneratif eklem hastalığıdır. OA her yıl milyonlarca kişiyi etkileyerek, geriatrik yaş grubunun en önemli ağrı sebebi haline gelmektedir. Eklem kıkırdağının ilerleyici hasarı hastalığın en belirgin özelliklerinden biridir. Hastalığın tanısı daha çok klinik ve radyolojik olarak konmaktadır, ancak bu yöntemler erken dönemdeki olguları saptamada ve hastalık son durumunu tahmin etmede yetersiz kalmaktadır. OA hastalarında erken tanı konabilmesi, hastalık aktivitesinin değerlendirilmesi ve tedaviye yanıtın izlenebilmesi için biyokimyasal belirteçlere ihtiyaç vardır. Bu alanda aday biyokimyasal belirteçlerin saptanabilmesi için son dönemde birçok çalışma yayınlanmıştır. Bu yazının amacı kıkırdak, sinovyum ve kemik döngüsünü yansıtan bu biyokimyasal belirteçlerin klinik kullanımları ile ilgili yapılan son dönem çalışmaların derlenmesidir
|
Amaç: Lomber lordoz kaybı ankilozan spondilit (AS) hastalığının klinik bir özelliğidir. Pedobarografi ayak ve destek yüzey arasındaki ilişkiyi inceleyen bir yöntemdir. Postür anomalileri pedobarografik analize basınç dağılım değişiklikleri olarak yansıyabilir. Bu çalışmanın amacı, AS hastalarında lumbo-sakral açı ölçümü ile kaydedilen lomber lordoz kaybının plantar yüklenme dağılımı ile saptanan postür kontrolü üzerine etkisi olup olmadığını saptamaktır. Gereç ve Yöntemler: AS tanısı olan ve son 1 yıl içerisinde çekilmiş lateral lumbosakral röntgeni olan 32 hasta (iki kadın, 30 erkek, 43,06±7,8 yaş) çalışmaya dahil edildi. Hastaların statik ve dinamik pedobarografik analizleri yapıldı. Lumbo-sakral açı ölçümü hastaların lateral lumbo-sakral röntgen görüntülerinden yapıldı. Bulgular: Statik pedobarografik ölçümde lumbo-sakral açının ön ayak plantar basıncı ile anlamlı derecede korele olduğu saptandı(p=0,042; r=0,361). Dinamik incelemede lumbo-sakral açısı düşük olan hastaların birinci parmak altında kalan alanda maksimum basıncınında düşük olduğu bulundu (p=0,352; r=0,048). Sonuç: Sonuçlar, AS hastalarında görülen postür değişikliklerine kompansasyonunda ayak eklemlerinin de görev aldığını düşündürmektedir.
|
Pelin YILDIRIM,
ELİF AYDIN , Apdullah YILDIRIM, İsmail Murat ONYEDİ
Pelin YILDIRIM,
ELİF AYDIN ,
Apdullah YILDIRIM, İsmail Murat ONYEDİ
Tetik parmak, fleksör tendonda ve tendon kılıfında inflamasyon ve hipertrofi sonucu meydana gelir. A1 pulley seviyesindeki bu daralma neticesinde, etkilenen parmakta ağrı, takılma ve fonksiyon kaybı olur. Orta yaşlı kadınlarda veya predispozan bir faktör varlığında daha sık ortaya çıkar. Burada, altta yatan bir patoloji olmaksızın, 7 parmağında eş zamanlı olarak başlamış tetik parmağı bulunan, ve kortikosteroid enjeksiyonu ve cerrahi girişim ile tedavi ettiğimiz genç bir olguyu sunmaktayız
|
|