It is important to teach students programming at an early age so that they do not have difficultyin understanding the programming logic when they reach the age of undergraduate education.Scratch, a visual two-dimensional programming tool, has been developed to accomplish thispurpose. There are studies in the literature related to Scratch on problem-solving skills, but theyare not directed at the steps of problem solving. In order to find a proper solution to a problem, itis necessary to carry out each problem-solving step in an appropriate way. Based on this need,the aim of this study is to investigate how teaching programming through Scratch affects theproblem-solving skills of 5th and 6th grade middle school students and to identify the steps thatstudents go through to solve ill-structured problems. It is also intended that these steps guideteachers in terms of the pedagogies for teaching coding. This study utilized an explanatorydesign, one of the mixed method research designs. In the quantitative stage of the study, a one-group pretest-posttest model, one of the simple experimental models, was used. In thequalitative stage, a case study model was used as the research design. A total of 226 5th and 6thgrade students, including 109 males and 117 females, constituted the sample of the study. Thedata were collected using a problem-solving skills scale and interview questions. A statisticallysignificant difference was found between the mean scores of the first and second measurementsof the problem-solving skills scale according to the Wilcoxon signed-rank test result. According tothe results, when teaching programming through Scratch, it is recommended to have studentsdesign games, as an alternative method, for them to develop problem-solving skills. The solutionof a problem is facilitated when students construct a game in their minds in accordance with real-life conditions and design and detail it in accordance with computational expressions.
|
Bu çalışmanın amacı öğrencilerin İngilizce dersi başarısını etkileyen faktörleri belirlemek ve DynEd isimli bilgisayar destekli dil eğitimi yazılımının öğrencilerin İngilizce başarısına etkisini belirlemektir. 2009 Bahar ve 2011 Güz süresince 10 ilköğretim okulunda bulunan 4. sınıf ve 7. sınıf arasındaki yaklaşık 600 öğrenciye ön-test, sontest ve anket uygulanmıştır. Problem durumunu irdeleyebilmek için iki farklı regresyon analizi yapılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, öğrencinin hangi sınıfta olduğunun (6. ve 7. sınıflar için) yanı sıra MS Word ve MS Excel becerisinin de İngilizce başarısına anlamlı etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Fakat DynEd yazılımının başarıyı etkilediğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Bununla birlikte, MS Excel bilgisi iyi olan öğrencilerin İngilizce performanslarının düşük olduğu gözlenmiştir.
|
Implementation of the standards established by the Higher Education Council (HEC) has shown great variation between universities, between departments and even between supervisors. A TUBITAK (111K162)-EVRENA project designed to develop a “teaching practice program” using a Clinical Supervision Model (CSM) was conducted. The present study examines the effectiveness of CSM implementation on teacher trainee performance. An experimental model was utilized to compare the teaching performance of teacher trainees in a group that used the CSM (experimental group) and a group that used the traditional method (control group). Independent raters scored videotaped teaching performances. These scores were compared using t-tests and analysis of variance. The results indicated a significantly higher score on both the first and second videotaped teaching for the CSM group compared to that for the control group. Both groups increased their scores between the first and second video; however, a mixed model, repeated measures analysis of variance (ANOVA) showed no significant difference in the increase in scores for each group. The experimental group had consistently higher teaching scores, and the lack of a significant difference in the increase was most likely the result of the limited time spent using the CSM
|
Öğretim uygulamaları öğrenci özelliklerini dikkate almak durumundadır. Öğrenme stilleri bu öğrenci özelliklerden sadece biridir. Bu çalışma öğretmen adaylarının öğrenme stillerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmaya Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören ve 2011 bahar yarıyılında Bilgisayar II dersini alan 909 öğretmen adayı katılmıştır. Çalışmada veri toplamak amacıyla, Felder ve Soloman Öğrenme Stilleri İndeksi’nin Türkçe’ye uyarlanmış formu kullanılmıştır. Katılımcıların dersin final sınavından aldıkları puanlar ders başarısı verisi olarak kullanılmıştır. Verilerin analiz edilmesinde frekans ve yüzde hesaplamaları ile ortanca, Kolmogorov-Smirnov, Ki-Kare ve Mann-Whitney U testleri kullanılmıştır. Araştırma sonunda kız ve erkek öğretmen adaylarının öğrenme stillerinin anlamlı düzeyde farklılık göstermediği, bilgisayar dersi için kızların erkeklerden daha başarılı olduğu, farklı bölümlerdeki öğrencilerin öğrenme tercihleri arasında bir fark bulunmadığı ve öğrenme stillerinin öğretmen adaylarının bilgisayar dersi başarılarını tahmin etmede güçlü bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir.
|
1997 yılında Eğitim Fakültelerinin programlarının yenilenmesinden sonra yapılan araştırmalar okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması derslerinin uygulamalarında bazı problemler olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu problemler özellikle, alınan dönütün kalitesi, sıklığı, ne tür dönüt verildiği (sözlü/yazılı),uygulama öğretmeni ve uygulama öğretim elemanın ihtiyaç duyduğu eğitimin eksikliği, gözlem sayılarının ve dönüt vermek için fırsatların yetersizliği ile ilgilidir. Bu çalışma, amacı öğretmen adaylarının temel öğretmenlik becerilerini eğitim fakültelerindeyken geliştirmek olan bir TÜBİTAK-Evrena projesinin öncül sonuçlarını sunmaktadır. Proje "Klinik Danışmanlık Modeli"ni (KDM) çözüm olarak önermektedir. Uygulama Öğretmenlerinin ve Uygulama Öğretim Elemanlarının danışmanlık becerilerini geliştirmek için onlara KDM hakkında bir eğitim verilmiştir. Çalışma, bu eğitimin danışmanlık becerilerine, verilen dönütlere, iletişim becerilerine ve profesyonel davranışa (dakiklik, uygun giyim, v.b)etkilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Veriler Uygulama Öğretmenlerinden ve Öğretmen Adaylarından
|
Eğitimde teknoloji kullanımı üzerine artan bir ilgi var. Teknoloji yardımıyla öğrenme faaliyetlerine etkili bir şekilde katılabilmeleri için öğrencilerin bilgisayar konusunda bilgili olmaları gerekiyor. Internet öz-yeterliği, bilgisayar uzmanlığının potansiyel bir göstergesidir. Bu çalışmada ilköğretim öğrencilerinin genel ve iletişim öz-yeterliklerinden oluşan İnternet öz-yeterliklerini etkileyen faktörler araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan veriler 2008-2010 yılları arasında desteklenen bir araştırma projesinin parçasıdır. Araştırmaya on değişik ilköğretim okulundan 609 öğrenci katılmıştır. Birçok öğrenci ile ilgili faktöre bağlı olarak öğrencilerin İnternet öz-yeterliklerini araştırmak için MANCOVA analizinden faydalanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar öğrencilerin İnternet öz-yeterliklerinin oldukça yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Öğrencilerin İnternet öz-yeterliğini etkileyen faktörler olarak günlük bilgisayar kullanımı, haftalık e-posta kullanımı ve evde İnternet bağlantısı olması öne çıkmıştır. Öğrencilerin sınıf düzeyi ve cinsiyetin İnternet öz-yeterliği üzerine etkisi bulunamamıştır. Günümüzde FATİH projesi gibi geniş kapsamlı projeler yardımıyla teknoloji entegrasyonu Türk milli eğitiminde daha da ön plana çıkarken, bu çalışmanın sonuçları öğrencilerin teknoloji konusundaki güvenlerini anlayarak hareket etmek açısından faydalı olacaktır.
|