Araştırmanın amacı ilahiyat fakültesi öğrencilerinin sosyal medya kullanım amaçlarınıetkileyen birtakım değişkenleri incelemektir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Kolayda örnekleme modeliyle belirlenen örneklem, farklı ilahiyat fakültelerinde öğrenim gören 300 öğrenciden meydana gelmektedir. Veriler SPSS paket programıyla analiz edilmiş, betimsel istatistikler için frekans analizi, bağımsız değişkenlerlesosyal medya kullanım amaçları arasındaki ilişkiyi test etmek için ki-kare analizi yapılmıştır. Analizler sonucunda örneklemin günlük internette gezinme süresinin 1-2 saatve 3-4 saat aralıklarında, günlük sosyal medyada gezinme süresinin ise 1 saatten az ve1-2 saat aralıklarında yoğunlaştığı görülmüştür. Cinsiyete göre dinî içerikli paylaşımlaramacıyla ve öğrenim görülen sınıfa göre haberleşme amacıyla sosyal medya kullanımları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Günlük internette gezinme süresi ile gündemi takip, canı sıkıldığı için sosyal medya kullanma, eğlence amacıyla sosyal medyakullanma arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Sosyal medyada gezinme süresinegöre gündemi takip etmek amacıyla kullanım, sohbet amacıyla kullanım, eğitim amacıyla kullanım, canı sıkıldığı için kullanım, eğlence amacıyla kullanım, dinî paylaşımamacıyla kullanımlar arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
|
Bu çalışmada İlahiyat Fakültesi Hazırlık Programı öğrencilerinin memnuniyet düzeylerini ölçmek amacıyla bir ölçek geliştirme çalışması yürütülmüştür. Veriler İlahiyat Fakültesi Hazırlık Programında öğrenim gören 280 öğrenciden meydana gelen bir örneklemden anket tekniğiyle elde edilmiştir. Çok boyutlu ve oldukça karmaşık bir yapı arz eden memnuniyet fenomeni ölçek maddeleri üç temel boyut üzerine kurgulanmıştır. Bunlar, konu, dersin işlenişi ve materyaller; öğretim elemanlarıyla iletişim ve yeterlilikler; ders arası-dinlenme süreleridir. Çalışmada ölçek madde formunun oluşturulması, formun belirlenen örnekleme uygulanması, madde seçme ve ölçeğin geçerlik-güvenirlik testleri aşamaları gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen ölçeğin ilahiyat fakültesi hazırlık programında öğrenim gören öğrencilerin memnuniyet düzeylerini ölçmek için kararlı bir yapı gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
|
Günümüzde sosyal medya kullanıcıları, çeşitli sosyal içeriklere muhatap olmaktadır. Araştırmalar, kullanıcıların bunlar arasında dini içeriklerle de sıkça karşılaştığını göstermektedir. Bu çerçevede onlar, dini bilgi paylaşımı başta olmak üzere bir kısım dini pratikleri gerçekleştirme, onlara katılma ve sanal dini cemaatlere ya da dini grupların sanal görünürlüğünü temsilen oluşturulmuş bir takım çevrimiçi platformlara üyelik gibi aktivitelerle sanal dini tecrübe yaşama veya dini tecrübelerini bu sanal platrormlarda ifade etme imkanı bulmaktadır. Bu araştırmada, aktif sosyal medya kullanıcısı ilahiyat fakültesi öğrencilerinin sosyal medya dini paylaşım tutumları ele alınmıştır. Bu amaçla “dini içerik değerlendirme” ve “dini içerik paylaşma” olmak üzere iki alt boyuttan meydana gelen sosyal medya dini paylaşım ölçeği geliştirilmiştir. Sosyal medya dini paylaşım tutumlarının cinsiyet, sınıf, üniversite, günlük internette gezinme süresi ve günlük sosyal medyada gezinme süresine göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Yapılan analizlerde örneklemin sosyal medyadaki dini içeriklere karşı genel olarak sorgulayıcı bir tutuma sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır
|
Sosyal medyanın etki alanını ve popülaritesini gün geçtikçe artırmasıyla ortaya çıkan problemler, pek çok araştırmaya konu olmaktadır. Bunlar arasında ölçek geliştirme çalışmalarının sayısı son derece azdır. Diğer taraftan farklı program ve fakülte, hattalise öğrencilerine yönelik sosyal medya çalışmaları bulunmakla birlikte, ilahiyat fakültesi öğrencileri örnekleminde sosyal medya konusunu ele alan bir ölçek çalışmasına rastlanmamıştır. Çalışmamızın, geçerli-güvenilir bir ölçme aracı ortaya koyarak bu konuda bir boşluğu doldurması amaçlanmaktadır. Çalışmanın evreni, Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerden oluşmaktadır. Örneklem, çeşitli şehirlerde yer alan 35 ilahiyat fakültesi arasından olasılık dışı örneklem belirleme türlerinden “Uygun Örnekleme Yöntemi” ile seçilmiştir ve 483 öğrenciden meydana gelmektedir. Örneklemi meydana getiren sosyal medya kullanıcısı katılımcılar, bir internet bağlantısı üzerinden anket formuna ulaşarak soruları yanıtlamıştır. Analizler sonucunda ölçeğin 21 madde ve 3 faktörden oluştuğu saptanmıştır. Bu 3 faktör toplam varyansın % 53.509’unu açıklamaktadır. Faktör 1-sosyal medya kullanımının bireysel/toplumsal sonuçları boyutu Cronbah’s Alpha değeri .869; Faktör 2-sosyal medya kullanımının zamanı/süresi/sıklığı boyutu Cronbah’s Alpha değeri .788 ve Faktör 3-.sosyal medya ortamlarına erişimin engellenmesinde ortaya çıkan duygu durum boyutu Cronbah’s Alpha değeri .850 olarak bulunmuştur. Ölçeğin Cronbah’s Alpha iç tutarlılık katsayısı .914 olarak hesaplanmıştır. Kapsam geçerliği sonuçları, faktör analizi ile gerçekleştirilen yapı geçerliği bulguları, alt boyutlar üzerinde ayrı ayrı gerçekleştirilen güvenirlik çalışmaları ve tüm ölçeğin iç tutarlılık katsayısı ile ilgili bulgular birlikte değerlendirildiğinde ilahiyat fakültesi öğrencileri örnekleminde gerçekleştirilen problemli sosyal medya kullanım ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
|
Sabri Ülgener disiplinler arası ve bütüncü bir sosyal bilim anlayışına sahiptir. Önemli ölçüde Alman Sosyal Bilimler geleneği ve Alman Sosyoloji okulunda şekillenen, anlayıcı-yorumlayıcı yaklaşımı benimsemiştir. Wilhelm Dilthey, Werner Sombart ve Max Weber çizgisinde yer alır. Zihniyet çözümlemeleri başta olmak üzere çalışmalarında sosyoloji ve din sosyolojisinde sıklıkla kullanılan tipolojik yaklaşıma başvurmuştur. Genellikle çözülme devri Osmanlı toplumunu esas alarak sosyo-ekonomik analizlere ağırlık verdiği anlaşılmaktadır. Yaygın yaklaşımın aksine, anlam dünyasından yoksun ve mekanik karakterli analizlerin yetersizliğini tespit ederek, çözümlemelerini bu dar kalıpların dışına taşımıştır. Bunu yaparken, hem önemli bir ifade aracı hem de zihniyeti yansıtan unsurlar olarak gördüğü edebi ve dini eserlere, deyişlere, atasözlerine başvurmuştur. Ona göre din, zihniyet çözümlemelerinde anahtar bir olgudur. Sosyo-ekonomik davranışlar başta olmak üzere insanın her davranışı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Onun İslam ve Tasavvufa eğilmesinin bir sebebi bu kapsayıcı etki iken; ikinci sebep de, İslam'ın ve özellikle tasavvufun Max Weber'de hak ettiği şekilde ele alınmamış olmasıdır.
|
Karizma ve karizmatik niteliğin tanımlanmasında dinin yeri yadsınamaz. Bu ilişkiden dolayı çoğu dini liderlik, karizmatik niteliği içkindir ve çoğu din ve dini grupta karizmatik dini lider tipine rastlanır. Müslüman dünyada en önde gelen karizmatik dini liderlik örneklerinden biri Şiilikteki İmamet ve Mehdi anlayışıdır. Bu anlayış geçmişte olduğu gibi günümüzde de; teoride olduğu gibi uygulamada da canlılığını korumaktadır. Çalışmada öncelikle teorik olarak karizmatik dini liderlik analiz edilecek sonra örneklem çerçevesinde günümüzdeki durum incelenecektir
|
Tipolojiler sosyal bilimlerde ve özellikle de sosyolojide kullanılan sınıflayıcı yapılardır. Çeşitli kriterlere dayanarak tipolojiler oluşturulabilir. Tipolojiler en az iki ideal tipten meydana gelmelidir. İbn Haldun'un Bedevi Umran-Hadari Umran ayrımı ile Farabi'nin Fazıl Toplum-Fazıl Olmayan toplum görüşleri de tipolojik bir bakış açı-- sıyla incelenebilir. Bu iki toplum tipolojisi benzerliklerle birlikte bir takım farklılıklara da sahiptir. Bu çalışmada tipolojik yaklaşım çerçevesinde her iki toplum tipolojisi ele alınacaktır.
|
İbn Haldun hem ele aldığı konu hem de bu konuya yaklaşımı bakımından dönemindeki pek çok düşünürden önemli farklılıklar taşır. Bu yüzden ortaya attığı yeni ilim İlm-i Umran, pek çok çalışmaya konu edilmiştir. İlm-i Umran'ın anlaşılması ve açıklanması çabalarının sonucu olan bu çalışmaların çoğu modern sosyal bilimler veya bu çatı altındaki bazı disiplinlerden hareketle anlayıp açıklama girişimlerinin ürünleridir. Çeşitli disiplinler altında çeşitli yazarlar tarafından gerçekleştirilen bu çalışmaların zaman zaman paralel sonuçlara ulaşırken; zaman zaman da birbirlerine zıt bir takım açıklamalara sahne olduğu gözlenmektedir
|
Sosyal sermaye, grup içi ortak normlar, değerler ve anlayışlar ağı olarak da tanımlanır. Bu tanıma göre, grup içi ortak düşünce ve kanaatlere, işbirliğine, eşgüdümlü tutum ve davranışlara yol açacağı, ayrıca ortak fayda anlayışını geliştireceği ileri sürülür. Sosyal sermayenin üretilmesinde şüphesiz pek çok faktörün etkisinden bahsedilebilir. Ancak biz bu çalışmada sosyal sermaye-din ilişkisi üzerinde duracağız. Konunun kavramsal analizinden sonra sosyal semayenin grup içi eşgüdümlü tutum ve davranışlara etkisiyle ilgili ampirik bir deneme sunacağız.
|
Bu çalışmada daha önce geçerlik-güvenirlik çalışmaları yapılmış iki ölçek kullanılmıştır. Bunlar inanç boyutu, davranış boyutu ve duygu boyutu olmak üzere üç boyuttan oluşan dini yönelim ölçeği ile Mistik Yönelimli-Teslimiyetçi Çalışma Tutumu, Kolay Kazanç Yönelimli-Hazcı Çalışma Tutumu ve İş Yönelimli-Çileci Çalışma Tutumu olmak üzere üç boyuttan oluşan çalışma tutumu ölçeğidir. Her iki ölçek kullanılarak yapılan analizler aracılığıyla örneklemin dini yönelimleri ile çalışma tutumları arasındaki ilişki incelenmiştir.
|