Elif BAYRAKTAR,
Pınar TOSUN TAŞAR , Doğan Nasır BİNİCİ, Ömer KARAŞAHİN, Özge TİMUR, Sevnaz ŞAHİN
Elif BAYRAKTAR,
Pınar TOSUN TAŞAR ,
Doğan Nasır BİNİCİ, Ömer KARAŞAHİN, Özge TİMUR, Sevnaz ŞAHİN
Objective: Sarcopenia, a geriatric syndrome, is an indicator of poor prognosis in elderly inpatients. In this
study, we aimed to determine the effect of sarcopenia on mortality in elderly patients.
Materials and Methods: Mobile/immobile geriatric inpatients, treated in the internal medicine ward between
February and November 2018, were included in the study between Days 2 and 7 of hospitalization. The patients’ fat-free mass (FFM) was measured by bioimpedance. The FFM index (FFMI) (kg/m2
) was determined
by dividing fat-free mass by body surface area (FFM/BSA). Sarcopenia was defined as a FFMI value at least
two standard deviations below the gender-specific mean of normal young adults.
Results: The study included 200 geriatric inpatients; 96 (48.0%) were men, and the mean age was 74.49±6.32
years. Sarcopenia was detected in 28 (14%) of the patients. Diabetes mellitus was associated with a significantly lower sarcopenia prevalence (p=0.006). The risk of sarcopenia was 9.046 times higher in malnourished patients. The sarcopenia group had more deaths (p=0.012).
Conclusion: Sarcopenia in geriatric inpatients increased the length of hospital stay and mortality. Our findings may guide future studies examining the relationship between sarcopenia and mortality among elderly
inpatients in other hospitals.
|
Pınar TOSUN TAŞAR , Ömer KARAŞAHİN, Özlem ÖZDEMİR, Selda ÇENELİ, Nur Hilal TURGUT, Fatih DEMİRKAN
Pınar TOSUN TAŞAR ,
Ömer KARAŞAHİN, Özlem ÖZDEMİR, Selda ÇENELİ, Nur Hilal TURGUT, Fatih DEMİRKAN
Amaç: Genetik ve akkiz olarak gelişen hemostaz bozuklukları,
tromboza yatkınlık meydana getirirler. Eğer kişide birden fazla
genetik hemostaz bozukluğu varsa tromboz daha erken
dönemde ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmamızda, genetik
trombozdan şüphe edilen venöz ve arteriyel tromboza göre
mutasyon tiplerinin dağılımlarının değerlendirmesi
amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Hastanemizde 1998 Eylül ve 2009 Aralık
ayı içerisinde genetik trombozdan şüphe edilen ve genetik
mutasyon testi istenmiş olan hastaların verileri retrospektif
olarak sorgulandı.
Bulgular: Çalışmamıza, venöz tromboz (%66,5) ve arteriyel
tromboz (%33,5) nedeni ile trombofili için genetik yatkınlıktan
şüphe edilen 394 hasta dahil edilmiştir. Hastaların, 202’si
(%51,3) kadın ve yaş ortalamaları 45,49 ± 15,08 olarak
bulunmuştur. Venöz ve arteriyel tromboz risk faktörlerine
bakıldığında arteriyel trombozu olanlarda, sigara kullanım
öyküsünün daha fazla olduğu, metabolik sendrom ve
mutasyon varlığının venöz trombozu olanlara göre daha fazla
olduğu görülmüşür. Venöz trombozu olanların ise daha yaşlı
oldukları, immobilite, operasyon ve daha önceden emboli
öyküsü olanlarda venöz trombozun daha sık olduğu
görülmüştür Arteriyel trombozu olanlarda MTHFR 677
heterozigot mutasyonu istatistiksel anlamlı olarak daha fazla
tespit edilmiştir. Venöz tromboz olanlarda ise FVL
heterozigot, FVL homozigot, PG20210A mutasyonları
arteriyel trombozu olanlara göre istatistiksel anlamlı olarak
daha fazla tespit edilmiştir.
Sonuç: Venöz trombozu olan hastalarda, FVL heterozigot,
FVL homozigot ve PG20210A mutasyonunun, arteriyel
trombozu olan hastalarda MTHFR 677 heterozigot
mutasyonu varlığının arteriyel tromboz riskini artırdığı tespit
edilmiştir.
|
Amaç: İnsan ömrünün uzaması ile birlikte toplumlarda yaşlı nüfus oranları da artmaktadır. Yaşlı nüfustaki artış toplumda sağlık politikaları ve sosyal politikaların şekillenmesinde önem taşımaktadır. Bu çalışmada İzmir'in Bornova ilçesinde yaşayan yaşlılarda günlük yaşam aktiviteleri (GYA) ve yardımcı günlük yaşam aktivitelerini (YGYA) değerlendirerek fonksiyonel bağımlılık durumunun saptanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Örneklem Bornova ilçesinin Atatürk, Erzene ve Kazımdirik Mahallesinde oturan yaşlılardan kota örneklemesi ile seçilmiştir. Yaşlılara demografik ve kategorik 10 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Fonksiyonel bağımlılığı saptamak için Barthel İndeksi ve Lawton ve Brody'in YGYA ölçeği kullanılmıştır. Tüm veriler bu konuda eğitim almış üniversite öğrencileri tarafından yüz yüze görüşme ile alınmıştır. Bulgular: Çalışmaya alınan 152 yaşlının yaş ortalaması 72.9± 5, %57.9'u (n=88) erkek, %67.8'inin (n=103) yaşı 6574 arasındadır. Vakalarda en sık görülen kronik hastalık hipertansiyon olup %37.5 (n=57) oranındadır. Yaşlılardaki bağımlılık puanları Barthel İndeksine göre 79.64±16.92 (orta derecede bağımlı), Lawton ve Brody YGYA'ya göre 14.79±4.56 (yarı bağımlı) bulunmuştur. Barthel İndeksine göre erkekler, bağırsak bakımı açısından kadınlara göre daha bağımsızdır. Lawton ve Brody YGYA göre erkekler alışveriş, mali işler konusunda kadınlara göre daha bağımsız iken çamaşır, ev temizliğinde kadınların daha bağımsız olduğu saptanmıştır. Sonuç: Yaşlılar, Barthel'e göre orta derecede bağımlı, Lawton ve Brody'e göre yarı bağımlı bulunmuştur.
|