We planned this study to research the effect of freeze-thaw number and storage temperatures on the tests of thiol-disulfide homeostasis. Dynamic thiol-disulfide homeostasis has a crucial role in antioxidant defense reactions. Thiol disulfide homeostasis is detected in serum samples. To gauge the steadiness at different storage temperatures, sera stored at -20°C and -80°C for 1, 2, 3, 6, and 12 months. To work out the effect of the freeze-thaw cycle, sera were frozen at -80°C and subjected to ten freeze-thaw cycles at 24-hour intervals. According to our results, native thiol, total thiol, and disulfide levels in human serum samples were stable at -20°C for three months and at -80°C for 12 months. After the third month at -20°C, native thiol and total thiol levels decreased while disulfide levels increased. Additionally, as the number of freeze-thaw cycles increased, native thiol and total thiol levels decreased, and disulfide levels increased. Our results show that storage at -20°C and an increasing number of freezethaw processes affect thiols levels. To get the most accurate results, repeated freeze-thaw cycles should be avoided the maximum amount possible. Also, samples should be frozen at -80°C if long storage times are required.
|
Amaç: Psöriyatik artrit (PsA), spondiloartropati grubu hastalıklar içerisinde yer alan psöriyazis ile ilişkili bir hastalıktır. Psöriyaziste tanımlanan kardiyovasküler hastalık sıklığının artışının aynı zamanda PsA için de geçerli olduğu bilinmektedir. Fetuin-A, vasküler kalsifikasyon ve aterosklerozla ilişkisi gösterilmiş olan yeni bir biyobelirteçtir. Bu çalışmada PsA’da fetuin-A seviyelerinin ve PsA ilişkili parametreler ile olan ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem: CASPAR kriterlerine göre tanı almış 97 diyabetik olmayan PsA hastası ve bu gruba yaş ve cinsiyet olarak uyumlu 57 sağlıklı kontrol çalışmaya alındı. Hastalık aktivitesini değerlendirmek için CPDAI, BASDAI, DAS28-CRP ve PASI skorları kullanıldı. Serum lipidleri, yüksek duyarlı C-reaktif protein (hsCRP), eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve fetuin-A çalışıldı. Bulgular: Çalışmada 97 PsA [48 (min-max: 25-65) yıl, 32E/65K] ve 57 sağlıklı kontrol [43 (min-max: 31-57) yıl, 24E/33K] yer almaktaydı. Hastalık süresi 4 (min-max: 0-43) yıldı. Yaş, cinsiyet dağılımı ve vücut kitle indeksi gruplar arasında benzerdi. Serum fetuin-A seviyeleri hasta grubunda sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak daha düşüktü (p<0,001). Alt grup analizinde periferik (n=14), aksiyel (n=52) ve periferik+aksiyel (n=31) gruplardaki fetuin-A seviyeleri de sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak düşük bulundu (p<0,001). Fetuin-A ile CPDAI, PASI, hs-CRP ve ESH arasında negatif korelasyonlar mevcuttu (sırasıyla, r=-0,261, r=-0,254, r=-0,34, ve r=-0,260; p<0,05). Sonuç: Fetuin-A, PsA’da hastalık alt gruplarından bağımsız olarak sağlıklı kontrollerden daha düşük saptandı. Bu molekülün akut faz ve hastalık aktivite indeksleri ile olan negatif yönlü ilişkisi, azalmış fetuin-A seviyelerinin hastalık ilişkili faktörlerle bağlantılı olduğunu düşündürmektedir. Anahtar Kelimeler: Psöriyatik artrit, fetuin-A, enflamatuvar biyobelirteç, kardiyovasküler hastalık, PsA
|
Amaç: Bu çalışmada ankilozan spondilit (AS) hastalarında yeni kemik
oluşumu açısından önemli olabilecek moleküllerden vasküler endotelyal
büyüme faktörü (VEGF) ve osteokalsin düzeylerini değerlendirmeyi
ve ilişkili olabilecek klinik demografik faktörlerin gözden geçirilmesi
planlanmıştır.
Yöntem: Modifiye New York kriterlerine göre AS olarak sınıflandırılan
97 hasta ve 48 sağlıklı kontrol çalışmaya ardışık olarak dahil edilmiştir.
ELISA yöntemiyle serum VEGF, osteokalsin, interlökin (IL) 6 ve 8 ölçümleri
yapılmıştır. Ek olarak hastalık aktivite ve fonksiyonel değerlendirilmeleri
yapılan hastaların spinal radyografik skorlamaları da elde edilmiştir.
VEGF ve osteokalsin ile ilişkili olabilecek faktörler Spearman korelasyon
analizi ile öngördürecek faktörler ise çok değişkenli lineer regresyon
analizi ile değerlendirilmiştir.
Bulgular: AS ve kontroller yaş ve cinsiyet dağılımları benzer
bulunmuştur. Serum VEGF düzeyleri AS grubunda sağlıklılardan
anlamlı şekilde yüksek olarak tespit edilmiştir (1589±756 pg/mL’ye
karşılık 999±608 pg/mL, p<0,001). VEGF ile yüksek duyarlılıklı C reaktif
protein (hs CRP) (r=0,284; p=0,005), IL-6 (r=0,349; p<0,001), IL-8
(r=0,435; p<0,001), eritrosit sedimentasyon hızı (r=0,270; p=0,008)
ve ASDAS-CRP (r=0,235; p=0,022) arasında ilişki bulunmuştur.
Çoklu regresyon analizinde VEGF düzeylerini ön görmede IL-6 ve IL-8
bağımsız olarak etki eden faktörlerdir. Osteokalsin ise AS grubunda
kontrollerden farklı bulunmazken kalça tutulumu ve sakroiliak ankilozu
olan AS hastalarında olmayanlara göre anlamlı yüksek bulunmuştur.
Sonuç: Serum VEGF AS’de enflamasyon ve hastalık aktivitesi ile anlamlı
bir ilişki göstermektedir. Osteokalsin ise yapısal hasarın olduğu özellikle
kalça tutulumu ve sakroiliyak ankilozu olan grupta daha yüksek olarak
saptanmıştır.
|
BACKGROUND/AIMSTissue engineering approaches have provided treatment options for patients with limited cartilage repair capacity. Most of these approaches rely on isolating and expanding chondrocytes in vitro. Mechanical stress, ultrasound, and electric and electromagnetic fields (EMFs) can be used to stimulate cartilage repair. EMF has been used in the management of conditions such as arthritis and fractures. Most of the previous studies have focused on low-frequency pulsed EMF (PEMF). The aim of the present study was to investigate the effects of low-frequency continuous (sinusoidal) EMF (CEMF) versus PEMF on chondrocytes.MATERIAL and METHODSChondrocytes from bovine nasal cartilage were exposed to low-frequency CEMF versus PEMF, and the proliferation and differentiation capacities of these chondrocytes were determined. The effects of EMFs on retinoic acid receptor beta and transforming growth factor beta (TGF-β) expressions were investigated using quantitative reverse transcription polymerase chain reaction.RESULTSOur observations suggested that there was no difference between the effects of PEMF and CEMF exposure on the proliferation and differentiation capacities of chondrocytes.CONCLUSIONEMF-mediated proliferation of chondrocytes requires the presence of growth factors, especially insulin-like growth factor, in the environment to maintain the chondrogenic phenotype; furthermore, the EMF effect on chondrocytes is independent of TGF-β.
|