Amaç: Jinekolojik kanserler arasında tarama testi olan tek malignite serviks kanseridir. Tarama testi olarak smear ile sitoloji
bakılması ve Hpv tiplendirilmesi kullanılmaktadır. Serviks kanserlerinin %90’dan fazlasında Hpv pozitifliği saptanmaktadır.
Çalışmamızda amaç servikal sitolojisi negatif veya ASCUS olarak yorumlanan, HPV DNA taraması pozitif olan hastaların kolposkopi sonuçlarını Reid indeksi yardımıyla yorumlayıp, elde edilen sonuçların histopatoloji ile karşılaştırılması ve tek başına HPV pozitifliğinin preinvaziv veya invaziv hastalığı tanımlayıp kolposkopiye refere edilmesinin gerekliliğini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: 2015-2017 yılları arasında SBÜ İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sitolojisi negatif veya ASCUS olan, HPV DNA sonucu pozitif olan 30-65 yaş arası hastalar çalışmaya dahil edildi. Yapılmış kolposkopilerin kolpofotoğrafları ve histopatolojik biyopsi sonuçları hasta kayıt sisteminden çıkarıldı. Kolpofotoğraflar Reid indeksine göre sınıflandırılıp, histopatolojik sonuçlarla kıyaslandı. Reid İndeks skorlaması kullanılarak displazi derecesinin tahmini LGSIL, HGSIL ve
invaziv hastalık şeklinde sınıflandırıldı.
Bulgular: Sitolojisi normal veya ASCUS, hr-HPV DNA (yüksek risk HPV DNA) sonucu pozitif olan 150 hasta taranmıştır. Kadınların yaş ortalaması 42.9 ± 8.5 idi. Hastaların %88.7’i sitoloji normal/HPV pozitif, %11.3’ü ASCUS/HPV pozitifti. Sitolojisi
normal olan grupta %59.3 oranında HPV 16, 18 pozitifliği izlendi. ASCUS grubunda %5.3 oranında HPV 16 ve/veya 18 pozitifliği tespit edildi. Diğer hr-HPV pozitifliği %3.3 olarak görüldü. Reid indeks skalasına göre 0-2 puan alan hasta oranı %70,
3-5 puan %20.7, 6-8 puan %8.7 olarak hesaplanmıştır. Histopatolojik sonuçlara baktığımızda %82 normal, %10.7 HGSIL,
%1.3 LGSIL, %1.3 servikal karsinom olarak gözlemlenmiştir.
Sonuç: Reid indeksi kullanılarak yapılan displazi tahmini ile kesin histoloji sonuçlarındaki displazi tahmini arasında uyum
vardır. Kolposkopi bir sekonder tanı testi olarak anormal smear sonucu olan olgularda serviksteki en şüpheli alanı belirlemede ve lezyondaki displazi derecesini tahmin etmede yararlıdır. Çalışmamız sitoloji sonucunun normal olduğu hastalarda
yüksek oranda servikal displazi, hatta kanser vakalarının HPV DNA ile yakalanabildiğini göstermektedir. Kolposkopinin belli
kriterleri olan bir skorlama sistemi ile yapıldığı taktirde histopatoloji sonuçları ile daha yüksek korelasyon gösterdiği görülmektedir.