İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Rol Model Tercihleri Ölçeği (İHORMÖ)sosyal öğrenme teorisi temelinde oluşturulmuş bir ölçektir. Bu teoriden hareketleçalışmada İmam Hatip Ortaokulu (İHO) öğrencilerinin sosyal yaşantılarında model alma tercihlerine yön veren unsurlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın temel amacı, İHORMÖ’nün geçerlik ve güvenilirlik analizini yapmaktır. Araştırma Ankara’da yer alan 11 İHO’da öğrenim gören 225’i kadın, 132’si erkek olmak üzere 357 öğrenci üzerinde gönüllülük esasına dayalı olarak uygulanmıştır.Çalışmanın sonucunda 3 faktör altında 15 maddenin yer aldığı, açıkladığı varyans toplamda %72,74 olan, geçerlik ve güvenilir testlerinden geçmiş bir ölçekgeliştirilmiştir. Ölçeğin alt boyutlarına; “Dışa dönük Kişilik Özellikleri”, “Dini Yaşantı Özellikleri” ve “İçe dönük Kişilik Özellikleri” adları verilmiştir. Açımlayıcıfaktör analiziyle ulaşılan yapının model uyumu, doğrulayıcı faktör analizi ile testedilerek onaylanmıştır.
|
Hz. Muhammed’i (s.a.s.) kendine rehber edinen her Müslüman ilk dönemden bugüne Kur’an’ı öğrenmek ve öğretmek istemiştir. Bu istek doğrultusunda yerine getirilen pratiklerden biri de hafızlık eğitimidir. Tarihte küttap, dâr’ul-kurra, dâr’ul-huffaz, mektep ve medreselerde verilen bu eğitim günümüzde resmi olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Kur’an kurslarında ve MEB bünyesindeki bazı proje okullarında verilmektedir. Çoğunlukla yatılı Kur’an kurslarında alınan bu eğitimin bireyin psiko-sosyal durumu üzerindeki etkisi hep merak uyandırmış ve farklı çalışmalara konu edilmiştir. Nicel veri toplama yöntemlerinden tarama modeline dayalı olarak hazırlanan bu araştırmada hafızlık eğitiminin bireyin kişilik özellikleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Evrenini Türkiye’de hafızlık eğitimini tamamlayarak üniversite eğitimine devam eden bireylerin oluşturduğu bu araştırmanın örneklemini üniversite eğitimi alan 105’i kadın, 84’ü erkek toplam 189 birey oluşturmaktadır. Katılımcıların 101’i hafız iken 88’i hafız değildir. Çalışmadaki veriler analiz edilen üç ayrı veri setinden elde edilmiştir. Bunlardan ilki hafız olmayanlar veri seti, ikincisi hafız bireyler veri seti, üçüncüsü ise tüm örneklemi içeren toplu veri setidir. Yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey, mezun olunan okul türü ve hafızlık eğitimi alma durumu çalışmada kullanılan Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi (SDKT) ve alt boyutlarına göre analiz edilmiş, ilgili literatürle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmelerin sonucuna göre yaş, sosyo-ekonomik düzey ve kursun yatılı olma durumuna göre anlamlı bir farklılaşma yoktur. Cinsiyet ve mezuniyet türüne göre farklılaşmanın hafız olmayanlar veri setinde olduğu görülmüştür. Hafız bireylerin hafız olmayanlardan yumuşakbaşlılık alt faktörü ile SDKT ölçeği genelinde anlamlı bir şekilde farklılaştığı gözlenmiştir. Son olarak hafızlık eğitimini iki yıldan uzun bir sürede tamamlayan bireylerin kişilik özellikleri itibariyle daha kısa sürede tamamlayanlardan olumsuz yönde farklılaştığı tespit edilmiştir.
|
İslam dininin ilk döneminden günümüze Kur’an-ı Kerim ayetlerinin da-ha iyi anlaşılması adına ortaya koyulan çaba, Tefsir ilminin konusu dâhilindedir. Ortaya koyulan bu anlama ve açıklama çabasında müfes-sir ve Tefsir alanı uzmanlarının iyi niyeti saklı kalmak kaydıyla takip edilen yöntem ve paradigma farklılıkları çeşitli görüşlerin sergilenme-sine zemin hazırlamıştır. Kimi müfessirler Tefsir literatüründe yer alan rivayetleri merkeze alarak geleneksel Tefsir metoduyla ayetleri yorum-lamaya çalışırken, kimisi de akılcı bir yaklaşım usulüyle Tefsire odak-lanmıştır. Ayetlerdeki kelimelerin hakiki manalarını önceleyen bir pa-radigmanın yanı sıra, mecazı veya temsili anlatımı tercih eden bir bakış açısı da kendine yer bulmuştur. Günümüzde müteşabih ayetler üzerin-den ya da günün şartları doğrultusunda ortaya çıkan Tefsir meselelerin tespit edilmesinin ve bu sorunların çözümüne dair çaba sarf edilmesinin Kur’an’ın anlaşılması uğraşısına olumlu yönde katkı sunacağı düşünül-mektedir. Bu düşünceden hareketle Tefsir alanında görev yapan 26 öğ-retim elemanı ile durum çalışması yapılmış, elde edilen veriler önce-den belirlenmiş temalara göre betimsel analize tabi tutulmuştur. Araş-tırmada ulaşılan verilere göre, Tefsir alanı meselelerinin metodoloji, Kur’an’ın anlaşılma kaygısı, bu ilimle iştigal edecek kişilerin yeterlikle-ri, Tefsir konularının güncellenmesi, Kur’an’ın tarihselliği, Kur’an’a olan bağlılık ve Tefsir konularının ele alınmasında kullanılan dil ve üslup olduğu tespit edilmiştir. Bu meselelerin çözülmesi adına istenen düzey-de bir kaygının olmadığı, kullanılan yöntemlerin çözüme yönelik yeter-siz düzeyde kaldığı elde edilen tespitler arasındadır. Diğer taraftan Tef-sir meselelerinin çözümü adına yapılan konuşma ve tartışmaların teorik boyutunun bilimsel ortamlarda yapılmasının, medya aracılığıyla ise muhatap kitlenin ilgi, ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda olması ge-rektiği sonucuna ulaşılmıştır.
|
Ortaöğretimden mezun olup yeterli puan alan bireyin, hangi yükseköğretim kurumuna gideceğine karar vermesi geleceği için oldukça önemli bir dönüm noktasıdır. Bu dönüm noktasındaki kararlar bireyin kendisi ve ileride vereceği hizmetin kalitesi için önemlidir. Bu bağlamda açık uçlu 9 soruya Giresun İslami İlimler Fakültesinde 2019-2020 öğretim yılında öğrenim gören 54’ü erkek 63’ü kadın 117 öğrencinin verdiği cevapların betimsel analiziyle ulaşılan bulgulardan müteşekkil araştırmanın amacı, yüksek din öğretimi alan bireylerin tercih, hedef ve öğretimin niteliği kapsamındaki görüşlerini tespit etmektir. Araştırma verilerine göre katılımcılar fakülteyi tercih etme sürecinde alana olan ilgi, istek ve din eğitimi almak başta olmak üzere yerleştirme puanı, mesleki gerekçe, mezun olunan okul, ilim elde etme isteği, aile ve sosyal çevre etkisi, dine hizmet etme isteği ve mesleki gelişim gibi unsurlardan etkilenmektedir. Bununla birlikte ülke genelinde yüksek din öğretimine yönelmenin temel gerekçesi olarak daha çok istihdam ile ilgili kaygılara işaret edilmiştir. Yüksek din öğretimi öncesinde ve sonrası süreçle ilgili belirlenen hedeflere bakıldığında lisansüstü eğitimle yüksek din öğretiminin devam ettirilmesi ve MEB ve DİB bünyesinde DKAB öğretmeni, Kur’an kursu öğreticisi, İmam hatip, müezzin olunması gibi istihdama dair hedeflerden söz edilmiştir. Öğretimin niteliği konusunda ise ezbere dayalı öğretim teknikleri eleştirilirken, öğrenim görülen kurumdaki hoca-öğrenci etkileşimi öğretimin niteliğini artırıcı bir referans olarak anılmaktadır.
|
Sosyal bir varlık olan insanın davranışlarını yönlendiren standartlar olaraktanımlanan değerler, bireyin dünyaya geldiği günden itibaren başta aile olmaküzere sosyal çevreyle etkileşim ve eğitim yoluyla öğrenilir. Bu kapsamdadeğerlerin öğrenilmesinde örgün eğitim kurumları olarak okulların yerioldukça önemlidir. Okullarda eğitim-öğretimin en önemli unsuru hiç şüphesizöğretmenlerdir. Öğretmenlerin benimsedikleri model, yöntem ve teknikler ilekullandıkları etkinlikler, öğrenmenin niteliğine yön vermektedir. İlgili literatürincelendiğinde değerlerin öğretilmesinde ya öğrencilerin pasif olduğu değeraktarma yaklaşımları ya da öğrencilerin aktif olduğu değer geliştirmeyaklaşımları ön plana çıkmaktadır. Nicel araştırma yönteminin benimsendiğibu araştırmada, 2016 yılının Şubat ayında atanan 173 aday öğretmenin değeröğretiminde kullanmayı düşündükleri etkinliklere dair görüşleri ele alınmıştır.Değer öğretiminde kullanılması düşünülen etkinliklerin yaş, cinsiyet, fakültemezuniyet yılı, değer eğitimi dersi alma durumu, öğretmenlik deneyimi,adaylık eğitimi yöntemine yönelik tutum, adaylık eğitimi seminerlerini faydalıbulma durumu ve öğretmenlik mesleğini tercih etme gerekçesi değişkenleri ileilişkisi incelenmiştir. Araştırmada, sadece değer eğitimi alma durumu veöğretmenlik mesleğini tercih etme gerekçesi değişkenlerine göre birfarklılaşmanın olduğu tespit edilmiştir.
|
Değerler, bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda içselleştirdiği ve davranışlarını yönlendiren standartlardır. İnsan hayatında belirleyici olan bu standartların kazanılmasına katkı sağlayan eğitim, toplumun kalıcılığını sağlamak için kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması, bireyin kabiliyetlerinin uyandırılması, geliştirilmesi ve ona bilgi ve becerilerin kazandırılması suretiyle bireyin kişilik gelişimine ve topluma karşı sorumluluklarının farkına varmasına yardımcı olur. Bu bağlamda aile, okul, sosyal çevre ve okunan edebi eserlerin değerlerin eğitim sürecine katkısından söz edilebilir. Toplumun kültürel kodlarından mülhem yazılmış hikâye, roman, hatırat vb. gibi eserler, değerlerin öğrenilmesi ve öğretilmesinde önemli bir role sahiptir. Bu makale, 1938 yılından itibaren Türk edebiyatında değerli eserler kaleme alan Sâmiha Ayverdi’nin Batmayan Gün, Ateş Ağacı, Yaşayan Ölü, İnsan ve Şeytan, Son Menzil ve Mesih Paşa İmamı adlı romanlarını değer eğitimine katkısı bağlamında içerik analizine tabi tutarak araştıran bir durum çalışmasıdır. Yapılan değerlendirmelerde değer eğitiminde edebiyatın önemli bir yere sahip olduğu görülmüş, verilmek istenen mesajların, romanlardaki iyi rolü üstlenen kahramanların dilinden akıcı ve etkileyici bir şekilde okuyucuya iletildiği kanaatine varılmıştır. İncelenen romanlarda sevgi, saygı, sadakat, sorumluluk gibi değerlerin ön plana çıkarıldığı, şöhret, gösteriş, şehvet gibi durumların da yerilerek uzak durulması gerektiğine işaret edildiği tespit edilmiştir.
|
Hafızlık eğitimi, İslam eğitim tarihinin ilk dönemlerinden günümüze kadar devameden bir eğitimdir. İlk dönemlerde Kur’an’ın korunması amacıyla başlayan bu eğitim,günümüzde de farklı amaçlarla birlikte devam etmektedir. Nitel yöntem kapsamındahazırlanan bu araştırma ile hafızlık eğitimi alan bireylerden hafızlık eğitiminin öncesi, sonrası ve hali hazırda devam eden süreciyle ilgili derinlemesine bilgi alınmıştır.Araştırma kapsamında farklı illerden 43 bireyle görüşme yapılmıştır. Görüşmede eldeedilen veriler betimsel analiz yöntemiyle elde edilmiştir. Nitel verilerle hafızlık eğitimi öncesinde bu eğitime nasıl bir anlam yüklendiği; hangi amaçlarla ve nasıl kararverildiği; hali hazırda devam eden süreçle ilgili hedef, yöntem, kurs ortamı ve psikososyal durumlar; hafızlık eğitimi sonrasında eğitim, meslek ve hafızlığın korunmasıkapsamında neler yapılacağına dair veriler elde edilmiştir.
|