İslâm ceza hukukunda, “bireyin ve toplumun menfaatini korumak için Şâri’inemir ve yasaklarının ihlaline bağlanan yaptırım ve işlediği suç karşılığı kişiyeverilen elem” şeklinde tanımlanan “ceza”nın genel şekliyle maddî ve manevîolmak üzere iki türü vardır. Cezaî müeyyideler bedene, hayata, hürriyete vemal varlığına yönelik olabileceği gibi kişinin manevî şahsiyetine yönelik deolabilir ve bazen bunların birkaç tanesi birlikte bulunabilir. Maddî ceza sözkonusu yaptırımlar içerisinde en ağırı olarak kabul edilip, bedenî veya fizikîceza şeklinde nitelendirilmekteyken, manevî ceza ise kişinin ruhunda fizikselcezadan daha derin izler bırakan, psikolojik ve ruhsal boyutlu bir ceza türüolarak isimlendirilmektedir. Bu tür cezalar; suçun çeşidi ve suçlunundurumuna göre soğuk davranmak, baskı oluşturmak, nasihat vermek,uyarmak, kınamak, azarlamak, tehdit etmek, teşhir etmek vb. şekillerdeuygulanır. Hemen her suça tek tip ceza verilmesinin suç-ceza dengesinikuramadığı, suçlunun ıslahına ve suçların azalmasına yeteri kadar katkıdabulunamadığı ve caydırıcılık fonksiyonuna sahip olamadığı görülmektedir.İslâm ceza hukukunda, hapis cezasının yanı sıra hukukîlik içeren aslî cezayatâbî, tekmîlî ve ta’zîr nitelikli manevî cezaların, söz konusu amaçlara ma’tûf,etkili ve de yaygın bir cezaî müeyyide çeşidi olarak tatbik edildiğigörülmektedir. Bu türden manevî cezaların genel gayesi; suç-ceza arasındakidengeyi kurmak, suçlunun etkin pişmanlığını sağlamak ve mağdur olan tarafıteskin etmektir. Ayrıca suçlunun ıslahına katkıda bulunmak suretiyle, kamudüzenini korumak ve toplum yararının devamlılığını sağlamaktır. Bu bağlamdaaraştırmada, İslâm ceza hukuk sisteminde aslî cezaya tâbî, tekmîlî ve ta’zîrnitelikli manevî ceza türleri tespit edilerek bu cezaların genel özellikleri ilebireysel ve toplumsal bağlamda fonksiyonu değerlendirmeye tabi tutulmuştur.