Geleneksel sanatlar içerisinde yer alan kalem işi sanatı mimari yapılarımızın iç mekân tezyini için her dönemde kullanılmıştır. Tezyinat tarihi içerisinde değerlen-dirdiğimizde sivil veya dini mimaride olsun hemen her yapıda, iç mekânların kubbe, tavan ve duvar yüzeyleri gibi alanların bezenmesinde tercih edilen yöntem olmuş-tur.Kalem işi sanatı mimaride uygulandıkları zeminin malzemelerine göre isimlendi-rilmiştir. Bunlar sıva üzeri, ahşap üzeri, deri ve bez üzeri, taş ve mermer üzeri kalem işi olarak bilinmektedir. Sözünü ettiğimiz bu tekniklere ait örnekleri sivil mimarinin yanında özellikle dini mimarimizin ana yapısı olan camilerde çok fazla görmek mümkündür.Günümüzde değişen şartlar ve gelişen inşa teknolojileri sayesinde, klasik cami mimarimizde de farklı boyutta örnekler ortaya çıkmaya başlamıştır. Yapı hacminde-ki fiziki değişiklikler, beraberinde sanatçıları iç mekân tezyinatında da değişim ara-yışlarına sevk etmiştir. Söz konusu çağın ve teknolojinin getirdiği imkânların tezyi-nat alanında kullanılmasıyla kalem işi sanatında da bir takım yeniliklerin vücûd bul-duğu gözlemlenmektedir.Klasik cami mimarimizde kullanılagelen kalem işi tekniğine ilave bugün farklı malzeme ve tekniklerle yapılan “naht tekniği” kalem işleri almıştır. Bu uygulamanın en güzel örneklerinden biri Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde görülmektedir.Cami iç mekân dekorasyonunda bugüne kadar kullanılmayan naht tekniği ilk de-fa bu camide uygulanmıştır. Bu itibarla caminin tezyinatı görsellik ve yenilik bağla-mında çok farklı bir konuma sahiptir.