Dinler ve mezhepler, aidiyet duygularının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için geçmişin her an yeniden yaratılmasını sağlarlar. Bunun en önemli araçlarından birisi de dinî ritüellerdir. Şiîlik, ritüele dayalı dindarlığın en yaygın olarak görüldüğü ekollerden birisidir. Şiîliğin siyasî bir hareketten teolojik bir evreye geçişinde ve mezhebî aidiyetlerin kazandırılmasında Kerbelâ hadisesi oldukça önemli bir rol oynamıştır. Şiî gelenekte, Hz. Hüseyin’in ölümünün kırkıncı günü olarak özel bir anlama kavuşan Erbaîn ziyareti ve yürüyüşü, Şiîliğin toplumsal alana nüfuz edip sistemleşmesinde önemli bir işlev üstlenmiştir. Başlangıçta daha çok Iraklı Şiîler tarafından yerel bir görünüm arz eden Erbaîn yürüyüşü, son dönemlerde uluslararası boyuta ulaşan bir etkinliğe dönüşmüştür. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen ziyaretçiler, Necef ile Kerbelâ şehirleri arasındaki yaklaşık seksen kilometrelik yolu birkaç günde yürüyerek kat etmekte, bu yürüyüş sırasında gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle sosyal kimliğin gelişmesine katkıda bulunmaktadırlar. Bu etkinlik, sosyal ve dinî yönünün yanında İran’ın hem diğer Şiîlere hem de başta Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkelerine karşı kullanabileceği siyasî bir boyut da kazanmıştır. Bu yürüyüşün önümüzdeki dönemlerde daha da vurgulanarak Şiî kimliğin ikamesinde alternatif bir araç haline geleceği görünmektedir. Çalışmamız, Erbaîn yürüyüşünü, kimlik ve aidiyet bağlamında disiplinler arası boyutta inceleyerek alana katkı sunmayı hedeflemektedir.